** Kültürel yozlaşma, Reklam ve moda sektörüyle başlayıp, Televizyon ekranlarıyla çağlayıp, internet ve her türlü dijital faktörlerle ayyuka çıktı. ----OZAN ÇAKIROĞLU-----
** Yazınıza mukabil başka bir yazı olmadığından dolayı bana atıfta bulunduğunuzu düşündüm. Keşke isim verseydiniz bu yanlış anlaşılma olmazdı. Ben toplum yararına olan her doğrunun yanındayım...
*** 08-05- 2024 tarih ve saat: 13.28 de kaleme alınan makalenin doğru bir tespit olduğunu zaten ben yazımın girişinde beyan etmiştim. Ayrıca yazı siyasi ve ya başka muhtevalı diye de bir iddiam da olmadı. *** Bende fikri beyanda bulundum. Ve dedim ki az gelişmiş ülkelerde şu etkenlerden dolayı öyle sağlıklı, umutlu, kurallı, huzurlu-mutlu sevgi ve barış içerisinde hayır-hasenatla yaşamamız bir hayalden öteye gitmez. *** Bir Kamuoyu araştırması yapılsa benim bu tespitime katılım % de 80 ler de olur. *** Toplumsal içerikli mevzular, kim ya da kimler tarafın kaleme alındığına bakmam. Akıl-mantık ve basiretim ölçüsünde Fikri düşüncemi beyan da bulunurum. Benim beyanım doğrudur diye de dayatmam. Burada ve ya başka sitede yazılan her yazı bir değerdir. Lütfen doğru okuyup ve doğru anlayalım.... OZAN ÇAKIROĞLU.
Aslımız Topraktır, Atamız Adem Hep aynı nesilden gelmişiz madem Bu kaos-kargaşa, kavgamız neden Madem ki insanız, hep kardeşiz biz... ---OZAN ÇAKIROĞLU-----
*** AŞAĞIDA Kİ TESPİTLER DOĞRUDUR, ANCAK NEREDE ve NASILI VAR *** --Toplumu oluşturan bireylerin hayat düzeleri, huzur ve mutlulukları ve bütün sosyal kakları Vatandaşı olduğu Ülkenin iç dinamiyle ekonomik siyasal, sosyal ve kültürel gelişimiyle doğru orantıdır. Ayrıca Ulusal Devlet yapısının mutlak kuvvetler ayrılığı ilkesi ve hiyerarşi sistemin Hak-hukuk ve adalet mizanının doğru ve adil çalışma- sıyla mümkündür. -- Özgürlüklerin, yasa karşısında eşit ve paylaşımcı, yani bütün sosyal hakların, eğitim sağlık ve iş imkânı başta olmak üzere bütün Memleket sathına kayıtsız ve şartsız yayılmasıyla mümkündür. Ayrıca Toplum da Din-Mezhep, Irk, renk ve düşünce ayrımı yapılmadan mülkiyet haklarının eşit ve adil korunmasıyla sağlanabilir. -- Günümüz şartlarında aşağıda ki tespitlerin eyleme geçirilmesi ve hatta düşünülmesi bile bir hayalden ibarettir...Naçizane görüşüm budur...Saygıyla. -----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
** EYY Z KUŞAĞI YARINLARIN TEMELİ SİZLERSİNİZ ** Ancak bu gidişle yarınlara çürük temel olursunuz. Öyle manasız, mesnetsiz hurafi, batıl ve bilimden uzak varsayımlarla Hürriyet Gemisi yürümez... -- Kalbin düşünebilme ve fikir üretilme özelliği asla yoktur. KALP kan dolaşımını sağlar. Natriüretik peptid salgılama işlevleri haricinde başka bir görevi yoktur. Bu yüzden Kalbin kapakları ve ya tam kendisini yapay olarak değiştirmek ve ya nakletmek mümkündür. -- İnanç tüccarları ve kuantumcu sahtekârlar Kalbin duygulardan sorumlu ve bağımsız düşünebilen organ olduğu yalanını Halkın içerisinde fısıldayıp durmuşlar. Günümüzde Yalancı Fetbaz sahtekârların hilafları sürüp gitmektedir. -- Bir büyük bilim adamının Kalbini sıradan bir yobaza naklederseniz, o yobaz yine yobazdır. Çünkü insanı düşündüren, yönlendiren ve bütün duyguları harekete geçiren sadece ve sadece Beyindir.... -- Ya-hu kardeşim biz ne Fatih Kurtlar gibi bol keseden atan faniler gördük. -- Hayatta en hakiki mürşit bilimdir. Aksi hüsrandır...VESSELAM.
