Hasretine mühürünü koymuş dudaklarım
Güneşe gölge verirken çiçek ve yaprak
Yoksa ......
Kokusuna mı inanmalıyız hayatın.....
Aklım firari
Düşüncelerim kelepçe de
Darbe yemişim sanki
Suçluymuşum işte
Bileklerim kelepçede
Başım dik
Kuşlarda çekilir gökyüzünden birazdan
Sesi soluğu kesilir bu sehrin
Eli ayağı kaybolur caddelerin sokakların
Gecede bir kimsesizler
Birde ben kalırım
Ay yıkanır denize düşen yakamozunda
Tanıdım insanları,
bir yol kenarında bazen
bazen bir yolun orta yerinde
çıplak ayakları
Yarası ağır,kalbi dokunaklı
konuştukça bir dağ gibi büyür yaraları
Bir tek karede kaldı yüzün
Bir avuç kırıntılarda kaldı hüznüm
Bir bulut parçası gibi
Küçük küçük su birinkintileri gibi
Birer birer silindi....birer birer gitti
Yüreğimde tüm sevda sözcükleri
Topladım bütün gülüşlerini avuçlarıma
Düşündükçe seni
duyduğum sesln ...
Gördüğüm o yüzün...
Nasılda çok güzelleşiyor,
Nasılda çok aydınlanıyor dünyam
Her asrın heybetine yüklenir şanlı sesin,
Düşmez göğüs üstünde çelikten neferin.
Ölüm inse de semadan, zafer hep senin,
Cennet vatan uğruna kalbindir siperin.
Destanlar yazsın seni, ey Türk askeri!
Nasır Tutmuş Ellerimiz
Hangi gözlerle baktık ki dünyaya, dostum?
Acımız bu kadar derin,
Bu kadar büyük,
Düşlerimiz bu kadar umutsuz,
Sen uzak kentlerin birinde,
Hüzünlü bir şarkı gibi
Başını camlara yaslayıp
Gün batımlarında,öperken alnından güneşi
Öpüşünle düşlerime koyarım gülüşünü...
Sen uzak kentlerin birinde
Nasılda sağır sokaklar…
Nasılda hayalin kirpiklerimden süzülen iki damla gözyaşı gibi
Yollarıma dökülmek istercesine,
Olabildiğine nasılda yorulmuşum hasretinle.
Luzumundan fazla varlığın ve yokluğun…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!