Yine hergeceki gibi yazdıyor kendini bana ve yine bir klasik olriç . Efendim keşke yazınca biteceğini bilseydiniz . Hayır olriç hayır eğer ben bitersem o biter onun bitmesi için benim bitmem lazım yani bak ölmedim burdayım oda ölmedi yani o da bitmedi
Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi? Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer..
+Biliyor musun olric -Neyi efendimiz? +Ne zaman onunla lades oynasak hep o kazandı. -Neden efendimiz +Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim? ...kalbimdesin hatta kalbimsin..ben kimseyi yari yola birakmadim birakmam..
-Olric, bana edilgen bir kelime söyler misin? -Emin misiniz? -Evet Olric. hem de en yakıcı olanını söyle! -Silinmek efendimiz. yeterince edilgen mi? -Fazlasıyla edilgen...
-Sus Olric! Düşünüyorum. -Düşünmek ne haddinize efendimiz? -Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. -Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz.”
Oğuz Atay’ın tutmak istediği tutunamayanlardan kurmaca bir iç ses olan bu zat, salt orada durmamış, Oğuz Atay'ın peyrevleri tarafından da -mesela Ömer Faruk Dönmez'in müthiş bir ironi ile işlediği bir yobazın günlüğü adlı romanında- metinlerarasılık bağlamında karşımıza çıkacaktır. Sevimli mi sevimli bir mahlûktur bu karakterin kendileri...
'duruyorum...susuyorum... uzun zamandır..bir gün´ü bekliyorum sanırım… bir gün her şey iyileşecek deyip içimde öyle büyük fırtınalar biriktiriyorum ki… o fırtınaların her birinde 'okkalı küfürler' çığlığıma kapılıp kayboluyor... yutuluyorum olric! '
Oğuz Atay adını bilmeyenlere, Oğuz Atay'ın en azından Tutunamayanlar kitabını evire çevire de olsa eline aldıran kitaptır... Zira kendileri sadece rastgele bir sayfayı açtıktan sonra olric ismini görüp kapatıyorlar kitabı...
Olric: Oğuz Atay'ın yıllarca bulmak için uğraştığı hayali bir karakter, bir iç ses.. İnsanın aklı ile gönlü arasında devreye giren bir yardım belki de.. Aklın sesi efendi gönlün sesi Olric...
olric... Hüzünlü sanılan ama mizacı öyle olan bir karakter aslında.. Oğuz Atay'ın yıllarca uğraşıp bulduğu bir iç ses.. İnsan aklı ile gönlü arasında kalır bazen.. Mantık mı deriz yoksa gönül mü.. O anda aklın sesi Efendi, Gönlün sesi Olric olur.. Olric başkadır başka...
Yalnız mıyız olric? Onca kalabalığın içinde tek başınalığa mahkum muyuz?
-Sizin seçiminizdi efendimiz.. Hep siz istediniz..
oguz atayin edebiyat tarihinde büyük önemi olan ' tutunamayanlar' kitabının olric karakteri genç ergenler tarafından tahrip edilmesi elem verici bir durum ergenlerımızin yazılı edebiyata saygı duymasını rica ediyoruz...
”Hiç acımadı, olric. Şimdi ölürüm, niye ateş ediyorlar hala? Yüzümü dağıtmasınlar olric, dağıtmasınlar. Bu kan, ruhumu da çekiştiriyor dışarı çıkarken. Beni sakın bırakma. Sırtım nasıl da ısındı. Hayat şimdi nasıl da başkalaştı. Bana şimdiden sonra ne derler? Ben kendimi bağışlıyorum olric. intikam mı alıyorlar olric? Neden vuruyorlar beni hala? Gazeteci öldü mü? Pişman olayım mı? Ben çocukken babam bir kere başımı okşamıştı.
Olric, ben en çok neyi sevdim? ! aklıma gelmiyor. Birazdan bir ışık görecek miyim? Birazdan bir ışık beni içine alabilecek mi?
Bitti mi herşey? Cennet bizi böyle görmesin. Cennet var mı, olric?
Yüzüme niye ateş ettiler olric? Yüz ilahi birşey olric. Niye ateş ettiler?
'güçlü olmak artık beni yoruyor olric.. herkese karşı dimdik olmak, arkasında durmak attığım her adımın; yoruyor.. ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı... uyan olric, doğrul; seni bekliyor.. düş değil gerçek! , seni bekliyor.. yanımdaymışsın yalanına kendimi kandırırken, derdin tam orta yerine düştüğümün farkında değildim elbet...'
https://www.malumatfurus.org/olric-sozleri/
Yine hergeceki gibi yazdıyor kendini bana ve yine bir klasik olriç .
Efendim keşke yazınca biteceğini bilseydiniz .
Hayır olriç hayır eğer ben bitersem o biter onun bitmesi için benim bitmem lazım yani bak ölmedim burdayım oda ölmedi yani o da bitmedi
Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi?
Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer..
+Biliyor musun olric -Neyi efendimiz? +Ne zaman onunla lades oynasak hep o kazandı. -Neden efendimiz +Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim? ...kalbimdesin hatta kalbimsin..ben kimseyi yari yola birakmadim birakmam..
