Hayata rol kesemezsin
Ancak o sana rol keser
Kenara çekilin baylar, bayanlar
Sahne onun...
(2015)
Bir bağırsam
Avazım çıkıncaya kadar
Yerle gök arasında
Kaybolsam
Sarınsam bulutlara
Ve beni taşısa rüzgarlar
O gidince
Sen tekrar güler misin?
Dedi
Kedim
Ya sen miyavlamayı dedim
Elindeki çizikler iyileşince
O çok özlemişti beni
Ben de onu
Sarıldık kadim dostlar gibi
Sıkı sıkı
Sonra uzun uzun öpmeler
Hele beyaz alnından
Yüzler telefon ekranında
Dağılıp gidiyoruz o incecik camda
Soğuruyor ruhumuzu
En dibe alıyor kalplerimizi
Yalanların mutluluğudur
Yüz çizgilerindeki tebessüm
Öyle bir kıyam ki
Yer gök ağladı
İki vadi de
Kırk çığlık
Kırk kapı
Koparıldık
Bir çığlıktır İstanbul
Kuzey rüzgarları hüzün taşır
Kıyılarına
Mendireklerde ölür arkaik martılar
Bir uğultu bir sohbet rakı masaları
Geçmiş zaman kipidir ilk öpüşmeler
Bir Dalyan da
Yaşayan bir levrektim ben
O muhteşem kapıdan girerken
Şaşalı törenler yapılmıştı
Mutluluk öldürebilirdi beni
Mavilikte sarhoştum şimdi
uzak dünyaların şarkıları gibi kalbim
adım, adım ezberledim
bastığın kaldırım taşlarını
o büyük aldanış deniz kızına
son şafağında ellerinin
şimdi
Ruhumu akıtsam denizlere
Karışsam sulara sessiz
Gösterişsiz
Mavi midir acı
Ya da soğuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!