*** SAYIN ELİF KEY *** . --1700 Yıllara kadar duyguların ve insanı yöneten merkezin KALP olduğu bilinirdi. Bilimsel araştırmalardan sonra, insanı yöneten esas merkezin BEYİN olduğu tespit edilmiştir. --Kalp ne görür, ne de düşünür. Kalp, geri kalmış toplumlar da, özellikle mütedeyyin kesimde bir AŞK sembolü haline gelmiştir. KALP, vücudun en önemli organı olmakla birlikte, ana görevi bütün damarlara kan pompa- layan bir kas olması dışında işlevi yoktur. --Kalbimiz, her zaman beynimizin emrindedir. Aşk-sevgi orta beyin tarafından algılanır ve duygular devreye girer. Aşık-Maşuğunu görünce orta beyin Kalbin daha hızlı atmasına neden olur. Bu hızlı atışlar olağan üstü durumlarda, sevinç üzüntü ve korku gibi hallerde gözlenir. -- Son zamanlar da, özelikte yeni nesilde karşı cins ile ilişkileri AŞK değildir.... Duygusal şehvettir. Antoloji Şiir sayfalarında AŞK adına yazılan Şiirlerin %-70'i Aşk-sevda Şiiri değil, tamamen duygusal şehvet üzerine kör düşüncelerin dışa yansımasıdır. Bu gün Zat-i alinizin de yaptığı gibi cümle sonlarına Kalp-gülücük ve benzeri işaretler koymak hayatı ve kültürel değerleri hiçe saymaktan başka bir şey değildir... --Benim böyle bir yazıyı kaleme almama müsebbip olduğunuz için, şahsınızı iyi dileklerimle selamlarım. -----OZAN ÇAKIROĞLU----
*** SAYIN MELEK GÜNEŞ HANIMEFENDİ *** . 18--04--2024 günü, saat:11.36 da bir Sitede Türk Kadınını anlatmışsınız. Çok yerinde ve güzel bir davranış. Kadınlar genelde hemcinslerinden olumlu olarak bahsetmezler. Hep biribirlerinin kusurunu, bir açığını araralar. Ancak yorumsal yazınızı okurken, dedim ki tam 100 puanlık bir tespit yapmış. Acaba eski sunuculardan, bir dönemin orta yaşlı beyler ve bayanların gönül- lerinde taht kurmuş, ünü yedi düvele yayılmış, güzelliği dillere destan olmuş gülümsemesiyle meşhur Muhterem Ayşe Egesoy'dan bahsediyorsunuz dedim. Hay demez olaydım??? Ne yazık ki, yorum merhum Şair Özdemir ASAF'a aitmiş..
Hanımefendi, dağarcığınızda biriken bilgi ve tecrubelerinizi faaliyete geçirmek en güzel davranıştır. Kaldı ki sizin yaşam deneyiminiz, meselelere bakış açınız sosyal realiteniz nice tanınmış Şair ve yazarlara sol çeker... Diyelim ki, her kes bir başkalarının söz ve deyimlerini bir Papağan gibi tekrarlayıp dursa ne olur. Hiç bir yenilik olmaz Edebiyat ve sosyal faaliyet bir kısır döngü içeri- sine haps olur. Devinimi olmayan Tarih ölü Tarihtir...VESSELAM. . Şahsınızı saygıyla selamlarım...
**** MUHTEREM KARDEŞİM **** Zat-i alinizin hiç bir Yaratılmışa art niyetinizin olmadığını ben de her kes gibi bilir ve inanırım. Ayrıca yorumsal yazılarınızı okuyor ilginç ve düşündücü buluyorum. Kaldı ki ben eleştiriye oldukça hazır ve nazırım. Eleştiri Şair ve yazarların ufkunu açar ve doğruya yönlendirir. Ben bütün yazılarım da Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve mezhebi hür bir nesilden yana olduğumu beyan etmişimdir. Bizim Demokrasi anlayışımız bu yön- dedir. Ve böyle de devam edecektir. Asıl mevzu Günün Şiir köşesinde Nazım Hikmet'e ait olduğu söylenen Şiir değil- miydi. Ben Şiire yorum yaptım. Maşallah Nazım her gördüğü süslü Kadın'a Şiirler dizmiş. Okurlar da enine-uzununa bakmadan aheste-aheste okuyor. Fazla Zat-i alinizi yormayayım. Zaten bir önceki yazımda niyetimi tafsilatlı yazmıştım. Her zaman her yerde Sevgi, Barış ve suhulet içinde kalınız...SAYGILARIMLA.
*** Mevlana'nın her tespitine kayıtsız şartsız doğrudur diyemeyiz. Tarihsel devinimde konjonktürel geçişler vardır. Din-mezhep-bilim gibi mefhumlar toplumsal şekillenmeyi beliler ve yönlendirir....
** Ben Şairim diyor, Kalemi noksan
** Redif uyak bilmez, kelamı noksan
** Dostluktan dem vurur, selamı noksan
** Kin-kibir nefretle, dolmuş gidiyor,
** Rantiye Atına binmiş gidiyor...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
** Ulan kıl kuyruk kurnaz Tilki, senin Kalbini iki ayaklı
** kıl kuyruklara taksak acaba neler değişir...
*** SAYIN ELİF KEY ***
.
--1700 Yıllara kadar duyguların ve insanı yöneten merkezin KALP olduğu
bilinirdi. Bilimsel araştırmalardan sonra, insanı yöneten esas merkezin
BEYİN olduğu tespit edilmiştir.
