Fatih’ in has bahçesinde,
Oturdum yeşil çınar altında.
Seyrettim âlemi, bahçede koşuşan çocukları,
Diz dize oturan yaşlıları,
İşinden evine dönen kadını, erkeği
Eh bu koşuşturmalar,
Yarın yeniden doğacağım.
Simsiyah bulutlardan sileceğim,
Onun adını.
Söylemeyeceğim hüznün gizlendiği,
Mutlulukların yalın ayak koştuğu yüreğin yerini.
Yazdığın şiirleri okudum, dün gece
Aklımdan geçen şey,
Yine güldün mü diyeceksin,
Yok, yok öyle olmadı.
Seni çok özledim,
Aklıma gülüşün geldi
Ne zaman gelsem yanına
Hep bir şeyler unutuyorum
Ya sıgaramı, ya tabaka mı,
Ya da hayellerimi.
Gitti gidiyor zaman tükeniyor,
Sen çağırmıyorsun ama
Budağından ayrılan bir dal gibi
Dalından düşen bir yaprak gibi
Baharı bekleyen hazan gibi
Acılarını ve senin olmayan hayatı
Bir madalyon gibi tak boynuna git.
Sana mutluluklar aldılar
Mezat yerinden.
Üçe, beşe bakmadılar
Yeter ki! Olsun dediler.
Acılarının resmini çektiler,
Çerçeveleyip çeyiz diye verdiler.
Mevsimsiz de olsan yağ,
Zamansız da olsan yağ,
Kapansın yâre giden yollarım
Sırıl sıklam olsun bütün duygularım
Acıma bana, silme gözyaşlarımı.
Yeter ki, senin dediğin olsun git, git
Yine yeni, yeni sancılar
Yine böğrümde ağrılar
Yüreğimde toz duman fırtınalar
Yine yeni bir terkedilişin arifesinde
Yine ellerim koynum da
Yine gözlerin fersah, fersah uzaklarda
Yok, yere sevdi gönlüm seni,
Aldın aklımı başımdan,
Böyle gurursuz ettin beni.
İstediğim sevgindi,
Bin mihnetle vermişken,
Arşın, arşın aldın benden.
Tut ki ilk sevdamsın sen,
Ayrılıkların bekçisi gibi
Alnım camda, gözlerim yollarda
Yüreğimde katman, katman hüzünler varken
Gitme NE olur gitme.
Gökyüzünde el ele tutuşan bulutlara
doğum günün kutlu olsun can dosttum değerli hemşerim
ömrün bereketli olsun...
nice yıllara
SERHATLI