Ay Deniz gençler uğruna alaz devran
Kent güzeli yalnızlıkta faz dolmadı
Aceleci sazaklar ok gibi sözlen
Vurulduk ama dürzü ölen olmadı
Bu günlerde ne rakı ne kırmızı şarap içtim
Muhacir kadehlerle hüzne yaslanmadım
Dalgalarla boğuştum durdum
Islanır üzüm yüklü gemilerim
Denizler ardına düştüm
Demeyin evdeyim...
Sen de ben, ben de sen olunca çare çaresiz
Güneş tutuldu, kırmızı dudağım suskun çaresiz
Kalbim gazaba uğramış, her savaş boyunca
Kırılır gök yüzünde ay, hüküm giymiş çaresiz
Gözlerinde hayat mavi can çekişiyor
Gözleri simsiyah uluyor insanlık
Aleni gizli bakınıyor kapkaranlık uçlar
Kayıtsız hep sorguladık
Ne için savaş
Ne için öldü çocuklar
Beyan olur bana dümenin suyu
“Erim erim eriyesin” kızıl iblis
Hora geçer bir içten bakış gün balı
Avutur gönülü avutur gün gülü
Desem ki şeddeli eşek
Desem ki son adam
Desem ki “O” düş kırık beyazdır
Zamansız kırılan melek kanadı
Taş attın- yüzük attın- elin, kolun yoruldu
Ben duygulu bir hırsızım
Nice kurumlu bacalardan geçtim
Sevdayı akıl şarabınla gönlüne çalarım yar
Gönül tokluğuna -sana- şiir yazarım
Gönül hoşluğunla gözümde nilüfer açar
Hüznünü sevdiğim güzel…
Gözlerimin sönmeyecek ışığı
Ömrün bir akşamsefasıydı
Bulutlu günlerde bile gül gibi açtın
Hilâl kaşların arasında uçurum
tebrikler... başarılar
Sevgili Alaz,
Hep büyük şiirleri sen mi yazacaksın. Sonra bize ne kaldı. Bu şiirinde de dağ çiçeklerinden başladın, kent merkezlerine indin..İnsanın kalbine girdin. Neyse 'Umutsuzluk Yok..' Bu daha da güzel. Eline sağlık Nil usta..Gerçekten ustasın her hususta..