Diyeceğin her şeyi dedinmi?
Beni yok eden,senin olmayan sesinle;
Tanrıçam..
Sonrasında sen,sen oldunmu?
Belki de öyleydi,
Uzaktı o yıldız.
Çabalarken aklımca,
Al bir boyaya batırmaya,
Beyaz yazmayı.
Çok aşağılara baktım.
Hafif esintili hatta üşüten o akşamüstü;
Şehrin henüz yanmamışken ışıkları,
Bir pus çökmüştü akşama..
Birbirimize doğru, iki ucundan şehrin
İçimizde acıları azaltıp;
Kendinden bil.
Ya da ben den.
Aynı kapıya çıkar.
Kapıları suçlama, çivilendiler.
Mutlaka bil.
Geç de olsa.
Şu an elimde,
Bir resmin olsaydı..
Arkanda deniz manzaralı..
Olmasada önde zeytin ağaçları..
Saklanarak sonsuz karanlıklara,
Derin anlamlar yüklemişsin yüreğine..
Mahzunlaşmış,üzülmüş,saklamışsın gözyaşını..
Saf gülücüklerin,dokunsan ağlayacak kadar uzakta..
Bakışların sitemlere set çekmiş,biriktirmişti,tutmuştu içinde..
Yine acıdı içim sabah olurken..
Sis ve sessizlik birde erkenci serçeler vardı..
Soğuktu..içim soğuyordu..içim acıyordu..
Baktım serçelere,dertleri karın doyurmaktı,
Hiç ağlarlarmı serçeler? bilmiyorum..
Sessiz ve sakin ağlarmış,
Aşık..
Tek olur birleşir,gidermiş sessizce..
Kaybolurmuş labirentlerde,görünmez odalarda..
Sağanak tanrısı Ninurta ayağa kalktı bu gün. Rüzgar ve yağmuru almış eline. Kudurmuş fırtına yağmur getirmiş. Bütün yapılmış duvarları yıkmış.
Bir adama karşı durmuş bir adam. Tufan ‘’her şeyi silip süpüreceğim.’’ Dedikten sonra.
Gök emir vermiş. Ülke gibi her şey yıkılmış dağılmış.
Tanrı Enki ‘’Sana söz söyleyeceğim. Sözümü tut! Kulak ver söyleyeceklerime! ’’ dedikten sonra.
Çıkabildiysen,
O ucube veda’ın içinden,
‘’Çok kolaydı! ’’ benim için,
Diyebildiysen,
Şu an bile hiç,
Garipsemiyorsan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!