Kış güneşinde ısınan ihtiyarlar gibiydik
Bir bulut geldi aramıza dağıttı bizi
Alelacele toparlanmaz hayaller
Islanır yağmurlarda
Şiir bir baston olur
Sensiz kör topal yüreğin aksağında
Görürdüm,
Dört mevsim perdeleri yıkar,
Her hafta camları silerdin.
Duyardım,
Titizmişsin,
Kasım sonuydu İzmir soğuktu,
Tarihi kent pazarı salı günüydü,
Eskimiş kimsesiz konak önünde,
Kaldırım üzeri eğreti bir tezgah,
Yaşı sekseni aşmış pazarcı teyze,
Üşümüş elleri hava rüzgarlı,
Sevdası yaman,
Sevdası hicran,
Şu benim gönlüm,
Güz ile hazan.
Aşığın derdi,
Hece hece hatıraları sildim attım,
Çıkardım kalbimi yudum yıkadım,
Seni bu şehrin yağmurlarına bıraktım,
Damla damla akıp gittin içimden.
Hüzün,
Şair aşka reddiye yazamaz,
...
Balık suda boğulmaz
Kuşlar güneşe varamaz,
Unut dediğin bu sevda,
Karakalem bir hüzün ressamıydım,
Kuru badem dallarına zemheride çiçek çizdim,
Hiçliğe adanmış şairdim,
Karın doyurmayan mısralarda aşkı tarif ettim,
Ne kazandırır insana haykırmak,
Yankısı vurmayan duvarlarda,
Senin için ne çok fedakarlıklar yaptım,
Mesela; çok sevdiğim halde,
Sarımsaklı yoğurtlu kızartma bile yemedim,
Sen kokusunu sevmiyorsun diye.
Gittin oysa şimdi,
Hiç bana koymadı,
Önce sözlerden başladı işgal
Sonra parmaklarımıza
Ellerimiz kollarımıza
Sinsice girdiler omuz altımıza
Sonra prangaları mahmuz gibi kullandılar
Gâh uçurum kenarı
Takvim yaprakları basım hatası
Sürgüne her gün, aynı gün oysa
Sabah oluyor güneş batıyor
Akşam oluyor güneş doğuyor
Limanda gemiler yatıyor
Yatağında usulsüz ruhsuz ten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!