Pat patları balıkçı motorlarının, gece henüz çökmeden, Okşamadan henüz yüzümü, hafif rüzgar, Yine o kıyı ve ışıklar. Ve deniz. Ve kıpırtılar. Kıyının ahengini, iç ahengimle eş yapıyorum. Ezgiler hafif. Dinlemedeyim İzmir’ imin gecesini. Bir kıyının hafif, uyumlu, egzotik bir hüseyni, şarkıda. Uzaklardan geliyor. Ses Müzeyyen hanım’ın sesine benziyor.
Geçdi sevdalarla ömrüm.
İhtiyar oldum bu gün,
Ak pak olmuş saçlarımla,
Bi karar oldum bu gün..
‘’Allı Turnam bizim ele varırsan,
Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle.
Eğer bizi sual eden olursa,
Boynu bükük, benzi soluk yar söyle.’’
(Keskin’li Hacı Taşan 1930- 1983)
Renk alıyor hayat,
Maviye.
Ne güzel de dalgalanıyor günler.
Geçmiş bir gece,
Çok uzak ve içimde.
Ötesi sis, duman.
Işık huzmesi gibi,
Yola çıkıyorum şimdi hem de.
Sesimden hızlıyım, kırmızımsı kızılcık kokuyorum.
Oralardan bile şimdi hem de,
Açamadığım dalın çiçeğine düştü, Aralığın güneşi.
Yukarı ve aşağı savuruyor. Çiçeğin yaprağına sanki kastı.
Grimsi bulutlar göndermiş gibi rüzgarı.
O direniyor.
Üst katmanına,
Ulaştığında,
Ses’im, Evren’in,
Alevlenip,
Tüm istediklerim,
Biliyorum,
Daha dün,
Karanlık ve ışık
Baş başa vermişler.
Hadi! Demiş, karanlık,
Şimdi sende sıra, susuyorum şimdi.
Sus! Demiş, aydınlık.
Pür telaş değilim.
Son ekleri de attım,
Yaldızlı kelimelerden.
Den sonrası sadece,
Durgun ve donuk,
Gideni evet gördüm.
Hafifçe nemlenirken,
Avuçlarım,
Kuru rüzgarın sıcağıyla;
Yıllar öncenin,
Yürek çarpıntıları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!