Beni bu dünyaya gönderdiğin için sana sonsuz teşekkür ederim. Her anına şahit olduğun bu yolculuğu tüm zorlukları ve güzellikleriyle kabul ediyorum. Ailemle, sevdiklerimle, özellikle de oğlumla geçirdiğim her an için sana şükürler olsun. Onun varlığı, bu dünyadaki en büyük hediyem. Bana kalbime sevgiyi, şefkati ve sabrı ektiğin için sana minnettarım. Sevdiklerimin yokluğuyla sınandığım o zor zamanları hatırlıyorum. Bazen acım öyle derindi ki, kemiklerimden etlerim sıyrılıyormuş gibi hissettim. Ama senin merhametini hep hissettim. Acılarımı isyana dönüştürmedim, şükürle sarıldım. Biliyorum ki her şey senin izninle olur. Dünyaya eklediğin her şey, ayrı ayrı güzellikleriyle bize hizmet ediyor. Gökyüzünün süsü olan ayı, yıldızları, kuşları ve yağmuru çok sevdim. Toprağın cömertliğini ve hayvanların dostluğunu gördüm. Her biri hayatıma başka bir anlam kattı. Senin yarattığın her şeye hayranım, Rabbim. Lütfen kalbimize sevgiyi, şükrü ve sabrı yerleştir. Verdiklerinle yetinmeyi, elimizdekilerin kıymetini bilmeyi bize öğret. Barışı, huzuru ve nimetlerini tüm insanlığa nasip et. Irk, dil, din fark etmeksizin her canlının senin rahmetine ulaşmasını diliyorum. Bir gün bu dünyadan ayrılırsam, sevdiklerimin kalbine ferahlık ver. Onların yüreğine sabır ve huzur indir. Sevdiklerimin hayatlarına güzellikler ekle ve yollarını açık et. Bana sunduğun her zevk ve keyif için teşekkür ederim. Rüzgarın dokunuşunu, müziğin ahengini, kuşların cıvıltısını sevdim. Beni mutlu eden her anın farkına varmayı sen öğrettin. Bazen düşünüyorum, "Ne kadar zenginim!" Sevgiyle dolu bir kalbim, şükürle dolu bir ruhum var. Dans ettim, müzik dinledim, kahkahalar attım, sevdiklerimle sofralar kurdum. Bunların her biri senin lütfun, Rabbim. Oğlum için ayrıca teşekkür ederim. Hamile kaldığımda içime bir his doğmuştu. Onu kucağıma aldığımda anladım ki dünyanın tek gerçek mucizesi "evlat"tır. O benim yeryüzündeki gökyüzüm. Ve kuşlar… Ve müzikler… Ve yağmurlar… Ve toprak… Ve gökyüzü… Ve ay… Ve yıldızlar… Hepsi senin eserin, Rabbim. Her günümde, her anımda seninle olduğumu bilmek ne büyük bir huzur. Sonsuz teşekkür ederim. Beni her halimle kabul ettiğin için… Sonsuz şefkatinle sardığın için… Kalbimi sevgiyle doldurduğun için… Ve her nefesimde bana yeniden hayat verdiğin için… Sana şükürler olsun.
kimi gölge olur, kimi meyve... Ama her biri toprağa borçludur varlığını. İnsan da böyledir. Hangi toprakta filizlendiysen, ruhunda o toprağın kokusu kalır.
Kimi çorak arazide büyür, sabrı öğrenir. Kimi verimli topraklarda, şımarıklığı. Ama en güzeli, kök saldığı yeri unutmayandır. Çünkü unutan, dalını da kırar, yaprağını da.
O yüzden büyürken dalların gökyüzüne uzansa bile köklerinin sesini dinlemeyi unutma.
Evgeny, Türkiye'de çok sevilen sanatçılar arasında. Ben de kendi payıma düşeni her zaman alırım ve ona, gökyüzümüze notalarını bulaştırdığı için teşekkür ederim.
Doğanın koynunda sessizlik, Rüzgarın nazlı bir dokunuşu. Çaydanlık dumanı, narin bir sabah kahvesi kokusu, Ve sen, yanımda, gözlerinde tüm dünyayı barındıran bir gülüş. Her şey bir adım daha yakın, Ve öyle işte.