** Geçen Ramazan Bayramında ziyaretimize Lise de okuyan en küçük yeğenim geldi. Bir ara bana dedi ki, Dayı sizin ergenlik döneminizde Köyde Elektrik yok, Televizyon yok, Bilgisayar yok, Bisiklet yok, Eh o zaman sizde Araba da yok ve dolayısıyla Sinema Tiyatro ve bar-Kafe de yok, bu mahrumiyet içinde nasıl yaşıyordunuz???? ---Hele bu hadsiz-zırtapoza bir bakın dedim. Bende, dinle hele beni Yeğen: Siz Z Kuşa- ğında örf-adet gelenek yok, Anaya-Ataya sevgi, saygı hürmet yok. Kavim-kardeşinize sadakat yok. Akraba-i Taalukata ziyaret yok. Ruhunuzda feraset, hamaset ve marifet yok. Elinizde Telefon, ağzınızda sigara etrafa saygınız yok. Ne kıyafetiniz belli ne duruşunuz belli. Saç-sakal karışmış, omurga bozuk, Kız mı-Erkek mi tanınmıyorsunuz, Tolumdan ayrışmış lay-loy-lom yaşıyorsunuz. Tam bitirecektim ki Sevgili eşim devreye girdi. Dedi Çaylarr-böreklerr hazırrr.....
-- Bu gün Güne düşen Şiir sayfasında, oldukça çağdaş, ufku geniş, sevgi, saygı ve barış dostu bir Kadın hanımefendiye, bir şalvar cübbeli tarafından hakaret edilmiş. Bunu bura da beyan etmek bana zül gelse de, bazı derinler de saklı kalmış kin-kibir ve nefret olguları açığa çıksın diye yazıyorum. -- Hilafet Dervişi şöyle demiş: Gayrı müslim, Kâfir, Müşrik, totem perest avaresi. Ya hu bu demektir. Bu kanıya nasıl vardın ve nasıl tarttın. Peki sen kimsin, kimlerdensin. Seni oraya kim, ya da kimler görevlendirdi. ---Asıl vahim olan, Hiç bir yürekli ve medeni cesur bir Kadının bu kara sesliye tepki gös- termemesidir. Hani nerde o sosyal realistlar, hani nerede Kadın hakları savunucuları, hani nerede Tahsiliyle öğünenler. Hani nerede, o kargadan başka kuş, kendinden başka Baş tanımıyanlar.....VESSELAM.
** Kültürel yozlaşma, Reklam ve moda sektörüyle başlayıp, Televizyon
ekranlarıyla çağlayıp, internet ve her türlü dijital faktörlerle ayyuka çıktı.
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
** Yazınıza mukabil başka bir yazı olmadığından dolayı bana atıfta
bulunduğunuzu düşündüm. Keşke isim verseydiniz bu yanlış anlaşılma
olmazdı. Ben toplum yararına olan her doğrunun yanındayım...
*** 08-05- 2024 tarih ve saat: 13.28 de kaleme alınan makalenin doğru bir
tespit olduğunu zaten ben yazımın girişinde beyan etmiştim. Ayrıca yazı siyasi
ve ya başka muhtevalı diye de bir iddiam da olmadı.
*** Bende fikri beyanda bulundum. Ve dedim ki az gelişmiş ülkelerde şu
etkenlerden dolayı öyle sağlıklı, umutlu, kurallı, huzurlu-mutlu sevgi ve
barış içerisinde hayır-hasenatla yaşamamız bir hayalden öteye gitmez.
