Elmas yontulmadan, insan da yanılmadan mükemmelleşemez./Mevlana
Ah ne gam hikâyemiz
Çekmişiz içimize istralya karanlık
Dizilir mumlar teker teker yaktık
Perdeyi kızdırır meşale
duvara...
derdimi anlatayım! dedim.. doluyum dedi almadı.
dayandım boşluğa ağladım iç çeke çeke…
ateşe attım bendimi yaşsın dedi yakmadı.
Gözlerin
Yağmur yeşili
Derin kuytulardan ayyuka dalan
En parlak yıldız
İbrişim kanatlı ırmağın perisi
Bir gönülde biterse karaçalı dikenli ot
Kıyım kıyım kıyılır içim
Her gün başka diyar başka yar
Simsiyah duvar çetelesiz inkisar
Ey kalbim sarımsı zeytuni başlıklı iskete kuşum yaralısın ama
Ladin ormanlarında kızılağaç ve huş ağacının ince dallarında
Ötüşürsün dokunaklı cıvıl cıvıl “ tirrilillit… zirrirrilit” …
Kafeslere hiç yakışmıyorsun
Güle yel değdi*
Vuruldu kör kurşunla
İflah olmaz artık bu gece
Varmaz sabaha
Çatlıyor sabır taşı
vara yoğa sitemkar hep ben ben biz haklıydık
en iyi tanıdığım arkadaşım dostum en kabadayı yalnızlık
eritemedik şu yüce dağların karını, yaz günü gönlümüzde üşür
su akar uyutmazdı uyumazdık telli turnaların yakarısı da içli
Öyle acılı öyle yanardöner öyle feylesof
Çiziyorum parmaklarımla suretleri
Asıyorum yarlara çivisiz
Görüyor musunuz beni
Herkes bidayet herkes nihayet
Kayıtlara geçmiş “kimsesiz bir kadın”
“adli kovuşturmayla ilgisi olmayan bir erkek”
FA kokusu sarmış etrafı
Gardiyan
Gardiyannn
Merhamet eyle
Kalbim dayanamaz böyle acıya
Bilenmişti yine bıçak
Merhamet eyle ayrılığa
tebrikler... başarılar
Sevgili Alaz,
Hep büyük şiirleri sen mi yazacaksın. Sonra bize ne kaldı. Bu şiirinde de dağ çiçeklerinden başladın, kent merkezlerine indin..İnsanın kalbine girdin. Neyse 'Umutsuzluk Yok..' Bu daha da güzel. Eline sağlık Nil usta..Gerçekten ustasın her hususta..