Herkesin gözünde bedenine hakimiyetsiz
Yarım akıllı bir oğlandı Hose
Satranç tahtaları haricinde
Gerçek bir ata binmemişti hatta
Atıyla şahları tehdit etmeden önce
Nedir önemli olan
Sevgi mi
Emek mi
Tırnaklarını geçirip toprağa
Üretmek mi beni insan yapan
Üremek mi
Seni aldılar
Yağmurlar eylül zamanıydı
Toprakta bolluk, denizde balık zamanıydı
Kalabalıktı sokaklar
Fabrikalarda ter, çarşılarda kar zamanıydı
Bir şiirin yüreğimde bıraktığı sıcaklığı
Yaprak değdi rüzgara
Rüzgarda bir telaş
Gitmeliyim
Gitmezsem yaprak gibi düşerim
Dağlara düşerim
Dağlar yıkılır üstüme
En güzel söz,
Aşk bile
Çirkinleşir, frengili dudaklarında paranın.
Kirletir her dokunuşunda
En değerlilerini,
Uğrunda ölünesi,
Nef’i dir Marmara’da
Suya gömülür şiir
İcazet vermez de dalgaları
Dinler son duaları
Göğsünden mürekkep sızar
Tuzundan şair kanı
Kaybedecek hiçbir şeyimizin olmadığı, doğru değil
Zincirlerimizden başka.
Yarınlarımız var bizim,
Barınaklarımız,
Isınaklarımız, yüreklerinde birbirimizin.
Aşlıkları, toprağı bilen ellerimizin
Boyanmış yumurtaların babasız bıraktığı,
Kimsesiz çocuklardan sözler büyüttük biz.
Gözlerimizi açmaya bir el,
Denizleri yarmaya bir asa yetti.
Bir gemi, yedi iklimin bitkisini,
Yedi kıtanın kavmini,
Zordur gece
Kasırganın orta yerinde
Kıyı, masallarda kalmış kadar uzak
İnsan sıcağı cennet düşüyken
Sabaha inanmak
Sahip olduğun tek güçle
Gel otur karşıma
Havadan sudan konuşalım seninle
Dışarıda olalım da
Dokunmak isteyip dokunamamanın
Çapkın bakışları olsun gözlerimizde
Öküzün altında buzağı yok diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!