Elim
Ayağım
Kanadım
Mecalim
Kadınım
Aşkla tanışıklığım
Dökülürken pembe bulutlar
Göz kapaklarının altında
Yalın ayak geldiler Anadolu dan
Onurları ve yalandan ırak kemikleri vardı
Ve çivi işlemez çakır gözleri
Taşı toprağı altın dediler
gecenin biri
sokaklar namusuna dokunulmuş genç kız gibi
sessiz
beynimde zehir zemberek anafor yorgunluğu
ay kendini bölmüş
gangster avazında kurulmuş saatler
ülkemde her şafak
Cellatların avazı bilenir
Gün ölümü öğrenir aç ve zulümle
Boyun eğmiş sürüler geçer
Aklini yem etmiş
Firavunun kanla yazılı diline
her şiir imgelerle süslenir
her kentin memelerinde sürgün
kent gözyaşlarına hazır göz gibi bakar
bekler küllerini
cellat sessizliğinde akarken zaman
kavalını çalıyor aç erguvan
yeşildir rengi özgürlüğün
çocuktur gülümser bin yıldır
kavgayla çoğalan insana
ve insanlar ölür
gözleri kahramanca kavgada
anlayabilmeli
PRANGALI DÖRTLÜKLER
meyhane üzerine
içti külhanbeyi oldu
içtikçe salyalaşan ağzı
tan ağarır gün kavuşur
rengi dökülür sokağın
turuncu yalnızlıklar tutuşur
çürür yenilgilere bakarken bakışlar
yorgundur etimiz
bezirgan in dişinde
Alnımıza çakılırken figüranı bol sıva
Kadınlar kendini devşirir tencere tava
Sofistike ses geliyor
Hep aynı hava
Sürülerle penguen mevsimi
Gökten zembille mi indi acaba
Dalkavuk apoletli gidiyor zaman
saltanat kemirgen kemirir etimi
şakşakçılar toplaşmış karanlık bir uluma
sömürünün itimi
kula kulluk edenler
ve pusuda ağlamaklı kardelen çiçekleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!