*** Bir Kamuoyu araştırması yapılsa benim bu tespitime katılım % de
80 ler de olur.
*** Toplumsal içerikli mevzular, kim ya da kimler tarafın kaleme alındığına
bakmam. Akıl-mantık ve basiretim ölçüsünde Fikri düşüncemi beyan da
bulunurum. Benim beyanım doğrudur diye de dayatmam. Burada ve ya
başka sitede yazılan her yazı bir değerdir. Lütfen doğru okuyup ve doğru
anlayalım.... OZAN ÇAKIROĞLU.
Aslımız Topraktır, Atamız Adem
Hep aynı nesilden gelmişiz madem
Bu kaos-kargaşa, kavgamız neden
Madem ki insanız, hep kardeşiz biz...
---OZAN ÇAKIROĞLU-----
*** AŞAĞIDA Kİ TESPİTLER DOĞRUDUR, ANCAK NEREDE ve NASILI VAR ***
--Toplumu oluşturan bireylerin hayat düzeleri, huzur ve mutlulukları ve bütün sosyal
kakları Vatandaşı olduğu Ülkenin iç dinamiyle ekonomik siyasal, sosyal ve kültürel
gelişimiyle doğru orantıdır. Ayrıca Ulusal Devlet yapısının mutlak kuvvetler ayrılığı
ilkesi ve hiyerarşi sistemin Hak-hukuk ve adalet mizanının doğru ve adil çalışma-
sıyla mümkündür.
-- Özgürlüklerin, yasa karşısında eşit ve paylaşımcı, yani bütün sosyal hakların, eğitim
sağlık ve iş imkânı başta olmak üzere bütün Memleket sathına kayıtsız ve şartsız
yayılmasıyla mümkündür. Ayrıca Toplum da Din-Mezhep, Irk, renk ve düşünce ayrımı
yapılmadan mülkiyet haklarının eşit ve adil korunmasıyla sağlanabilir.
-- Günümüz şartlarında aşağıda ki tespitlerin eyleme geçirilmesi ve hatta düşünülmesi
bile bir hayalden ibarettir...Naçizane görüşüm budur...Saygıyla.
-----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
** EYY Z KUŞAĞI YARINLARIN TEMELİ SİZLERSİNİZ **
Ancak bu gidişle yarınlara çürük temel olursunuz. Öyle manasız, mesnetsiz
hurafi, batıl ve bilimden uzak varsayımlarla Hürriyet Gemisi yürümez...
-- Kalbin düşünebilme ve fikir üretilme özelliği asla yoktur. KALP kan dolaşımını
sağlar. Natriüretik peptid salgılama işlevleri haricinde başka bir görevi yoktur.
Bu yüzden Kalbin kapakları ve ya tam kendisini yapay olarak değiştirmek ve ya
nakletmek mümkündür.
-- İnanç tüccarları ve kuantumcu sahtekârlar Kalbin duygulardan sorumlu ve
bağımsız düşünebilen organ olduğu yalanını Halkın içerisinde fısıldayıp durmuşlar.
Günümüzde Yalancı Fetbaz sahtekârların hilafları sürüp gitmektedir.
-- Bir büyük bilim adamının Kalbini sıradan bir yobaza naklederseniz, o yobaz yine
yobazdır. Çünkü insanı düşündüren, yönlendiren ve bütün duyguları harekete geçiren
sadece ve sadece Beyindir....
-- Ya-hu kardeşim biz ne Fatih Kurtlar gibi bol keseden atan faniler gördük.
-- Hayatta en hakiki mürşit bilimdir. Aksi hüsrandır...VESSELAM.
** Geçen Ramazan Bayramında ziyaretimize Lise de okuyan en küçük yeğenim geldi.
Bir ara bana dedi ki, Dayı sizin ergenlik döneminizde Köyde Elektrik yok, Televizyon yok,
Bilgisayar yok, Bisiklet yok, Eh o zaman sizde Araba da yok ve dolayısıyla Sinema
Tiyatro ve bar-Kafe de yok, bu mahrumiyet içinde nasıl yaşıyordunuz????
