meçhule giden bir trenin yolcusuyken kendi
içimde,
gördüğüm her şey sana yaklaştırıyordu farklı biçimde...
beni, gurbet şiirlerinin makberinde arama...
gönlümdeki közün insafına sığınmış,
yaralı serçe gözyaşıyla,
gavur gecelerde sana yürümekteyim...
Ara sıra gel öyle haber vermeden,
Karınca kararınca,
Hava kararınca,
İsmini mırıldanırken,
Bir tutam kokunu sürün gel.
Dedi gidermisin yarin bağına,
Dedim hazan düştü bahçe bağına,
Selam söyle o güzeller şahına,
Güne küskün bir karanlık yerdeyim,
Arefeyim, bayram görmez haldeyim.
Bir cümle kur,
Cümle alem bu cümlede cem olsun.
Sen arif ol,
Marifetin cümlesine ders olsun.
sözlerim arif olana.....
yazsaydım, sana cevap verdiğimi kimse anlamazdı,
çünkü herkes bilir ki laf sokmak erkeğe yakışmaz,
hakaret etmekte kitabımızda yazmaz.
benim duruşum elif gibi yansız, vicdanım tarafsız
kalemimi merak ediyorsan hatsiz, hesapsız.
ARKADAŞ
Bir kalem darbesiyle öldürdüklerim var.
Ölü bir çiçeğe,
eğilip ağlayarak can verdiğim var.
Bazılarının rüyada göremediklerinin,
Yaşamak, başlı başına bir uçurum kenarında yürümektir zaten.
Bazen ayağın kayar, bazen bilerek, isteyerek bu uçurumdan aşağı atlamak istersin.
Uçurumdan atlarken, bir meleğin kanatları üzerinde olduğunu hissetmezsen,
Yere çakıldığında Azrail'in ölüm iksirini içerek uyursun
Arkadaş.
arnavut sokağını senin için döşedim,
sevdiğin çınarın altına çifte kurnalı çeşme
....... ve
senin için baharlar hazırladım,
en sevdiğin çiçekler papatya, nergis, sümbül, menekşeler,
içim keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir dünya,
Bir testi zemzem sundu naz ile,
İçtim, abdest aldım huşuyu haz ile.
İçim döndü arş'ı kenzül'e,
Tut elimi götür beni ol menzile.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!