Gençliğime rastladım tam bu yolda,
Leyla'sını arıyordu garibim.
Gel gülme her şeyden haberdar ol da,
Ham hayaller kuruyordu garibim.
Ne bugün ne yarın vardı aklında,
Seneler seneler sonra yeniden,
Aklıma getirdin geçmiş günleri…
Gözümün önüne serdin aniden,
Yorgun hafızamdan uçmuş günleri.
Ancak yıllar sonra çözüldü esrar,
Daha yaşın çeyrek iken yarımken
O sevimle yüzle gülüşün güzel.
Büyüğün yapması büyük cürümken
Uykuları senin bölüşün güzel.
Belli yaşa kadar masum, sabisin
Yolcu bekliyordum; Yaşım on yedi,
Bir his yılma bekle, gelir O dedi.
Yol mu uzun, yokuş; yolcum mu tembel
Yaş elliyi geçti hala gelmedi.
Yaprakların arasına karışan,
Sevda yüklü satırlarda gezersin.
İlkbaharı hissedince erişen,
Güller gibi çayırlarda gezersin.
Dört elle sarıldım her yeni güne
Saatin peşine takılan gitti.
Sohbet etmek için atıldım öne,
Bir baktım sözümden sıkılan gitti.
Giden şu an yirmi bini çok aştı,
Göremez oluyor fazla uzağı,
Evvela gözlerin feri gidiyor.
Mesafeler ürkütüyor ayağı,
Üç ileri, iki geri gidiyor.
Gözlere bir gözlük, kulaklara fiş
Bu dünyada görevli bir memuruz
Gelip nöbetini tutan gidiyor.
Ne bir söz sahibi ne de amiriz
Padişah gidiyor, sultan gidiyor.
Ayrılık ayları eylülle ekim
Nica imza atan beyler tanıdım,
Hepsi de “Hoşça kal deyip de gitti…
Ustalar, çıraklar, toylar tanıdım
Kalemi masaya koyup da gitti…
Benim devrim, benim günüm diyenler,
Sırtına sarılmış koca bir can var
Hiç unutma yükün ağır be gönül..
Özenle taşırsan mezara kadar
Kazanırsın epey hayır be gönül..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!