Dönenler var;
Dünya,
İnsan,
Dolap...
Masumiyetin adı çocuk...
Yalnızca çocuk...
Baylar, bayanlar;
Sanır mısınız ki,
Çocuklar ağladığında da her şey yolunda gider?..
Gıtmez!..
Çocuklar ağlayınca;
Dumansa tütmez,
Byblis’in gözyaşları efsanesi / Kaunos’un kuruluş öyküsü üzerine...
,,,
Aşkların imkansızı;
Ay kan rengi olduğunda;
Baykuş ötmesiyle...
Güneş batıdan doğduğunda;
Adam olmak zordur
Ama
Zorun zoru adam gibi adam
En zoru da dava adamı olabilmektir.
Davanın adamı isen;
Demir kafes hücreler içinde,
Damarlarımın içine çuvaldız tarifesinde batıyor sözlerin,
Oysa ki,
Sözüm vardı aydınlık yarınlara,
Rüzgara,
Kuşlara,
Yalnızlığın kimi zaman,
Uzun uzun
Mavi gökyüzüne
ya da
Mavi dinginlikteki
Kimi zaman;
İnsan yüzü görmek istemiyor insan;
Yalnızlığı ile yeterince kalabalık oluyorlar çünkü..
Sadece olabildiğince,
Mavi,
Geniş,
Denizciler, neden beyaz giyerdi, alabora olmuş sandal düşlerinde,
Gemilerinde...
Kuşlar, neden kuzeye uçardı, kanatlarını çırparken mavi enginliklerinde,
Maviliklerinde...
Zaman, geriye sarsaydı;
Oğlan, kızın saçının telini koynunda saklarken;
Deniz çarşaf gibi dingin,
Her nedense hırçınlığından o asi duruşundan eser yok,
Dizginlerini kaptırmış olmalı...
Maviliği şaheser, grisini yeni atmış...
Uzan şöyle sırt üstü derinliğine;
Uzat ayaklarını güneşin uzun kollarına...
yalnız kalıp da yine,
gözlerinin bent kapaklarını,
her açtığında;
gürül gürül akarken,
gözyaşların,
gönlündeki kurumuş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!