Sonuna kadar açtım sevgi kapılarını
Yüreğin, yüreğimin olsun diye.
Seven gözlerden çekip aldım
Gözlerimi,
Hep sana baksın,
Hep seni sevsin diye.
FİLİSTİN ÜSTÜNE
Bir ülke ki,
Gazze şehri cayır cayır yanıyor!
Bendim içimdeki haykırışları,
Susturamayan.
Bendim deli taylar gibi,
Kilometrelerce koşup giden.
Toynaklarından savrulan toz bulutlarına,
Yenik düşmeyen.
Bir gün sende beni özlersen,
Topla pılı pırtıyı, çık Leylâ’nın düzüne
Kaldır başını bak gökyüzüne
Gidişinle yosun tutan bulutlar
Kırılgan bir yürek gibi bakar yağmurun
Güleç yüzüne.
Ne zaman gelsem kapına
Bu gün yokum yarın gel dersin
Ne zaman adresini sorsam
Ben o sokaktan taşındım dersin
Ne zaman seni sevdiğimi söylesem
Sus! Sus! daha çok erken dersin.
Dilim di, öz dilim di,
Beni yardan ayıran,
LAL olası dilimdi.
Yüreğimdi, acıyı tattıran,
Olur, olmaz sevdalara boylanan
Ne güzelde bir birini ağırlar,
Harikasın üstat diye şakırdar
Çıkarları ters düşünce kahırdan
Puanını, yorumunu tırpanlar.
Ahbap, çavuş dostluğuna koşanlar,
“Müptelası olduğum aşkından
Vazgeçmem öyle kolay olmadı.”
Sen yokken resimlerini severdim.
Belki sesimi duyarsın diye, şarkılar söylerdim.
Buğulu camlara adını yazardım
Sana geldim sana utanıp sıkılmadan
Tavlanda ki tımarlı atını değil,
Eğersiz yularsız atımı istiyorum.
Ver elini elime,
Alayım seni atımın terkine
Götüreyim seni Uzak kentime.
Saçım, sakalım, bıyığım
Kırağı çaldı yüreğimi, buz tuttu kirpiğim.
Ellerim ceplerimde yumruk, yumruk
Ayaklarım insafsızca çiğnedi durdu
Kar tanelerini.
Soluk soluğa bekliyorum,
doğum günün kutlu olsun can dosttum değerli hemşerim
ömrün bereketli olsun...
nice yıllara
SERHATLI