Bütün yolların bitimi,
Bütün sokakların çıkmazı,
Limansız denizler,
Rüzgarsız yelkenliler,
Tayfasız gemiler,
Cezasız katiller,
Düşünebilmek bu yağmurda seni cam kenarında,
Bütün kurşunlarına rağmen yağmurun,
Ve saçlarına doğan gökkuşağını yakalayabilmek
Derin düşlerin arasından
Düşünebilmek bu yağmurda seni cam kenarında
Ne kötü; bulup bulup kaybetmek seni,
Kaybedip de acıyla kahretmek kendini,
Susuzluğunu tuzla dindirmek,
Ne kötü, umudun bittiğini görmek...
Ne kötü; seni hissedip duyamamak,
Bu son dokunuşlarıydı gözlerimin,
Senin baharının çiçeklerine,
Ahh hüzün;
Ne kadar çok yakışıyorsun Eylül’e.
(Korkak ve Suskun)
Doğarken ağlamayan bebek var mı,
Gözyaşını yalamayan,
Sessiz ağlayıp kendine kıyan,
Taş bağlayıp yüreğine, boğazına düğüm atan,
Senin maceran benim seni görmemdi,
Bir pazarcının tezgâhından aldım seni,
Aldım da penceremin pervazında büyüttüm,
Güneşini sen aldın,
Suyunu ben verdim.
Yüzümü yanağına koyduğumda,
Her sevdanın ahiri kavuşmak değil ya,
Gülümse sevda ayrılığımıza,
Başlarken ayrıydık zaten,
Baykuş uçardı umut kafesinden,
Hayatın acımtırak tadı dudaklarımızda,
Hayat;
Yalan değil bir zaruret olabilir,
Veya düzgün yolda ayağın kayabilir,
Koşarken tökezleyebilirsin,
Bebekler gibi bazen toprak yiyebilirsin,
Ansızın bir köpek gibi yolda ölebilirsin,
Hüzünmüş senden geriye kalan,
Gel gözlerimden acıyı oku.
-I-
Şiir ustası değilim, şair hiç;
Ben bir yol sevdalısıyım gece içerisinde,
Kısa bir yolculuktan geriye kalan,
Kararmış bir gecede,
Bir kuytu köşede,
…
Mehtap ve sen,
Şiir ve sesin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!