---Hele bu hadsiz-zırtapoza bir bakın dedim. Bende, dinle hele beni Yeğen: Siz Z Kuşa-
ğında örf-adet gelenek yok, Anaya-Ataya sevgi, saygı hürmet yok. Kavim-kardeşinize
sadakat yok. Akraba-i Taalukata ziyaret yok. Ruhunuzda feraset, hamaset ve marifet yok.
Elinizde Telefon, ağzınızda sigara etrafa saygınız yok. Ne kıyafetiniz belli ne duruşunuz
belli. Saç-sakal karışmış, omurga bozuk, Kız mı-Erkek mi tanınmıyorsunuz, Tolumdan
ayrışmış lay-loy-lom yaşıyorsunuz. Tam bitirecektim ki Sevgili eşim devreye girdi. Dedi
Çaylarr-böreklerr hazırrr.....
** EYY HADSİZ YOBAZ DİNLE SÖZÜMÜ **
.
CENNET-İ ALADA NURDUR KADIN.
-Kardeştir, Bacıdır, Anadır-Yardır
-Gönüllerde Sevgi, Damarda kandır
-Haysiyet, Zürriyet, Hücrede Gendir
-Cennet-i Alanın, Nurudur Kadın.
.
Dünya'ya gelince başlar çilesi
Otağ-ocağının mazbut kölesi
Kavim-kardeşine olmaz hilesi
Şeref haysiyetin, sırrıdır Kadın.
.
-Boyun eğer Kader-Fıtrat yazgıya
-Ezelden hasrettir, Aşka-Sevgiye
-Şiir olur Türkü-Destan Ezgiye
-Nice Yüreklerin, korudur Kadın.
.
Kutsal Yuvaların, Anaç Arısı
Oğul-uşakla geçer, ömür yarısı
Esmeri-Kumralı, Ayva sarısı
Nice gönüllerin gülüdür Kadın.
.
Der Vezir, Kadının ahını alma
Hazreti Adem'le-Havva'dan olma
Yarıya bölünmüş, kutsal bir Elma
Hür Medeniyetin, Elidir Kadın,
Bu Cumhuriyetin, Dilidir Kadın...
---OZAN ÇAKIROĞLU---
.
Yobazlar, Canbazlar, Jurnalcı Gambazlar, Şıhlar-Papazlar, Eli Asalı yalancı Fetbazlar
Hür Cumhuriyeti ve muasır medeniyeti korktuğunuz-ürktüğünüz bu ufku geniş, çağdaş
ve cesur yürekli Kadınlarımızdan öğreneceksiniz...VESSELAM
---BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
-E
** Merhum Dedem dedi ki, haksızlığı sıvazlayan Kulların
zalimden hiç bir farkı yoktur....
*** AŞAĞIDAKİ BEYANIM ŞAHSİ DEĞİLDİR ***
-- Bu gün Güne düşen Şiir sayfasında, oldukça çağdaş, ufku geniş, sevgi, saygı
ve barış dostu bir Kadın hanımefendiye, bir şalvar cübbeli tarafından hakaret edilmiş.
Bunu bura da beyan etmek bana zül gelse de, bazı derinler de saklı kalmış kin-kibir
ve nefret olguları açığa çıksın diye yazıyorum.
-- Hilafet Dervişi şöyle demiş: Gayrı müslim, Kâfir, Müşrik, totem perest avaresi.
Ya hu bu demektir. Bu kanıya nasıl vardın ve nasıl tarttın. Peki sen kimsin, kimlerdensin.
Seni oraya kim, ya da kimler görevlendirdi.
---Asıl vahim olan, Hiç bir yürekli ve medeni cesur bir Kadının bu kara sesliye tepki gös-
termemesidir. Hani nerde o sosyal realistlar, hani nerede Kadın hakları savunucuları,
hani nerede Tahsiliyle öğünenler. Hani nerede, o kargadan başka kuş, kendinden başka
Baş tanımıyanlar.....VESSELAM.