Ne acıdır ki bizler, Yaradan’ın sınırsız merhameti ve nimetleri karşısında bazen isyan ve memnuniyetsizlikle dolabiliyoruz. Havanın kapalı olduğu bir gün “lanet olsun” diyebiliyor, hayvanlara, insanlara ya da elimizdeki nimetlere dahi kolaylıkla öfke yüklüyoruz. Çocuklarımız ise bu olumsuz davranışlarımızı örnek alarak aynı yolu izliyor.
Oysa Yaradan, bizim hatalarımıza ve yanlışlarımıza rağmen affedici ve cömert bir şekilde nimetlerini esirgemez. Peki, biz neden öfkemize yenik düşüyor ve bu kadar kolay beddua ediyoruz? Bu sorunun cevabı belki de kendi içimizde şefkat, anlayış ve şükrü yeniden hatırlamakta gizli.
Çünkü nefreti değil, sevgiyi büyüttüğümüzde; bedduayı değil, şükrü dilimize pelesenk ettiğimizde hem biz hem de çocuklarımız daha güzel bir dünyada yaşamayı öğrenebiliriz. Bu farkındalıkla, Yaradan’a olan şükrümüzü ve insanlığa olan sevgimizi hatırlamak dileğiyle... "Teşekkürler Allah'ım."
Bu dünya, Yaradan’ın bize sunduğu en büyük armağanlardan biri. Her köşesinde ayrı bir güzellik, her anında farklı bir mucize saklı. Doğanın ahengi, gökyüzünün sonsuzluğu, rüzgârın fısıltısı... Bunlar Yaradan’ın bize
“Bak, gör ve hisset” dediği mesajlar değil mi?
Beğenmemek, takdir etmemek nasıl mümkün olabilir? İnsan her an bu güzellikleri görüp, şükür dolu bir kalple yaşamalı. Çünkü bu dünya, bize verilmiş bir emanettir. Sevgiyle, minnetle ve hayranlıkla bakmak gerek.
Hayatın bana sunduğu her güzellik için Yaradan’a şükrediyorum. Ne her şeyi umursamadan, sadece anı yaşayıp geçiyorum, ne de sonsuz bir ömre sahipmiş gibi davranıyorum. Her an, bu dünyanın içindeki harikulade detayları fark etmenin bir şans olduğunu biliyorum.
Doğanın renkleri, insanların sevgisi, gökyüzünün eşsiz manzarası… Tüm bunlar, Yaradan’ın verdiği hediyeler. Her nefes bir fırsat, her gün bir mucize. Şükürler olsun, teşekkürler Allah’ım.
Bazı anlar vardır, kelimelere ihtiyaç duymaz. Bir yaprağın rüzgârla dansı, bir dalganın kıyıya dokunuşu, ya da bir bakışta saklanan binlerce duygu... Zaman, o anlarda fısıldar. Sesinde huzur vardır, kimi zaman da özlem.
Her nefeste, içinde bir dünya taşır insan. Bir koku, bir ezgi, bir dokunuş… Hepsi bir hatıranın kapısını aralar. Geçmişte kalmış gibi duran anılar aslında hep buradadır; tıpkı gün batımını izleyen gözler gibi, sessiz ve derin bir bekleyişle yanımızda dururlar.
Ve hayat, o fısıltıyı duyabilenler için daha anlamlıdır. Çünkü ne varsa yaşanmaya değer, hepsi o küçücük anların içinde saklıdır. Bir kalp atışı, bir gülümseme, bir "iyi ki"...
Sevgili Allah’ım;
Beni bu dünyaya gönderdiğin için sana sonsuz teşekkür ederim.
Her anına şahit olduğun bu yolculuğu tüm zorlukları ve güzellikleriyle kabul ediyorum.
Ailemle, sevdiklerimle, özellikle de oğlumla geçirdiğim her an için sana şükürler olsun.
Onun varlığı, bu dünyadaki en büyük hediyem.
Bana kalbime sevgiyi, şefkati ve sabrı ektiğin için sana minnettarım.
