Sayfada kalmaya meraklı değilim ayrıca şu an çok onurluca hakkımı aradım. Kürsüde orada burada polemik yaratıp insanlara laf giydirip boş atıp dolu tutmaya çalışırsanız cevabına da katlanacaksınız. O arkadaşına da söyle gazı doğru bassın. Boş atıp dolu tutacağı biri değilim ben. Çıkardığım sayfa da orada, uzak durun öyleyse benden. Ok.
Şayet ben isem o ciklet yazılarını sayfanıza neden aldınız yakıştımı bu şimdi size? Bu bir, ikincisi de yazdığımın sizin akıntılarınızla hiçbir alakası olmadığı gibi! Sitede şiirlerimin içinden cümleler çekip kendisine şiir yazan biri var sözüm onaydı o da kendini biliyor. Eğer bana yazdıysanız benim de bir çift lafım olacak elbette ki!
“İki olasılık var: 1) Bence yaşanan, iğrenme değil, yukarıda sözünü ettiğim kendi sayıklamalarından da alıntı yapılmadığı için geçirilen kıskançlıktan çatlama nöbetleri... E, baksanıza, çatırtılar taa nerelerden duyuluyor... muş :)))”
Sizi neden kıskanayım benim hiç kimseye karşı kıskançlık besleyecek bir durumum olmadı şimdiye kadar.
) Gerçekten iğrenme ise... o da, sabahtan akşama kadar gözünü ayıramadığı tuvalet aynasında sürekli kendi suratını gördüğü için uğradığı mide bulantısı... Kesin!
Allah’a şükür kendimden tiksinecek ne fiziksel ne da ima edilen gibi karakteristik bir sıkıntım da yok.
Ben de size acil şifalar diliyorum. Böylece hakkındaki gerçek düşüncelerinizi de öğrenmiş oldum.
Ayrıca sizi sayfamdan kovmadım ben, sadece sayfamda argo kullanılmasından hoşlanmıyorum dedim, sizin tercihiniz di yazmamak.
Şimdi görüyorum ki o günlerde sayfanıza aldığınız ciklet yazılarıymış ne diyebilirim ki? Keşke hiç beni ve sayfamı ve yazılarımı takip etmeseydiniz. Ben aynaya bakınca kendimle gurur duyuyorum.
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Benim bu yazıma istinaden mi kürsüdeki o yazıyı yazdınız? Oraya bir daha yazmayacağımı söyledim o yüzden de sayfanıza yazdım. Umuyorum ki denk gelmiş olsun. Yanlış anlamış olayım. Çünkü sizle o satırların alakası nedir? Anlamadım.
Evet, yaşanmamış yaşamlar dünyadaki bütün savaşların ve kötülüklerin temelidir. Erich Fromm ?si=K-2IeGIY43cl5pTn
Canlılar yaşam döngüsü içinde hayat bulur ve toprağa geri döner. Bazı yaşamlar da döngüsünü fiziksel olarak tamamlar ve hayatta kalmaya ruhuyla devam eder.
İşte onlardan biridir bana göre değerli hocam Doğan Cüceloğlu Işıklara doğ yeniden.
Siyaset benim düşünceme göre bir ülkenin yararına olacak kararların hükümet tarafından uygulanan bilim dalıdır. Ve siyasetçiler de ülkeye faydalı olacak bilinçli ve liyakatli kişiler seçilir. Amaç ülke çıkarlarını ve sınırlarını ve refah seviyesini korumak ve yükseltmektir. Sosyal bilimler ya da şöyle söyleyebilirim iktisadi bilimlere hakim olması da mecburidir. Şayet bunları idare edemiyorlarsa da yönetim değiştirilir. Demokrasi ise burada işlemeye başlar. Bu yüzdendir devlet yönetiminde süreler koyulması. Çünkü ülkenin çıkarları her şeyden daha mühimdir. Durum böyle iken kötüye bir gidişat varsa ve ülkede hala siyasi aktörler değişmiyorsa burada önemli bir problem var demektir. Hiçbir halk gelinen bugünkü duruma sessiz kalmaz. Amaç ülke yönetiminin çarklarını doğru çevirmek ise! Dönmeyen çark’a müdahale şarttır. Yapılamıyorsa orada halkın seçim iradesinden daha farklı bir güç var demektir. Bu nasıl bir tezattır ki! Her yönden her birimden çöküş nidaları yükseliyorken yine de aynı aktörlere göz yumulur. Seçim demokratik bir haktır ve siyasi aktörlerin değişmesi de dünyanın sonunu getirmez. Aslında demokrasinin işlemesi için bu aktörlerin değişmesi gerekir ki, kendi içlerinde hatalarını da görüp tamir etsinler. Bu haklar 5 yılda bir ya da kademelere göre değişen zamanlar tamamlandığında daha da gelişmiş olarak dönmek ihtimalini de gözardı etmeyelim. Ortada çok mantıksız bir durum var.
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Aşk’ı; güle,
sevgiyi; gülen göze,
güzelliği; güzel yüze gömdük.
GÖNÜL kırıldı
Suç hep mevsimlere kaldı…
Aslı Birer
Niyetinin saflığını yakalamış insan için 'başarısızlık' yoktur; sadece öğrenme yolculuğu vardır. Bu öğrenme yolculuğunun tadına doyum olmaz.
