Arabaşı içmeyen Karamanlı olur mu?
Siniyi, tası görüp şaşıran mahcup olur.
Her kaşığı sallayan adabını bilir mi?
Hamurunu çorbaya düşüren mahcup olur.
Hamuru kıvamında tutturmak marifettir.
‘Arapça değil mi uydur deyiver’,
‘Kimseler anlamaz’ derdi eskiler.
Bilim insanıysan dersi iyi ver,
Türkçeyi eziyor yapay küsküler.
Ne Arapça kutsal, ne Arap kutsal,
Görmesem de severim
Canımdadır arkadaş.
Bilmese de överim,
Şanımdadır arkadaş.
Ne dernekte, fırkamda,
Çocukluk arkadaşı akıldan kolay çıkmaz,
Anı defteri falan tutmaya gerek yoktur.
Okul arkadaşını unutsan olay çıkmaz,
Fikirler ayrı ise itmeye gerek yoktur.
Gençlik arkadaşlığı hiç hafife alınmaz,
Parti beğenmiyor seçmenin hası,
Demokrasi dersen basmaz kafası.
Karar vermek olmuş en büyük yası;
Bahane ararken yutuyor hapı,
Armudun sapı var, üzümün çöpü.
Aşık Veysel deyince toprak gelir aklıma,
Mevsimleri anlatır, yaza hayran olmuşum.
Yeşil yârim demiştir, yaprak gelir aklıma,
Görmeden anlattığı kıza hayran olmuşum
Yârden gelen kokuyu getiren yeli sevmiş,
Veysel kadar görmüyorsan,
Gözün varsa neye yarar.
Yâre ikrar vermiyorsan,
Sözün varsa neye yarar.
Kara toprak yâr değilse,
Toplumsal sorumluluk insanı kişi yapar,
Kendimizi sorumlu görüp aşı olalım.
Kişilik karakterdir, sorumsuzlarda sapar,
Sorumluluk duyarak varıp aşı olalım.
Çıkarcının, yobazın sözüne kanmayalım,
Yıllardan korkmayan cesur ömürdür,
Yaşlılıkta bile bıkmamaktır aşk.
İnsana verilmiş kutsal emirdir,
Sevginin yolundan çıkmamaktır aşk.
Acıyı, sevinci bölüşmek aşktır,
Yüzyıllar eskitemez bilge Yunus Emre’yi,
Her geçen yıl yeniler, taze bir Yunus gelir.
Umutlar bahar olur düşürürken cemreyi,
Anlamlar çiçek açar, söze bir Yunus gelir.
İnsanlık var oldukça Yunus Emre var olur,
Anadolu'nun ova köylerinde sobalarda, tandırlarda çoğunlukla kesmik (saman) yakılır. Toprak damlı evlerin bacalarından yükselen dumanların görünüşü ve kokusu, köylerimizin yaşayan yönünü uzaklardan duyumsamamızı sağlayan işaret fişekleri gibidir.
Anadolu'da bir izdir, bir sıcaklıktır saman dum ...