İster paslı ister kör,
İsterse jilet gibi bir bıçağı,
Kaldırmak ve saplamak…!
Bunlar önemli değil,
Asıl önemli olan:
Sonunu hesaplamak.
Bu nasıl bir çelişki, nede tuhaf bir sahne.
Kimi doğuma sevinir, kimi ağlar ölüme.
Doğum cana vesile,ölüm sona bahane.
Burda bunlar normaldir, burası bir hastane.
Bence kader;
Dünyaya cennet gibi bir ülkede doğmak,
İçinde ki zebaniler yüzünden cennetten soğumaktır.
Ömer TEMEL
Sırtımıza binlerce umut aldık,
Diyar diyar dolaştık.
Yetmedi;
Her diyardan bin daha aldık.
Para,şan,şöhret bir sürü budalalık.
Meğer, hepsi emanetmiş,
Şen olan şu çehremi,
Görüpte,kanma sakın;
Her zerremi,acılar,
Dolaşır,akın akın.
Yüzümde gülücükler,
Asalet ki, ta doğuştan.
Ne namertten, nede puşt'tan.
Asalet ki, varoluştan,
Rezalet le aynı yaştan.
Asalet ki, iki baştan.
Sağ ile sola kopuştan.
Nedir bu ateş Yarab,
Yakmadan yandırıyor?
Kimdir bu tatlı ahbap,
Hem sevip kandırıyor?
Yalancı dünya imiş,
Sen, bu serseri gönlüme,
Kahraman bir ilkesin.
Sen, zamandan mekandan,
Bir adım ilerdesin.
El alemi’n yurdu var.
Ne o, fena kesilmiş sesin..!
Nerde ondört aslanı,
Kıskandıran kükreyişin?
Deli gönül hangi dala kondun ki?
Dal incecik seni çekememek te.
Başka ses yok.
Köpekleri dinledim.
Geceyi yırtan sesleriyle
Köpekleri dinledim.
Her biri ayrı tonda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!