Gök gürledi aniden,
Şimşekler çaktı......
Yanıp sönen el feneri gibi,
Odasının penceresinden bir ışık sızdı.
Karanlık olan oda bir an aydınlandı ..
Adam sandalyesinden kalktı;
Şu anda,
Ağız dolusu gülüş evresindesin:
Her şeyde mizah,
Komiklik arayıp bulma;
Bulamazsan da uydurma...
Sobalı evlerin isli duvarlarında, kış güneşinin gölgesi ile oyun oynayan çocuklardık biz;
Yürekleri islenmemiş...
Güneşi ilk sen yakaladın, ilk ben yakaladım kavgasına tutuşan...
Güneşi tutmak mühimdi çünki, çocuk aklımızla bile bunun farkında olabilmek apayrı bir ayrıcalıktı;
Güneş, aydınlığın en somut göstergesiydi çünki...
Tutuşan sadece biz değildik tabii ki;
Hakikatten uzaklaştıkça kalabalıklaşırken;
Hakikate yaklaştıkça yalnızlaşıyor insan.
Kalabalık yalnızlıklarda buluyoruz sonra kendimizi.
Hakikaten bu böyle...
robin sharma: ... ''insanlık çok ilerledi; artık görünmüyor.''
apartmanın üst kat sağında bir çıyan, sarısından...
gülerek oyun üstüne oyun kuran...
hemen solunda zehirli akrep, amansız, ansız sokanından...
ve
en alt kat zeminde tarla faresi...
Grilere yer yok;
Ya siyah, ya beyaz,
Ya yeni doğan,
Ya da yeni ölen...
Lakin tüm koridor duvarları gri...
Kurtuluş tehirli; umutlar reçeteli...
Ben o yoldan,
Sensiz gittim.
Kömür kokusu genzimde,
Yalınayak seke seke....
Sabahın senliğınde,
Hayata küskünüm;
Alamadıklarım var benim hayattan.
Almak istediğimde, çok görülenler,
İç çektiklerim var....
Yarım kalanlarım,
Yarım bıraktıklarım var, bir de!..
uzun uzun cümleler,
sizler uzak durun; şöyle bi kenarda...
kısa ve net
lâkin anlamlı...
bir kaç kelime
"seni seviyorum"
çok güzel iki kelimedir...
lâkin sizi,
sizden daha fazla,
düşünüp,
'sevenler'
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!