“Hele dadaş hoş musan” deyip hatır,
Soranlar diyarı Erzurum’dayım.
Şerdir zannedilen işlerde hayır,
Görenler diyarı Erzurum’dayım.
Dost olana ne ad sorar ne kimlik,
Nere gidiyorum ben yapayalnız
Koca’m, karı’m kaldı diyemez insan.
Büyüyüp de evlenecek oğlan- kız
İşim yarım kaldı diyemez insan.
Emre uydu; Süleyman da, Lokman da
Geçmiş seneleri döktüm eleğe
Alta tatsız tuzsuz günler döküldü.
Dolmuş hepsi ömür denen şeleğe
Taşıdıkça gözden kanlar döküldü.
Sandım yaşım yaşadığım kadarmış
Gönüldür bu güle dokunmak ister,
Dikenine bile dokunmak ister.
Türkü yakıp saçının her teline,
Şu mızraba, tele dokunmak ister.
Gönül gelmek istiyor da yanına
Tedirgin ayağım yola dolaşır.
Ne zaman başlasam hal beyanına,
Kelimeler sakar dile dolaşır.
Gözlerden akmaya başlayan pınar
Canım de oğula, cicim de kıza
Onlar gülerse gül, ağlarsa ağla.
Helal süt emmişse çıkmaz arıza,
Çekinme sırtını daya, bel bağla.
Kız erkek fark etmez; evlat evlattır
Üstümüzde gezen kara bulutlar,
Dağılıp bir yana gitmiyor dünya!
Zahmetsiz hayaller, düşler, umutlar;
Ne yazık ki para etmiyor dünya!
Bir küçücük virüs başladı şova,
İşte yüzsüz Esed, iki yüzlü Rus,
Benzemiyor bunlar ben-i ademe.
İngiliz, Fransız, Çin, Alman sus pus.
Hiç birinin bir hayrı yok aleme.
Beşli çete denen aç Firavun'lar,
İzle gör; Macron’u, Bayan Merkel’i
Lider diye etrafı kimler sarmış.
Kimi terelelli, kimi az deli
Borisler, Tramplar, Jong Kim'ler sarmış.
Beş harami eyler dünyayı talan,
Tam kırk sene bir hasrete dayanmak,
Kim ne derse desin ölüm düpedüz.
Ona yakmak düştü, bana da yanmak,
Sevdiğim dediğim zalim düpedüz.
Ördü aramıza çelik bir duvar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!