Birden hatırlayamadım. Nasıldı? Bilirsin sen belki.
Uzun zaman olmuş ayrılmışlar da sevgililer,
Yangın yeri olmuş yürekleri. Masal olmuş aşkları.
Zaman yangını söndürmüş,
Beyaz bir kül örtüsü korumaya almış sevgilerini.
Modası geçince, eski zaman radyosunun konduğu yere konmuş aşkları. Çatıya yani.
En değerli tacı,
Senden aldım..
Henüz eğilirken başları,
Henüz solarken yaprakları,
Nergislerin..
Her zaman
Gerçeği
Söylemelimiyim?
İtiraflar
Yaşam yürüyüşünde
Kendime
Şimdi
Benim olan herşeyi,
Kırık dökük belirsiz,
Eskiyi,
Ayaklarımın bastığı yerleri,
Bu geç mevsimde
Serin bir rüzgar esiyor görmek istesem de denizi
Korkuyorum pencereyi açtığımda aşağıda olmamasından
Dalgaların.
Götürmüş olmalarından korkuyorum tüm denizimi
Durma at hadi,
Seçemeyen gözlerini bana,
En parlak,
En yakıcı zamanında,
Güneş’in.
Bekle biraz!
Henüz değil, şimdi değil..
Biliyorum düşünmedin bile..
Korktun belki,belkide
Kırgınsın derinden..yılgınsın..
Bilki, değil bildiğin gibi..
Gerçek bir İzmirlinin en gururlandığı ve mutlu olduğu gün hangisidir bileniniz var mı?
Size, İngiliz yazar ve gazeteci, Giles Milton’un orijinal adı ‘’Paradise Lost-Smyrna 1922’’ olan, Türkçe adıyla, ‘’Kayıp Cennet Smyrna 1922’’
İsimli kitabından okuduğum ve bırakın bir İzmirliyi, bir yabancının gözünde bile o mutlu gün hangisidir, biraz anlatayım izninizle.
‘’Türk Süvarilerinin at üzerinde rıhtım boyunca yürüyüşü görülmesi gereken bir gösteriydi. Biniciler eyerlerinin üzerinde dimdik oturmuşlardı. Palaları, açıkta güneşin altında pırıl pırıl parlıyordu. Başlarında ay ve yıldızla işlenmiş siyah Çerkez fesleri
Vardı. İlerledikçe ‘’KORKMA! KORKMA! ’’ Diye bağırıyorlardı.’’
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!