hüzün molalarında, yaprak gözlüm;
unutulmuş bir aşk aralığından,
bakınca gözlerine bir kahve içimi,
ikiz doğuruyor acılar...
bu benim diyorum..
I (rüzgar gülü)
keşişleme bir rüzgardı
bir şarkıda getirip bırakan seni
kimsesiz ve terleyen yanıma
bakışlarında deniz kızlarının gizi
Bir deri, bir kemik,
iki insan ..
Bir anne ve bir çocuk,
Kara Afrika ‘ dan..
Aç, bi’ilaç,
Umarsız ve inançsız.
çalınan senfonilerle
- çoğu kez – karıştırılan, matemimdi.
siz yoktunuz.
bakışlarınızla delip geçerken içimden,
belliydi;
bir başkasını arıyordunuz.
Hecelemediğim hiç bir şeyi /
anlayamadın
Üzülme / suç senin değildi
“ aşk “ tek heceydi...
Açık yaralarımdan eriyorsunuz içime
Ben yollarda yitiyor bizler
Siyah sızıyor anılardan
Vedaya hazırsınız
Pusatsız yüreğime
Bir tek sen geleceksen açılıyor kapılar,
Ama sen yoksun.
Gecenin hamurunda isyan ve sitem var.
Bu yüzden küs denize,
I
Kimsen ya da her ne isen
Sol yanımdaki sızılardasın hep
Hüzünlerimi mayalıyorum seninle
Hoşuma gidiyor..
Sen de ölüyormusun geceleri benimle
Heredot, şöyle yazar güncesinde:
- bana atfen -
“ sonrasında ve öncesinde benden
en çok sevda tohumu biriktiren
ve sevgili Emre * gibi
kağıt üstünde
' vulnerant omnes, ultima necat..' **
gece geç bir vakitte,
O Bir Beyefendi..
Saygılarımla.
Sabiha Rana