Sevdiklerimin yokluğuyla sınandığım o zor zamanları hatırlıyorum.
Bazen acım öyle derindi ki, kemiklerimden etlerim sıyrılıyormuş gibi hissettim.
Ama senin merhametini hep hissettim.
Acılarımı isyana dönüştürmedim, şükürle sarıldım.
Biliyorum ki her şey senin izninle olur.
Dünyaya eklediğin her şey, ayrı ayrı güzellikleriyle bize hizmet ediyor.
Gökyüzünün süsü olan ayı, yıldızları, kuşları ve yağmuru çok sevdim.
Toprağın cömertliğini ve hayvanların dostluğunu gördüm.
Her biri hayatıma başka bir anlam kattı.
Senin yarattığın her şeye hayranım, Rabbim.
Lütfen kalbimize sevgiyi, şükrü ve sabrı yerleştir.
Verdiklerinle yetinmeyi, elimizdekilerin kıymetini bilmeyi bize öğret.
Barışı, huzuru ve nimetlerini tüm insanlığa nasip et.
Irk, dil, din fark etmeksizin her canlının senin rahmetine ulaşmasını diliyorum.
Bir gün bu dünyadan ayrılırsam, sevdiklerimin kalbine ferahlık ver.
Onların yüreğine sabır ve huzur indir.
Sevdiklerimin hayatlarına güzellikler ekle ve yollarını açık et.
Bana sunduğun her zevk ve keyif için teşekkür ederim.
Rüzgarın dokunuşunu, müziğin ahengini, kuşların cıvıltısını sevdim.
Beni mutlu eden her anın farkına varmayı sen öğrettin.
Bazen düşünüyorum, "Ne kadar zenginim!"
Sevgiyle dolu bir kalbim, şükürle dolu bir ruhum var.
Dans ettim, müzik dinledim, kahkahalar attım, sevdiklerimle sofralar kurdum.
Bunların her biri senin lütfun, Rabbim.
Oğlum için ayrıca teşekkür ederim.
Hamile kaldığımda içime bir his doğmuştu.
Onu kucağıma aldığımda anladım ki dünyanın tek gerçek mucizesi "evlat"tır.
O benim yeryüzündeki gökyüzüm.
Ve kuşlar…
Ve müzikler…
Ve yağmurlar…
Ve toprak…
Ve gökyüzü…
Ve ay…
Ve yıldızlar…
Hepsi senin eserin, Rabbim.
Her günümde, her anımda seninle olduğumu bilmek ne büyük bir huzur.
Sonsuz teşekkür ederim.
Beni her halimle kabul ettiğin için…
Sonsuz şefkatinle sardığın için…
Kalbimi sevgiyle doldurduğun için…
Ve her nefesimde bana yeniden hayat verdiğin için…
Sana şükürler olsun.
sevgilerimle, Huri.
Bir tohumun neye dönüşeceğini bilemezsin;
kimi gölge olur, kimi meyve... Ama her biri toprağa borçludur varlığını. İnsan da böyledir. Hangi toprakta filizlendiysen, ruhunda o toprağın kokusu kalır.
Kimi çorak arazide büyür, sabrı öğrenir. Kimi verimli topraklarda, şımarıklığı. Ama en güzeli, kök saldığı yeri unutmayandır. Çünkü unutan, dalını da kırar, yaprağını da.
O yüzden büyürken dalların gökyüzüne uzansa bile köklerinin sesini dinlemeyi unutma.
,,Çünkü gökyüzü alkışlar ama toprak kucaklar."
— Huri Çalışkan
sevgilerimle
Evgeny, Türkiye'de çok sevilen sanatçılar arasında. Ben de kendi payıma düşeni her zaman alırım ve ona, gökyüzümüze notalarını bulaştırdığı için teşekkür ederim.
çokça teşekkürler Evgeny....
,, keşke ben yazmış olsaydım diyebildiğim şiir...''
,, bu güzel eser için şükran sana Nurullah Abi....yüreğin sağlıklı kalsın....''
Doğanın koynunda sessizlik,
Rüzgarın nazlı bir dokunuşu.
