Kinden beslenen yüreğin kulakları sağırdır
İçinden geçeni duymaz
Milyarlarca hücrenin ahı tutar
Sistolde kasılır
Diastolde pas
Bir umut
Bu gece yeni doğan aşklar mezarlığında
Bir şişe ucuz şaraba sattım kefenimi
Yani sıradan bir keder yüzünden
Çırılçıplak gömeceksiniz beni
Kollarım iki yana açık
Kucaklayabildiğim kadar çok aşkı götüreceğim yanımda
Bütün sokakları dardı şehrin
Enine yürümeye kalksam
Duvarlara çarpardı düşüncelerim
Bedeli arttıkça değersizleşen
Çetrefilli bir alış verişti rağmen var olmak
Kendime rağmen, kimliğime yenildi düşlerim
Kraliçe arı olmak isterdim
Bu düzeni bozuk kovan içinde
Lakin biline ki,
O kovanda acı-bal üretilirdi sadece
Kahvaltı masaları için değil elbet
Şifa niyetine...
İster inan ister inanma
Ben bunu biliyordum
Daha o yıl kışın başında
Bir başıma seyredeceğim
Yağmur yağacak diyordum
Temmuzun ortasında
Uzun uzun anlatabilmek isterdim sana
Taşın taş olmalığındaki kederi
Keşke taş olsaydım da… Diyemeyişini
Bir çocuğun yüreğinden fırlatılırken
Görebilmeni isterdim ellerin kederini
Yaşadıklarını güzel yazabilenler değildir büyük şairler;
Yazdıklarını yaşayabilenlerdir.
Cenneti vaat eden her el, önce kendinin peygamberidir yani;
Sonrası, kafiyenin zaferi...
Korkma garibin edebiyatından, yiyeceği en çok kendi baş eti
Ne tevekkül vaaz et makamından, ne şehadet et hayatından
Duyacağı tek hezeyandır, anlaşılamamanın dehşeti
Kimi kitaplardan öğrenir, kimi yaşayarak gerçeği
Bilgi insanı fezaya çıkarsa da; fısıldayamaz kulaklara
Bir kuyudan baktım dünyaya
Taş görünse de
Taşı atan görünmüyor
Bir de yeryüzünden baktım
Güneş görünüyor
Güneş olmasa hiçbir şey...
Her şey barındırılabilir bir şapka altında
Bütün dünya
Geceler boyu yıldız
Günler boyu güneş
Bir insan
Açıp da bakınca, hayret
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!