1952 yılında İzmir de doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle önce Güneydoğu anadolu sonra iç Ege de bulundu. Afyonkarahisar Atatürk ilk okulunu bitirdi.Aynı ilde meslek lisesi elektrik bölümünü bitirdi..Lise çağlarında şiire karşı ilgisi arttı.. Bir kaç şiiri gazetede yayımlandı..Yine o dönemde şiir okuma birincilikleri aldı..Edebiyatla ilgili bir bölüm okumak istediysede bu mümkün olmadı..Tekstil mühendisi oldu..Ancak içindeki edebiyat aşkı bitmedi..Ve şiir tabiki..Hayatının her döneminde şiiri hem okudu hem yazdı.Orhan Veli Kanık en çok etkil ...
Hemen bugün şimdi, neden evden kendimi dışarıya atıpta
Sahile koştuğumu sana anlatamam,bende bilmiyorum..
Akşamüzeriydi..
Bir gün bu duygumu çözebilirsem yazarım sana,İlk sana..
Kuşlar diyarında yaşam tüm canlılığıyla devam ederken, inançları gereği kabilenin tüm üyeleri hayatın dinamik değişimlerinin doğurduğu farklı durumlara göre başları sıkıştığında tüm kuşların efendisi olan ve zor duruma düşen kuşlara her zaman yardım ettiği
Söylenen Simurg’a dua etmektedirler.
Ancak aralarından bazıları zamanla Simurg’un neden yardım çağrılarına cevap vermediğini ve kendilerine görünmediğini sorgulamaya başlarlar.
Bu sorgulama bir süre sonra Simurg’un varlığının sorgulanmasına dönüşür.
Aralarından kimileri bu şüphelerini açıkça itiraf ederken, kimileri yardımın gelmemesini kendi eksikliklerine bağlarlar.
Varsın, yoksun olsun şimdi,
Gözlerim o gerçekten.
Mahrum kalsın.
Olsun.
Hangi gerçeği bunca yıl, gördü ki?
Antik çağ söylencelerinin büyük anlatıcısı, Ege’nin ilk şairi Homeros, her yeni günün ilk saatlerinden ‘’Gül parmaklı şafak’’
Diye söz eder.
Homeros’ta her yeni gün, Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos ile başlar. Eos, okyanustan her gün kanatlı dört atın çektiği ışıltılı arabasıyla çıkıp göğe yükselen, rüzgarları, yıldızları ve sabah yıldızını ortaya çıkaran şafak kızıllığıdır.
‘’Smyrna’da tek bir ırk değil, bir ırklar karışımı vardır. Üç yüz yıldan bu yana Fransız, Hollandalı, İngiliz, İtalyan, Helen, Alman, İsviçreli vs. bekarlar ülkelerin çeşitli bölgelerinden Smyrnaya gelip ya yerli kızlarla evleniyorlar ya da bu Avrupalıların yerli kızlarla evliliklerinin meyvesi olan kızlarla evleniyorlar. Bütün bu çeşitliliklerin evlatları arasındaki evlilikleri de ekleyin… Bu çok sayıdaki karışımın sonucu özel bir tür olamaz, bu tanımlanamayacak ve egemen, kavranabilir bir çoğunluk oluşturamayacak kadar değişik bir şeydir.’’
LAVANTEN KİMDİR?
Lavantenler kimlerdir? Sorusuna küçümseyici ve yalanlamalarla dolu muğlak bir tanımlama yapmadan önce Norveç kökenli bir Smyrnalı olan Bonaventure Slaars’ın 1893 yılında yazdığı, yukarıdaki açıklamasını iyi anlamak gerekli bence.
Sen söyle,
Hangi bilindik duyguya
Yenileyim bugün?
Belki de
Sana yazdıklarımı önce,
Çok belliydi,
Yüzeyselliği içinin..
Çağrıların,
Ulaşmıyordu,
Elin uzanmıyordu..
Sesin surlardan
Bekleme,
Doğmayacak dünden bu güne,
Aradığın ışık..
Aydınlıkken,
Henüz inmeden kurtlar,
Çılgın Türklerin verdiği onurlu savaşın sonlandığı an hangi andır
Bir tahmininiz var mı?
O öylesine bir andır ki, gururunuz sizi çok yüceltir, onurlandırır hatta ağlatır bile.
Fahrettin Altay paşa’ya bağlı süvari birlikleri, Bel kahve sırtlarından
İzmir yönüne doğru inmeye başlamışlardır.
Merhaba, Epeyce bir zaman oldu biliyorum. Beklettim seni.
Beni anlayacağını umuyorum.
Ne olur biraz dinle beni. Anlatacaklarım var sana.
Ne kadar da aptalım.
Sen dinlemez, kendini dinletirsin değil mi? Elinde değil.
Ama bir kez rica etsem de beni dinlesen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!