Çaydanlık dumanı, narin bir sabah kahvesi kokusu,
Ve sen, yanımda, gözlerinde tüm dünyayı barındıran bir gülüş.
Her şey bir adım daha yakın,
Ve öyle işte.
Huri Ç.
Öfkenin ve Şükrün İki Yüzü
Ne acıdır ki bizler, Yaradan’ın sınırsız merhameti ve nimetleri karşısında bazen isyan ve memnuniyetsizlikle dolabiliyoruz. Havanın kapalı olduğu bir gün “lanet olsun” diyebiliyor, hayvanlara, insanlara ya da elimizdeki nimetlere dahi kolaylıkla öfke yüklüyoruz. Çocuklarımız ise bu olumsuz davranışlarımızı örnek alarak aynı yolu izliyor.
Oysa Yaradan, bizim hatalarımıza ve yanlışlarımıza rağmen affedici ve cömert bir şekilde nimetlerini esirgemez. Peki, biz neden öfkemize yenik düşüyor ve bu kadar kolay beddua ediyoruz? Bu sorunun cevabı belki de kendi içimizde şefkat, anlayış ve şükrü yeniden hatırlamakta gizli.
Çünkü nefreti değil, sevgiyi büyüttüğümüzde; bedduayı değil, şükrü dilimize pelesenk ettiğimizde hem biz hem de çocuklarımız daha güzel bir dünyada yaşamayı öğrenebiliriz. Bu farkındalıkla, Yaradan’a olan şükrümüzü ve insanlığa olan sevgimizi hatırlamak dileğiyle... "Teşekkürler Allah'ım."
Huri Çalışkan
Şükür ve Hayranlık Dolu Bir Bakış
Bu dünya, Yaradan’ın bize sunduğu en büyük armağanlardan biri. Her köşesinde ayrı bir güzellik, her anında farklı bir mucize saklı. Doğanın ahengi, gökyüzünün sonsuzluğu, rüzgârın fısıltısı... Bunlar Yaradan’ın bize
“Bak, gör ve hisset” dediği mesajlar değil mi?
Beğenmemek, takdir etmemek nasıl mümkün olabilir? İnsan her an bu güzellikleri görüp, şükür dolu bir kalple yaşamalı. Çünkü bu dünya, bize verilmiş bir emanettir. Sevgiyle, minnetle ve hayranlıkla bakmak gerek.
Teşekkürler Allah’ım, bu güzellikler için.
Huri Çalışkan
Ne Üç Günlük, Ne Sonsuz Bir Hayat: Bir Şükür Anı
Hayatın bana sunduğu her güzellik için Yaradan’a şükrediyorum. Ne her şeyi umursamadan, sadece anı yaşayıp geçiyorum, ne de sonsuz bir ömre sahipmiş gibi davranıyorum. Her an, bu dünyanın içindeki harikulade detayları fark etmenin bir şans olduğunu biliyorum.
Doğanın renkleri, insanların sevgisi, gökyüzünün eşsiz manzarası… Tüm bunlar, Yaradan’ın verdiği hediyeler. Her nefes bir fırsat, her gün bir mucize. Şükürler olsun, teşekkürler Allah’ım.
Huri Çalışkan
Fısıldayan Zaman
Bazı anlar vardır, kelimelere ihtiyaç duymaz. Bir yaprağın rüzgârla dansı, bir dalganın kıyıya dokunuşu, ya da bir bakışta saklanan binlerce duygu... Zaman, o anlarda fısıldar. Sesinde huzur vardır, kimi zaman da özlem.
Her nefeste, içinde bir dünya taşır insan. Bir koku, bir ezgi, bir dokunuş… Hepsi bir hatıranın kapısını aralar. Geçmişte kalmış gibi duran anılar aslında hep buradadır; tıpkı gün batımını izleyen gözler gibi, sessiz ve derin bir bekleyişle yanımızda dururlar.
Ve hayat, o fısıltıyı duyabilenler için daha anlamlıdır. Çünkü ne varsa yaşanmaya değer, hepsi o küçücük anların içinde saklıdır. Bir kalp atışı, bir gülümseme, bir "iyi ki"...
Huri Çalışkan