Akıl Düğümleri
Bu beyaz duvarlar, sessizliğin yankısı,
Ve ben burada, adı olmayan bir boşlukta,
Adını haykırıyorum her gece,
Duyuyor musun beni?
Söylesin yıldızlar, söylesin rüzgar,
Soruyorsun ya hep, "Neyin var?" diye,
Anlatamam sana, kelimeler yetmez.
Dilime düğümlenmiş hıçkırıklar,
Yüreğimde büyüyen sessiz bir isyan var.
Söylesem, anlar mısın beni?
Anne, nerdesin? Sesimi duyuyor musun?
Saçlarımı uzun uzun örerdin ya hani,
Şimdi saçlarım karışıyor rüzgârda,
Senin ellerin olmadan, hiçbir şey düzelmiyor, anne.
Her sabah uyandığımda seni arıyorum,
Ulu dağlar çağırır, ses ver ey Türk,
Bozkırın yüreğinde yanar bir kürk.
Kanınla yazıldı bu şanlı tarih,
Asena’dan gelir soylu bir dirlik.
Gök kubbe şahittir, yıldızlar bilir,
Aşk, ne bir kelime ne bir efsane,
Derin bir kuyudur, ruhunda saklı hikâye.
Dokunur yüreğine, sevginin ince elleri,
Bir güvercin gibi ürkek, bir dağ gibi heybetli.
Sevgi, varoluşun en sessiz çığlığıdır,
Aşk nedir ki ey yüreği yanan,
Mevlâna’nın ateşi, Yunus’un dermanı.
Bir damla suyla yanıp tutuşan,
Mecnun’un çölü, Kerem’in fermanı.
Leyla diye düştü yola Mecnun,
Her akşam inci tanesi gibi doğarsın gökyüzünde,
Bembeyaz ışığınla aydınlatırsın karanlıkları.
Sanki bana gülümsüyorsun, içimi okuyorsun,
"Sev, sevil, mutlu ol, gülümse," der gibisin.
Ay ışığım, yüreğime düşen umudum...
Gece çöktü yine, karanlık ağır,
Babam, sensizlik yüreğimi dağır.
Bir yıldız kayar mı gözümden bilmem,
Gittiğin yer uzak, dönmezsin, bilsem...
Bir ses yankılanır rüyalarımda,
Ben Tövbemi Rafa Kaldırdım
Merhaba, ey vicdansız,
Sana bu mektubu içki masamdan yazıyorum.
Her yudumda senle olan geçmişim doluyor kadehlerime.
Nefret kusuyorum o geçmişe,
Kızım, nerdesin? Sesim yankılanır boşluğa,
Bir karanlık sardı dünyamı, gözlerim kör,
Ağlamaktan tükendi bu gözler,
Ama kalbim hâlâ seni arar, seni özler.
Küçücüktün, yedi yaşında bir melektin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!