Orhan Veli Kanık Şiirleri - Şair Orhan V ...

13 Nisan 1914 - 14 Kasım 1950
Orhan Veli Kanık

Duydugum yoktu ne vakittir
Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede;
İçime gene
Yolculuk mu duştu, nedir?
Nedir bu yosun kokusu,
Martıların gurultusu havalarda;

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

Benim, bardağın, sürahinin,
Önümüzdesin; rengin uçmuş,
Bu; eski, sevdiğim bir duruş
Elin, içinde benimkinin.

İçelim! Madem ömrümüz hoş

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

Pencere, en iyisi pencere;
Gecen kuşları görürsün hiç olmazsa;
Dört duvarı göreceğine.

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

Ben ne zaman
Öyle durup dururken
Öyle damdan düşer gibi
Açıp seni okumaya başlasam
Anlıyorum ki,
Bahar gelmiş

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

10.10.1948

Neyse… Şiirlerimi soruyorsun. Henüz bir şey yok. Ama yakında olacağını sanıyorum. Yazdığım zaman önce sana gönderirim. Kitaplarımdan hiçbir iş çıkmadı. Saygılı Yosma’yı bastıramıyorum. Antigione’nin müsveddesi Ertuğrul Muhsin’de. Sana gönderebilecek duruma gelince onu da yollarım. Oktay (Rifat) ’ın piyesi hakkındaki yazıyı Varlık’ta neşretmek meselesine gelince, Yaşar Nabi’ye gösterdim. Neşretmek istemedi. Ben de bundan sonra Varlık’a yazmamaya karar verdim. Aynı şekilde Sait Faik de yazmayacak.“
07.09.1950
Şu anda sıkıntıdan çok üstün bir halet içindeyim: Hüzün! Çok hüzünlüyüm. Mamafih memnunum bu halden. Hiç olmazsa sıkıntılarımı unutuyorum. Hani senin iğne nazariyen vardır: Başağrısını geçirmek için iğne batırmak. Bu da öyle bir şey. Bu halimi iki bardak şarap içebilmiş olmaya borçluyum… Çok içtiğimden şikayet ediyordun. Çok içmeme imkân var mı. Ancak bulursam içiyorum…
Sen, Dora’dan aldığın parayla bir piyango bileti satın al. Belki bir şey çıkar. Bunu, halimin vaktimin iyi olduğundan söylüyorum sanma. Vaziyetim berbat. Mesela bu mektubu postayla gönderemeyeceğim herhalde. Bugün Dora’yı arayacağım. O yarın sabah Ankara’ya gidiyor, onunla göndermeye çalışacağım. Vaziyetimin kötülüğüne bir misal daha vereyim: Burada fena halde yağmurlar başladı. Tam bir kış havası. Buna rağmen benim değil pardesüm, ceketim bile yok. Yağmur altında dün gömlekle dolaştım. Üşüdüğümden çok, utanıyorum.

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

İşsizlik kötü şey vesselam. İşsizliğin kötü olduğunu da yalnız aç kaldığım zamanlar, düşünüyorum. Can sıkıntısından bunaldığım sıralarda da düşünsem ya. Olmuyor. Bu bahçeye de hep böyle zamanlarımda gelirim. Neden acaba? Etraftakilerin de çoğu işsiz.

Bu bahçe sadece kaderleri bu yolda ortak olanları mı çekiyor dersiniz. Olabilir. Vakit öğleyi geçiyor. Açlıktan bahsettim ama pek de aç değilim. Bununla beraber, neden bilmem, etrafımdakilerden utanıyorum. Herkesin yemeğe gittiği bir saatte benim, parasız pulsuz buralarda dolaşmam bir suçmuş gibi geliyor bana. Boş sıralardan birine oturdum; düşünmeye başladım. Bereket versin sigaram var. O da olmasa felaket.

Bilmem ne dağındaki petrol arama kampında bir iş teklifi etmişlerdi. Gitseydim kötü mü olurdu sanki. Enayilik işte, parayla pulla değil ki. Bir odam olurdu, hiç olmazsa; ev kirası düşünmezdim. Sabahları acı kahvemi içebilir, öğle, akşam yemeklerini kampın tabldotundan yiyebilirdim. Tabldotu düşünür düşünmez karnım guruldamaya başladı, demek acıkmıştım. Şu yemek denilen şey de tuhaf bir şey. İnsanlar neler icat etmişler! Düpedüz ot yemek, yahut çiğ çiğ et yemek dururken, neler çıkarmışlar ortaya! Balığı denizden tutacaksın. Başka çeşidi olursa olmaz, levrek olacak. Ateşi yakacaksın, suyu kaynatacaksın, levreği içine atacaksın, haşlandıktan sonra çıkaracaksın, bir tabağa koyacaksın, soğutacaksın, başka bir kabın içine tavuktan çıkan yumurtayı kıracaksın, başlayacaksın çalkalamaya, yumurta hep aynı tarafa doğru çalkalanacak, bir yandan ince ince zeytinyağı dökeceksin, zeytinyağı iplik gibi dökülecek. Zeytinyağının da hikâyesi ayrı Zeytini daldan koparacaksın, ezeceksin, yağını alacaksın. Mutlaka zeytin olacak. Fındık olsa olmaz, susam olsa olmaz, pamuk olsa olmaz, zeytin. Zeytinyağı iplik gibi dökülecek. Yumurtayla zeytinyağı kıvamını bulunca bir kaşıkla onu soğumuş levreğin üstüne gezdireceksin. Oldu mu sana mayonezli levrek? Kim bilir belki de olmadı. Olmazsa olmasın, ahçı değilim ya.

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

Gemliğe doğru
Denizi göreceksin;
Sakın şaşırma.

Devamını Oku
Orhan Veli Kanık

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi

Devamını Oku