Bütününü arayan parçada
Bir avuç cevaptık hayata
Dikleştik omuzlarımızdan
Kapılar aralandı yıldızlarda
Açamadık korkularımızdan
Saklanmayı seçtik
Kuzu gözünden masumum, kuş üzümüm.
Üzerine yıllarımı örterek büyüttüğüm,
Büyüttükçe kendimi gördüğüm
Sevinçlerimin en delisi, korkularımın en çaresizi
Düşlerime gözlerinden renk seçtiğim,
Saçı ipeğim, kokusu çiçeğim,
Ben gibi çıkmışım karşısına
Tenden üryanmışım
Uçmuşum
Bilememişim doğru zamanı
Vurulmuşum bir sabah ayazında
Yanmışım yaramdan
Kalem inceltebilir
Yazarken
İçindeki ağacı budayabilir
Ve sonra
Yeşertebilir yeniden
Eskisinden daha gür
Düşüncenin bağışlanası açmazıdır sanrı
Bağışlayın
Ölüdür o
Her an kendini yadsıyabilecek doğrunun yılanıdır
Sarılmayın
Kaygandır o
Sen gidersin
Ayaklarınla değil, adım bile atmadan
Yüreğinin kanadında tek bir tüy kıpırdatmadan
Yüzüme barınacak yer bırakmadan
Gidersin farkına bile varmadan
Ben kalırım
Biz sevişince ellerimizden eğilip kulaklarımıza aşk
Kendini anlatır buram buram
Vanilya tüter avuçlarımızda
Ve uzayan kollarımızda çoğalır birbirimizi yaşamak
Aşkın eğilip kulaklarımıza
Çöllerden devşirdiğin tüm sözler,
Aslına döner
Kum gibi dağılabilirdi ağzında.
Kendi ellerinle koparır dilini
Özgürlük çığlığında sustururdun düşünceleri.
Ama yazı bu; mümkün değil
Çek çıkar dilini modernizm sonrası çamurdan,
Konserve tanrılardan.
Aç gözlerini,
Uyan; öznesi -faili meçhul,
Süslü tuzaklardan...
Gördüğün doğru değil
Henüz gelmedik dünyaya dostlar
Henüz rahminde uyumaktayız evrenin
Ölü gibi duruşumuz bundandır
Hala göbek kordonlarıyla beslenmekteyiz devletlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!