Bu kalp bizi çok götürmez,
Bir sevdaya düçar eder.
Bir vefasız perçemine,
Ömrümüzü naçar eder.
Uykulara taş bağlatır.
Göz pınarlarım kurudu,
Yara ağlayı ağlayı.
Uğruna belim buruldu,
Yara bağlayı bağlayı.
Hele ağlayı ağlayı,
Beni en son yüreğinle yargıla.
Ve, ver kararını iki gözüm.
İster giyotine ver başım,ister as.
İstersen tapınak yap,
Veya gökyüzüne posterimi as.
Kahvehane dedikodularıyla değil,
Bu gurbetin tarlasına,
Tohum ekti sevdan beni.
Sevdalılar bahçasına,
Ağaç etti sevdan beni.
Dalım yeşermezki benim.
Pirinç bozdu midemi biliyorum.
Ama, pilavı çok seviyorum.
Güneş bozdu gözümü, biliyorum.
Güneşi de gözüm gibi seviyorum.
Sevdan bozdu yüreğimi, biliyorum.
Gene de eşşekler gibi seviyorum.
Hayatımızı kağıtlara yazdık yazalı,
Artık bir kağıt kadar hafif olduk.
Bir o kadar da yaralı.
Buruşuk, kırışık ve yüzlerimiz karalı.
Çek, senet, bono, tahvil...
Hepsi de insandan misli misli, daha pahalı.
Beni ararsan caniçim;
En son tarif ettiğim yerdeyim,
Yani o tarifsiz ülkedeyim.
Halim hatırım sorarsan;
Nasıl'ım ne bileyim!
Hakettim mi bilmiyorum ama...
Birtek, adam alınıp adam satılmaz, bizim tezgahta.
Gam alınır, gam satılır genelde.
Gözyaşları akıtılır, bizim tezgahta.
Gah ağlanır, gah gülünür,
Kaç ayna görüntüsünü yitirdi,Benim yüzümde?
Bilmiyorum.
Kaç saatin zembereği boşaldı?
Saymadım,
Zamanla ilgilenmiyorum.
Kaç küheylan çiğer çatlattı?
Palandöken yaylasında doğmuşam,
Çok soğuk yemişem sıcah bilmezem,
Oyuncak zannedip yılan boğmuşam,
Toprakta yatmışam, gucah bilmezem
Halay çeker bar oynaram Dadaşam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!