Ey dik durmanın çığlık olduğu şehir
Bu kadar hergele olunmaz
Ey kara yazgımın öfkelerinde boğulan duruşum
Bu kadar acı verilmez
Ey yaşamak ağrısıyla palazlanan sevgilim
Neden bu zülüm bu işkence
Kafiyesiz şarkısın Arhavi
Kurt kuş karınca ile
Yürüyorum bürokrasinin zevaline
Kalbimde acısı zenci dostlar
Ceylan gibi Kafkas a bakıp
Safını tutmuş insanlar ile
bir avuç siyaset teslim almış şehri
dalgasını geçiyor
ellerimize düşer gözlerimiz
biri kanımızı içiyor
her uyanışımızda yitirilen ütopya
ömürden sahneler
koşturuyorum küçük rüyalarımı
yıllardır koynumda
bir ayrılık
bir hüzün
gecede gizli kalır yüzün
Geçirmiş dişlerini zamanını iffetine
Haram yarıyor etine
Kul hakkı yiyen burjuva itine
Akıl ermez kodamanın siyasetine
Protokole girmişler
çocuğum ben
sevda kırıntılarında sallanıp duran
kıyısında unutulmuşum ayrılığın
kendi kuruntularımda ilerliyor zaman
hayallerimde infilak oluyorum
oysa ben hala çocuktum
anam ellerinde yeni dünya
anam kardelen
zulüm sayfalarında gökkuşağı
ihanetli zamanlardan
kaçırdı güzel günleri
zaman kabuğuna çekilmiş
haracını yer
çiçeklerin memesinde arılar
soluksuz kavgalarla şiir demler
kekik kokusunda dağ
mutluluk vadiyle ihaneti yemler
yoksul duruşu gözlerimin
haziran uçurum dansında
Sevdiği... olamadım sevdiklerimin
Belayi hep onlarda buldum
Hep karşılıksız kaldılar
nabzim çıldırasiya
Kendim sakladım bu şehirden
İp mi boynumdaki
İhanet mi kimden
Beni döver örsün üstünde
Kendimi bilmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!