Söz öylesine etkili bir araçtır ki
sadece onunla biçimlenmiştir
binlerce yıllık insanlık tarihi.
Engel tanımaz bir akarsu hüneriyle
önce söz gelir sızar içimize, ardından sözün hakimi
Omuzlarından tutup sarstım suyu
Tuzlanmadan henüz
Ve uzanmadan önce şekerkamışları diline
O tatsız rüyasından uyandırdım
Söz verdiğim bütün ağaçları
Geminden tutup sürüklediği peşi sıra
Ölümü ellerinden kabullenmiş
Bu kırık bacaktan sızan ağrı
Bir zaman yeleleri uçurup dörtnala
Yırtıcı rüzgârlara karşı koşturan sağrı
Onun için aynı zamandı
Dünyanın en bilge insanları fahişeler olurdu
Bilselerdi kendilerinde birikeni
Ve okumanın değerini
Bir erkeği nasıl memnun edeceklerini bildikleri gibi
Bilselerdi
Fahişe olamazlardı fakat
’Pekiyi ya özürlüler’’ Demiş biri
‘’Onlar nasıl bulacak adaleti? ’’
Derim ki ona:
Sen özürsüz müsün yani,
Düzen senin etrafında dönüyor diye
Eksiksiz mi sandın kendini?
Herkes gider bir gün kalırsın geride
Yıkılır sahnesi âlemin, iner son perde
Dağılır oyuncuları yalana gerçek diye
Kendinden çıkamayana gitmek düşer
Çıkan kalır kendiyle elâlemi seyirde
Küçücük bir damlaydın önce
Çağlamadan çok,
Sonra durulup yosunlanmadan,
Kollarına kavuşup, deniz,
Okyanus olmadan
Çok önce.
Karanlıklardan sır değil ders al, verdikçe yollar aydınlansın.
Sırrın senin aynandır, onu aydınlıktan al ki, ruhun yüzünde parlasın.
Utançlarından sır bina eden, içinde ancak çirkinliği barındırır.
Sırrını övünçlerinden tut ki, senden güzellikler faydalansın.
Başkalarının sırrını saklama, unut, kendi sırrına yer kalsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!