Vaktin kahır dakikalarından kaçmışım
Ey sevgili
Büklüm büklüm akan dere kenarında
Sığınmışım kuytu bir köşeye
Asırlık ağaca dayamışım sırtımı
Yüreğimizin karanlık sokaklarına
Ölü ozanlar ses verirken
Avuçlarımızda semazenler semaha çekilir
Aşk
Gökyüzünden ağlarken yeryüzüne
Ahir sevdamın ilk meyvesi
Zümrüt saçların, rüzgârların döşünde
Bir adım ileri savrulurken
Tuna boylarında hasretine düşüyorum
Özlerin
Aya benzermiş o mahur bakışın
Gölgelerim çekilin şavkı vursun
Kan ağlarmış nazarıma bakışın
El sür yüreğimdeki sancı dursun
Güle Şeyda dilmiş bülbül ötüşün
Bugün on iki eylül
Saatler gece yarısını çoktan geçmiş
Ay sönük gibi gökyüzünde
Ilık rüzgârın tatlı esintisi oyalanırken bedenimde
İniltisi duyuluyor sanki bir dostun
Ölüm nefese dokunurda çaresizliğe uzanır gibi
Doğum sancısı dudak titremelerinde
Ana ben öldüm
Hayata kesilirken göbek bağım kefenlenip sandukaya kondum
Çığlık sarmaladı her yanımı
Toz zerreleri serilirken döşeğime kumla belendim
Veda sesleri
Tutkularımın yankılara gebe
Git diyor şeytan git
Musallat olma bana
Kır zincirlerini
İstemeden de olsa
Zaman sofrasının ortasında
Geçmişin karanlığına kapanırken gözlerim
Yalın ayak kılıç tutar ellerim
Ege’nin kızgın kumları kayarken
Dur zifiri karanlık dur
Yaması yırtılmış gecenin
Ayazı başka
Tohum daha kök salmadan toprağa
Kopartma fidanları bağrından
Hele bir dur
Yıldızlar düşer karanlık geceye
Göz ağlar kaybedilen sevgiliye
Elveda derken dilde ki heceye
Kan damlar sonsuz mavi geceye
Gözleri gecelere ağlayan yar
kaleminizden okuduğum kaçıncı şiir bilmiyorum ama yorumum aynı yine. harika. ant.
Tebrikler üstadım.gönlüne sağlık. tam puanımla iyi günler dilerim...
Tebrikler üstadım.gönlüne sağlık..iyi günler dilerim size...