Doğan Cüceloğlu
Sayfada kalmaya meraklı değilim ayrıca şu an çok onurluca hakkımı aradım. Kürsüde orada burada polemik yaratıp insanlara laf giydirip boş atıp dolu tutmaya çalışırsanız cevabına da katlanacaksınız. O arkadaşına da söyle gazı doğru bassın. Boş atıp dolu tutacağı biri değilim ben. Çıkardığım sayfa da orada, uzak durun öyleyse benden. Ok.
Şayet ben isem o ciklet yazılarını sayfanıza neden aldınız yakıştımı bu şimdi size? Bu bir, ikincisi de yazdığımın sizin akıntılarınızla hiçbir alakası olmadığı gibi! Sitede şiirlerimin içinden cümleler çekip kendisine şiir yazan biri var sözüm onaydı o da kendini biliyor.
Eğer bana yazdıysanız benim de bir çift lafım olacak elbette ki!
“İki olasılık var:
1) Bence yaşanan, iğrenme değil, yukarıda sözünü ettiğim kendi sayıklamalarından da alıntı yapılmadığı için geçirilen kıskançlıktan çatlama nöbetleri... E, baksanıza, çatırtılar taa nerelerden duyuluyor... muş :)))”
Sizi neden kıskanayım benim hiç kimseye karşı kıskançlık besleyecek bir durumum olmadı şimdiye kadar.
) Gerçekten iğrenme ise... o da, sabahtan akşama kadar gözünü ayıramadığı tuvalet aynasında sürekli kendi suratını gördüğü için uğradığı mide bulantısı... Kesin!
Allah’a şükür kendimden tiksinecek ne fiziksel ne da ima edilen gibi karakteristik bir sıkıntım da yok.
Ben de size acil şifalar diliyorum. Böylece hakkındaki gerçek düşüncelerinizi de öğrenmiş oldum.
Ayrıca sizi sayfamdan kovmadım ben, sadece sayfamda argo kullanılmasından hoşlanmıyorum dedim, sizin tercihiniz di yazmamak.
Şimdi görüyorum ki o günlerde sayfanıza aldığınız ciklet yazılarıymış ne diyebilirim ki? Keşke hiç beni ve sayfamı ve yazılarımı takip etmeseydiniz. Ben aynaya bakınca kendimle gurur duyuyorum.
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Benim bu yazıma istinaden mi kürsüdeki o yazıyı yazdınız? Oraya bir daha yazmayacağımı söyledim o yüzden de sayfanıza yazdım.
Umuyorum ki denk gelmiş olsun. Yanlış anlamış olayım. Çünkü sizle o satırların alakası nedir? Anlamadım.
Evet, yaşanmamış yaşamlar dünyadaki bütün savaşların ve kötülüklerin temelidir.
Erich Fromm
?si=K-2IeGIY43cl5pTn
Canlılar yaşam döngüsü içinde hayat bulur ve toprağa geri döner. Bazı yaşamlar da döngüsünü fiziksel olarak tamamlar ve hayatta kalmaya ruhuyla devam eder.
İşte onlardan biridir bana göre değerli hocam Doğan Cüceloğlu
Işıklara doğ yeniden.
Siyaset benim düşünceme göre bir ülkenin yararına olacak kararların hükümet tarafından uygulanan bilim dalıdır. Ve siyasetçiler de ülkeye faydalı olacak bilinçli ve liyakatli kişiler seçilir. Amaç ülke çıkarlarını ve sınırlarını ve refah seviyesini korumak ve yükseltmektir. Sosyal bilimler ya da şöyle söyleyebilirim iktisadi bilimlere hakim olması da mecburidir. Şayet bunları idare edemiyorlarsa da yönetim değiştirilir. Demokrasi ise burada işlemeye başlar. Bu yüzdendir devlet yönetiminde süreler koyulması. Çünkü ülkenin çıkarları her şeyden daha mühimdir. Durum böyle iken kötüye bir gidişat varsa ve ülkede hala siyasi aktörler değişmiyorsa burada önemli bir problem var demektir. Hiçbir halk gelinen bugünkü duruma sessiz kalmaz. Amaç ülke yönetiminin çarklarını doğru çevirmek ise! Dönmeyen çark’a müdahale şarttır. Yapılamıyorsa orada halkın seçim iradesinden daha farklı bir güç var demektir. Bu nasıl bir tezattır ki! Her yönden her birimden çöküş nidaları yükseliyorken yine de aynı aktörlere göz yumulur. Seçim demokratik bir haktır ve siyasi aktörlerin değişmesi de dünyanın sonunu getirmez. Aslında demokrasinin işlemesi için bu aktörlerin değişmesi gerekir ki, kendi içlerinde hatalarını da görüp tamir etsinler. Bu haklar 5 yılda bir ya da kademelere göre değişen zamanlar tamamlandığında daha da gelişmiş olarak dönmek ihtimalini de gözardı etmeyelim. Ortada çok mantıksız bir durum var.
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Sevgililer günü kutlu olsun, sol yanında hissedenlere…
Gerçek sevgi mi? Yokluğunda gülümsemekmiş kimsecikler görmeden…
Aslı Birer
Bu defa günün şiiri değil dünün şiiri olmuş.
:)))