Değmesin ellerin denizlere bu akşam
Sadece sahilin de salın, çakıl taşları topla
O sevdiğin suya dokunma
Yoksa kahrından yanar İstanbul
Duyuyor musun beni Madam Martha
Ne fark eder dedi bilge
Yaşayıp gidiyoruz işte
Bir başlangıç yok
Ya da
Bir bitiş
Öylesine
Ne zaman sevmeyi unutmuş yollar
Gecelerin ihaneti yıldızlara mı?
Alıp başını giderken trenler
Yolculuk mu tuttu seni
Sabaha bu kadar yakınken
Çölde bir dönme dolabım ben
Bir uçtan bir uca
Küçücük bir nokta
Boynun ile omzun arasında
Bu dünya da sen yoksan eğer
uzun bir sessizlikti
aramızda duran
geçip gidecek elbet
el sallamadan, abartısız
sessiz adımlarla arafa
Suskunluğum yeni değildir
Bu ölü dünya da
Her dişlisinde
Ezile, ezile
Damıttım sessizliği
Kırgın değilim sana
seni topluyorum ağır, ağır
arkandan
sen bilmiyorsun bunu
bahçedeki asmanın üçüncü boğumdan budanacağını
anlattım ben sana
Zeytin ağacına dokunuyor bir çocuk
Çocuk işte, küçücük
Elinde bir oyuncak
İliştirmeye çalıştırıyor ağaca
Zeytin ağacı dediğim asırlık
Kabukları çatlamış eğri büğrü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!