Kırmızı gül yaprakları düştü mü yere
Akşam kızıl şalını serince engin göğe
Kor olup yanan dudaklar da değerse tene
İşte o zaman içimde yanar volkanlar
Yanaklar tatlı elma, gözler çekik sürmeli
Korkulan koleksiyoncuydu o
Nerede bulsa toplardı
Düzenleyip orasını burasını
Dikkatlice, özenle saklardı
Bilmem hangi tonu severdi
Dün akşam birkaç anı karıştırdım
Senden geriye kalan
Biraz hıçkırık, biraz acı, biraz ayrılık
Sabahımı aydınlatan
Tek, tek acıları dönüştürdüm
Siyah ve satendi gökyüzü
Parlak ve yıldızlardı gözlerin
Sendin ve seninleydi günlerim
Bir tutku aleminde dalgalanan
Gündüzlerim, gecelerim
Yaz bir tutam sevgi doktor perişan ruhuma
Kalbime gir lakin derin yaralarıma dokunma
Çöz zihnimin gergin zincirlerini doktor
Bilmesin kimse döktüğün külleri yanan aşkıma
“Biraz daha zorla” dedim
“Alın yazını sil çıkart alnından”
“Hangi silgiyle” dedi
Dedim “kullanmadığın aklından
Maviyi damıttım gözlerinden
Berrak denizlerin derinliğiydi geride kalan.
Salkımlar topladım sarı saçlarından.
Ekin tarlalarını gördüm rüzgarda salınan.
Resmettim hilali boyayla siyaha
Düz çizgilerdi
Yaprakları tek, tek açılan
Düz bir kitabın
Her sayfasında
Aşkımız
Devrik bir cümlenin öznesiydim
Tam yerine konamayan
Fiili aşıp sıfat ardına saklanan
Metruk binanın kırık penceresiydim
Ya da boş bir odasında bir lamba
Kurulsa sırça köşkü gönlümün
Yarenler raks etse benden içeri
Serilse tenimde lezzetleri ömrümün
Titrese derinden gönlümün telleri
Varolsa benliğim sonsuz senliğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!