--Kalp ne görür, ne de düşünür. Kalp, geri kalmış toplumlar da, özellikle
mütedeyyin kesimde bir AŞK sembolü haline gelmiştir. KALP, vücudun
en önemli organı olmakla birlikte, ana görevi bütün damarlara kan pompa-
layan bir kas olması dışında işlevi yoktur.
--Kalbimiz, her zaman beynimizin emrindedir. Aşk-sevgi orta beyin tarafından
algılanır ve duygular devreye girer. Aşık-Maşuğunu görünce orta beyin Kalbin
daha hızlı atmasına neden olur. Bu hızlı atışlar olağan üstü durumlarda, sevinç
üzüntü ve korku gibi hallerde gözlenir.
-- Son zamanlar da, özelikte yeni nesilde karşı cins ile ilişkileri AŞK değildir....
Duygusal şehvettir. Antoloji Şiir sayfalarında AŞK adına yazılan Şiirlerin %-70'i
Aşk-sevda Şiiri değil, tamamen duygusal şehvet üzerine kör düşüncelerin dışa
yansımasıdır. Bu gün Zat-i alinizin de yaptığı gibi cümle sonlarına Kalp-gülücük
ve benzeri işaretler koymak hayatı ve kültürel değerleri hiçe saymaktan başka
bir şey değildir...
--Benim böyle bir yazıyı kaleme almama müsebbip olduğunuz için, şahsınızı iyi
dileklerimle selamlarım.
-----OZAN ÇAKIROĞLU----
*** SAYIN MELEK GÜNEŞ HANIMEFENDİ ***
.
18--04--2024 günü, saat:11.36 da bir Sitede Türk Kadınını anlatmışsınız.
Çok yerinde ve güzel bir davranış. Kadınlar genelde hemcinslerinden
olumlu olarak bahsetmezler. Hep biribirlerinin kusurunu, bir açığını araralar.
Ancak yorumsal yazınızı okurken, dedim ki tam 100 puanlık bir tespit yapmış.
Acaba eski sunuculardan, bir dönemin orta yaşlı beyler ve bayanların gönül-
lerinde taht kurmuş, ünü yedi düvele yayılmış, güzelliği dillere destan olmuş
gülümsemesiyle meşhur Muhterem Ayşe Egesoy'dan bahsediyorsunuz dedim.
Hay demez olaydım???
Ne yazık ki, yorum merhum Şair Özdemir ASAF'a aitmiş..
Hanımefendi, dağarcığınızda biriken bilgi ve tecrubelerinizi faaliyete geçirmek
en güzel davranıştır. Kaldı ki sizin yaşam deneyiminiz, meselelere bakış açınız
sosyal realiteniz nice tanınmış Şair ve yazarlara sol çeker...
Diyelim ki, her kes bir başkalarının söz ve deyimlerini bir Papağan gibi tekrarlayıp
dursa ne olur. Hiç bir yenilik olmaz Edebiyat ve sosyal faaliyet bir kısır döngü içeri-
sine haps olur. Devinimi olmayan Tarih ölü Tarihtir...VESSELAM.
.
Şahsınızı saygıyla selamlarım...
** Bir Kapitalistle, bir Sosyalistin dostluğu,
** Kurtla-Kuzunun dostluğuna benzer...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
**** MUHTEREM KARDEŞİM ****
Zat-i alinizin hiç bir Yaratılmışa art niyetinizin olmadığını ben de her kes gibi bilir
ve inanırım. Ayrıca yorumsal yazılarınızı okuyor ilginç ve düşündücü buluyorum.
Kaldı ki ben eleştiriye oldukça hazır ve nazırım. Eleştiri Şair ve yazarların ufkunu
açar ve doğruya yönlendirir.
Ben bütün yazılarım da Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve mezhebi hür bir
nesilden yana olduğumu beyan etmişimdir. Bizim Demokrasi anlayışımız bu yön-
dedir. Ve böyle de devam edecektir.
Asıl mevzu Günün Şiir köşesinde Nazım Hikmet'e ait olduğu söylenen Şiir değil-
miydi. Ben Şiire yorum yaptım. Maşallah Nazım her gördüğü süslü Kadın'a Şiirler
dizmiş. Okurlar da enine-uzununa bakmadan aheste-aheste okuyor.
Fazla Zat-i alinizi yormayayım. Zaten bir önceki yazımda niyetimi tafsilatlı yazmıştım.
Her zaman her yerde Sevgi, Barış ve suhulet içinde kalınız...SAYGILARIMLA.
*** Mevlana'nın her tespitine kayıtsız şartsız doğrudur diyemeyiz.
Tarihsel devinimde konjonktürel geçişler vardır. Din-mezhep-bilim
gibi mefhumlar toplumsal şekillenmeyi beliler ve yönlendirir....
** Kıl kuyruk kurnaz Tilki, ne kadar akıllı ve kurnaz olursa olsun,
son adresleri kürkçü dükkânıdır....
** Kıl kuyruk kurnaz Tilkinin ameli,
** Boz Kurdun rüyasıdır.....,,,,,,,,,,
* Tilkinin derindir kümes hesabı
* Kutlar talan eder acar kasabı
* Çiftçinin bozulur, sinir asabı
* Sırrını Mevlaya döker de gider...
----OZAN ÇAKIROĞLU----