Aylardan beridir kelam söylemez,
Çözdüm bu dilimi sana getirdim.
Gizli sırlarıma ergah olmadan,
Sokakta elini elime vurdun,
Elinden tenime can girdi sandım.
Sokağın sonunda şöyle bir durup,
Cennetin bağına ben girdi sandım.
Bu fani dünyada öksüz kalmazdım,
Geriyor bu sazın telleri beni.
Aşkın deryasından nebze almazdım,
Zoruyor bu sazın telleri beni.
Güneşim batıyor akşamım olmuş,
Sevdaya susadım enginde kırda,
Sevginin sevdanın hası yaylada
Kalmamış neşesi bağın bostanın,
Çimenin ceylanın hası yaylada
Sevda şarabına kanamaz oldum,
Aklın başa,
Başın akla,
Yakışır.
Bağın güle,
Gülün bağa,
Yakışır.
Peçeteyle terin sildim kokladım,
Kibir dolu o dünyandan çıkmadın
Suçlarını umursuzca pakladım,
Cevirden cefadan yine bıkmadın.
Sazlar çaldım türkü yaktım adına,
Aylar oldu haberini almadım
Günde yüz kez hatırını sorduğum.
Bahçelerde izlerini bulmadım,
Gül diyerek goncalarda derdiğim.
Baharda yağmurda aradım seni,
Söz verdin de geldin mi ki sevinsem,
Taşı sardım yüreğime selam ver bari
Sunduğum mektubu madem almazsın,
Eski yazdıklarım geri ver bari.
Lanet olsun göründüğün o cama
Sazlar çalınırmış bam tellerinden,
İri iri nağmeler dökülürmüş,
Götürürmüş onu köpüklü sular
Kirli nehirlere...
Çağıldarmış sular nağmelerle
Çağıl çağıl…
***Dörtlükler - 9 /***İki Adam
-Ömer Celep'e-
Sergüzeşt-i şiirin deryasının dibinde,
Nice kıymet biçilmez inciler varmış meğer.
İki adam tanıdım aşk kor olmuş kalbinde,
Biri o büyük Hayyam, biri Celeb-i Ömer...
(Taşova, 06.02.2007)
Ali Rıza Atasoy