Öğreniyormuşum meğer ben, her şeyini. Azaldıkça ışığı Uzak, parlak Sitare’nin.
Sinan gibiymiş. Suretler değil, vuslat yoluymuş meğer. İçinde yanan od’uymuş veren bedenime asıl değeri.
Kalmak, kaybolmak, savrulmakmış yollarda. İki Esma’yı da bilmekmiş.
Bilirsin
Bazen
Karla kaplanır,
Güvendiğin
Dağlar.
Yemyeşil
İşte şimdi gidiyoruz. Bakmıyoruz ardımıza eskisi gibi.
Bitiyor, mühürleniyor sessizlik, dokuyamadığımız iplikler, pamuk yanığı gibi kara kül kokuyor.
Gülüşler kayarken girintili kayalarda, Vazgeçiyorum ‘’Asla’’ dediğim şeyden.
Ağrıyan bir yer içimde, aramıyorum. Yok ki.
Salt çarpıntılar değişiyor bazen. Bir karanfil kokusu gibi gidip geliyor.
Alacağını alanın, düşünüyor olması gerek, bir kez daha asıl gerçeği.
Zamanı daraldı acı gerçeğin,
Yalanım dilimde zehir.
Döner durur ve içime çekilir zaman,
Şimdi hey sen! Yüzüme vuran o akşamüstü güneşi.
Yarın gelme sakın.
Dilim de inkarda söylediğini. Biliyor musun?
Bir
nehirde
boğulabilmeyi
göze alabilirsem
mutlaka
nil'e giderim
Beklemeyi sevdi,ısındı yüreğim yokluğuna..
Görünmediği gecelerde gökyüzündeki tüm ışıltıların,
O parlaklığı,aydınlığı aradı kör karanlıkta..
Bildi de sevdi o sıcaklığı,ısındı yüreğim yokluğuna,
Küçük bir yıldıza takıldı kaldı,titreşimli soluk ve bitik.
Avucuna bıraktığım,
Gözbebeğinde,
Saklayacağın,
Bir şeydi..
İzmir’imin eski Yunan dilindeki son adı olan SOMORNİA aslında bilim insanlarına göre Yunanca değildir.
Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Smyrna isminin Anadolu kökenli olduğunu iddia ediyor.
M.Ö. 2.bin yıllarında Kültepe-Kayseri yazılı tabletleri arasında Tismurna adının geçtiğini tespit eder. Bu isim bir yerleşim adıdır.
Tismurna ismindeki ‘’Ti’’ bir ön ektir. Böylece ‘’Smurna yer adının
M.Ö. XVIII. Yüzyıldan bu yana kullanılan bir yerleşim ismidir.’’
Her hecesinde,
Ayrı bir anlam yüklü,
Bir koyu yeşil
Orman kokan,
Pek çok efsaneye göre toplumlar, doğru yolu göremeyecek kadar körleşince, Tanrı o kavimlerin helaki için çeşitli afetler göndererek
Onları cezalandırmıştır.
Buna göre Tanrı, dört temel elementi simgeleyecek şekilde, örneğin Nuh’un kavmini ‘’su’’ (sel) , Hud’un kavmini ‘’hava’’ (kasırga) ,
Salih’in kavmini ‘’toprak’’ (deprem) , Lut’un kavmini ‘’ateş’’ (yanardağ lavı) ile cezalandırarak helak etmiştir.
Tufan olayı Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamlık gibi ilahi dinlerde var olduğu gibi, diğer dinlerde de mevcuttur. Bu dinlere göre tufan, kendilerine karşı günah işleyen insanlarla birlikte dünyada var olan bütün canlı varlıkları ortadan kaldırmak üzere, tanrıların göndermeyi kararlaştırdıkları, bütün dünyayı istila ettiğine inanılan su felaketidir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!