HAYTA İLE MÜJDE
Bizim Hayta, heybetli,
Hoş bir Afgan kedisi.
Biraz nazlı büyümüş,
Bir salon serserisi.
Bizim hayata daldığımız gibi koşuyor,
Koca toynaklarından şimşekler çıkaran at!
İçecekmiş gibi denizin bütün suyunu,
Koşuyor, mızrak gibi öne süsmüş boynunu!
şimdi kar yağmıştır Çiçek dağına,
Yaman esiyordur, Denizli- Burdur,
Sis çökmüştür Erzincan’a Eğin’e
Bozdağ’da aç kurtlar dolaşıyordur.
Çakıcı mı acep izmir’den gelen?
Fırtınam var hiç dinmeyen!
Çerağım var hiç sönmeyen!
Pusulada bulunmayan;
Yöne doğru yürüyorum...
Göklere yükseldim indim
Artık köhne meyhanelere düştü adın...
Gravatsız akşam üstleri Samatya’da
Ucuz şarap içen tüm sarhoşlara,
Trıaşsız birisi dert anlatmakta...
şarap şişelerine vurmakta yüzün,
CUMHURİYET İ KURANLAR
ÜŞÜDÜK SANMA!
Paltomuz yok diye üşüdük sanma
Güneşten de sıcak düşlerimiz var.
Tibet yaylasından Sarıkamış’tan,
Ne zaman göz göze gelsek Çınar’da
Aramızdan uzun yüzyıllar geçer,
Samanyolu sanki yere iner de
Masamıza mavi yıldızlar saçar...
Gelirsin hasretle açılır kollar,
Sınırda bekçiyim, gökte bayrağım.
Yaylada çobanım, ekinciyim ben.
Sakarya önünde; Dumlupınar’da,
Türklüğün en keskin kılıncıyım ben
Milletimin önündeyim,
Gülümser çocukluğum...
Yıkanan kızlarla şıkır şıkır;
Tatlı sularda sazların ötesinden...
Sarışın ve bin bir gamze içinden,
Gülümser çocukluğum.
Aşktan yandık diye yalan söylerler!
Oysa gerçek aşkın serinliği var...
Yakamozlar ile gönül eylerler;
Oysa ufukların derinliği var!
Dünya pazarına girmeyen bilmez;
Seyfi Kadeşim,
Sen doğuştan şairsin. Aman kendini harcama. Berceste mısralar senin kaleminde..
Mahir Ünlü