Birazcık fazladır esen rüzgarı
Talas Erciye’sin yamacındadır
Paraşütler vardır baksan yukarı
Mutludur onların sevincindedir
Tarihi gibidir Talas eskidir
Cürümlerden sonra geldim teslime
Titrek dudaklarda pişman kelime
Yüce huzurunda kalkan elime
Rahmetini kondur, acı halime
Günahlardan olsa; yürek taşlaşmış
Geceden hazırdır en erkencidir
Her sabah arınır Erciyes Dağı
Köklüdür köktendir en kökencidir
Sabırla direnir Erciyes Dağı
Etekte tepeler durur yan yana
Ayrılıp gittin ya cümle kurmadım
Yoktur konuşmaya aksanım Ayşem
Savruldum boşlukta sözde durmadım
Kaydı fırtınayla eksenim Ayşem
Yokluğunla kalbim ah inim inim
zorlanınca küçük çok yürümekle
anneler sırtlanır evlat yükünü
dünyayı kaldırır bin bir emekle
fark etmez ki ona neyse yekunu
gecede kayarak dişini kırdı
Sen benim içimi ferahlatırsın
Kavuran her yazda seni aradım
En hoş türküleri hatırlatırsın
Çalarken her sazda seni aradım
Düşündüm durdum seni her gece
En güzel yıldıza adını koyup
Her gece mahzunca izledim durdum
Senden ayrıgeçen günleri sayıp
Bıkmadan yolunu gözledim durdum
Sürekli dirildim çok defa ölüp
Ne gecem bellidir ne de gündüzüm
Yokluğun arttıkça yanıyor özüm
geçmeyen zamana bulunmaz çözüm
Günlerim çağ oldu sen yoksun diye
Ferhat dağlar delip yare kavuştu
Yanımdan sessizce akarken kura*
Zaman yavaş yavaş aktı ardahan
Sevgiliden uzak düş kura kura
Hasretlik içimi yaktı ardahan
Aşkın deryasında ben bir katreyken
Geçerek bütün zamanı
Aşarak dünya mekanı
Gezerek sarayı hanı
Evime göçen çiçeksin
Sarayında sultanların
Hocam gerçekten şiirleriniz çok hoş ne diyebilirim ki siz tek kelime ile süpersiniz...
seni tanımayanlar ne büyük bir hazineye kacırdıgının farkında degil.rabbim inşallah onlara da bu nimeti tattırır.