Bir yastıkta çile ile;
Ben hayatımı paylaşmışım.
Dinmeyen dert yağmurunda,
Dertlerle ıslanmışım.
Hiç yüzüm gülmedi benim,
Hayat detaylarda gizlidir, ufacık ipuçlarında;
Tıpkı koca gövdeyi taşıdığın gibi papuçlarında…
Devekuşuna sormuşlar,
Demişler: Deve misin, kuş musun?
Eğer kuşsan, haydi uç.
Devekuşu demiş:
Bana böyle bir soru sormanız suç!
Biliyorsunuz sizde uçamadığımı...
Yorucu bir çalışma,
Sonra senelik izin.
Götürmez Dalaman’a,
Bir depo benzin...
Halbuki orada,
Yapayalnızım kardeşim;
Koca şehirde yapayalnız.
Ne bir eş dost akraba,
Nede sevdiğim bir kız.
Yabancıyım bu insanlara,
Bu dağlar çok yüksek,
Hem de dumanlı, dayı.
Zor çıktım ürkerek;
Bırakmadan hiç dua’yı.
Bilirsin beni korkutur;
Dedem hep derdi ki;
‘Sevilmesen bile sev!
Bu nasihat değil,
Sana verdiğim bir görev’…
Dedemin o sözü,
Küçük bir çocuğun,
Yerde cansız gövdesi.
Gazetelere sarılmış,
Ağlıyor yaşlı dedesi.
Park’ka giderken,
Adım adım ilerliyorum,
Sonu gelmez,
Bir yolda...
Kır zincirlerimi,
Akın et üzerime,
Gönül girdi araya,
Beni sevdirdi dil.
Padişah eyledi dünyaya;
Vallahi yalan değil.
Kurutup hep kanları,
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...