Şimdi kime dokunsam? Hamsi
Hamsin çağında eser kara bahtım
Söyle insanoğlu! Aklımın kıblesi
İnsan kaç adımda sevdiğine varır?
“Dar hayâtında ya dost ufku, ya cânan ufku.”
İki ülkeyiz biz
Ali ve Ali
Çemberimize oyalı sıla türküleri
Karaağaç dallarına asılı kırmızı fistan
Kurumaz terimiz dinmez iniltilerimiz
büyütme yalnızlığımı
gençtim
kızlık ve kızıllığımca...
derler mi
“ Canım Benim”
Ben yağmur oldum
“Benim aşkım beni geçti”
Bir er iki şer öteledim
Ölüm daha büluğ çağım
Tarçın kokuyor tenim
Tarçındı adı selâmsız sevgilimin
Nerde olsa tanırım ayak sesini
Bir ah çektikçe
Dokunur yüreğimin bam teline
Terli futa emeğin örük sesi
ah!
saadet “Altın çiçek”
sadakat suskun figan
ufukta çizgi kızıl deli
sessizlik kasırga öncesi
Çırılçıplak yıkanan bir rahibin kutsadığı anakara’ydı hüzünsel yalnızlığım
Bu sabah ince bir dilim kızarmış ekmeğin üstüne
Bolca vişneçürüğü gam can çekişen
Birazcık tozpembe gül rengi neşe sürdüm
Boğazıma dizilse de sensizliğinle yarınlar
İçimden gelmiyor gülmek konuşmak
Akıyor içime kandan bir ırmak
Mancınıkla fırlatılıyormuşçasına
Saçılıyor tohumlar sahraya
Ömürsüz çiçek
...
öyle uzun çileli bir yol ki ömrüm
bir kısır döngü
her defasında arşa değer pişmanlığım
inceden bir sızı dudaklarımda
Yeşil bir ışık
göğümde uçuşuyor
pembe beyaz cennet kuşları
şafakta şarkı söylüyor Sirius
tebrikler... başarılar
Sevgili Alaz,
Hep büyük şiirleri sen mi yazacaksın. Sonra bize ne kaldı. Bu şiirinde de dağ çiçeklerinden başladın, kent merkezlerine indin..İnsanın kalbine girdin. Neyse 'Umutsuzluk Yok..' Bu daha da güzel. Eline sağlık Nil usta..Gerçekten ustasın her hususta..