-olric
-buyrun efendimiz
-sen kimsin olric
-belkide sizim efendimiz
-otur sifir olric...
... :))
-Olric, bana edilgen bir kelime söyler misin?
-Emin misiniz?
-Evet Olric. hem de en yakıcı olanını söyle!
-Silinmek efendimiz. yeterince edilgen mi?
-Fazlasıyla edilgen...
her şeye bi cevabı vardı bu olric in, o açıdan imrendiğim biri, hayali
-Sus Olric! Düşünüyorum.
-Düşünmek ne haddinize efendimiz?
-Descartes düşündükçe var oluyordu Olric.
-Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz.”
Oğuz Atay’ın tutmak istediği tutunamayanlardan kurmaca bir iç ses olan bu zat, salt orada durmamış, Oğuz Atay'ın peyrevleri tarafından da -mesela Ömer Faruk Dönmez'in müthiş bir ironi ile işlediği bir yobazın günlüğü adlı romanında- metinlerarasılık bağlamında karşımıza çıkacaktır. Sevimli mi sevimli bir mahlûktur bu karakterin kendileri...
'duruyorum...susuyorum...
uzun zamandır..bir gün´ü bekliyorum sanırım…
bir gün her şey iyileşecek deyip
içimde öyle büyük fırtınalar biriktiriyorum ki…
o fırtınaların her birinde 'okkalı küfürler' çığlığıma kapılıp
kayboluyor...
yutuluyorum olric! '
+Elimde olmayan seyler var Olric..
-Nedir efendimiz?
+Elleri Olric elleri! ..
efenim şahsımızın pek bir kıymet verdiği,şanından paye biçtiği merhum oğuz atayın sevmeye kıyamadığı,öpmeye doyamadığı,şirin mi şirin,ne idüğü kimi yayıp kimi güttüğü bellisiz cücenin, terim itibariylen ırzına geçilmiş olduğunu görmüş,akabinde dilim tutulmuş,gözyaşı vü tükrük guddelerimin salgısı artmış olup hemi yutkunup hemi de gözpınarlarıma mübarek şahadet parmağım ilen basınç uygulamış,geri ittirerekten özsuyumun varlığı muhayyel,muhtelif-i mütekellim olan kime görünüp kime görünmediği kimsenin malumu olmayan şahıs için zayi etmemişim idir.sabır ilen...
Oğuz Atay adını bilmeyenlere, Oğuz Atay'ın en azından Tutunamayanlar kitabını evire çevire de olsa eline aldıran kitaptır... Zira kendileri sadece rastgele bir sayfayı açtıktan sonra olric ismini görüp kapatıyorlar kitabı...
mitolojik bir varlık olduğundan türü tutunamamıştır:P
-gidelim olric.
-gidelim efendimiz.
+ Biliyormusun Olric. Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
- Neden efendimiz?
+ Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Oğuz Atay | Tutunamayanlar
Yalnız mıyız olric?
Onca kalabalığın içinde tek başınalığa mahkum muyuz?
-Sizin seçiminizdi efendimiz..
Hep siz istediniz..
Varlığın huzur veriyor olric,
Küsmüyorm dünyaya..
İnadına yaşıyorum varlığınla; doyasıya...
Özge Bilge
Olric: Oğuz Atay'ın yıllarca bulmak için uğraştığı hayali bir karakter, bir iç ses..
İnsanın aklı ile gönlü arasında devreye giren bir yardım belki de.. Aklın sesi efendi gönlün sesi Olric...
olric... Hüzünlü sanılan ama mizacı öyle olan bir karakter aslında.. Oğuz Atay'ın yıllarca uğraşıp bulduğu bir iç ses.. İnsan aklı ile gönlü arasında kalır bazen.. Mantık mı deriz yoksa gönül mü.. O anda aklın sesi Efendi, Gönlün sesi Olric olur.. Olric başkadır başka...
Yalnız mıyız olric?
Onca kalabalığın içinde tek başınalığa mahkum muyuz?
-Sizin seçiminizdi efendimiz..
Hep siz istediniz..
Varlığın huzur veriyor olric,
Küsmüyorm dünyaya..
İnadına yaşıyorum varlığınla; doyasıya...
Özge Bilge
oguz atayin edebiyat tarihinde büyük önemi olan ' tutunamayanlar' kitabının olric karakteri genç ergenler tarafından tahrip edilmesi elem verici bir durum ergenlerımızin yazılı edebiyata saygı duymasını rica ediyoruz...
Çok ÇeşitLi ßıçak KoLeksiyonum Var oLric...
-Nerede Efendimiz..?
Sırtımda Olric Sırtımda..!
- bu yol nereye çıkar olric?
- hiçbir yere efendimiz
- hiçbir yer neresidir olric?
- doğru yerdir efendimiz
- gidelim mi?
- vardık efendimiz.
ben tuttum bu olrici yaaa tıpkı çocukken yalnız kalmayalım diye hayalını kurduğumuz kahramanlar gibi olric iyi ki varsın
sende mi Olric
ne efendimiz
Anahtarlar diyorum sende mi olric? :))
”Hiç acımadı, olric. Şimdi ölürüm, niye ateş ediyorlar hala? Yüzümü dağıtmasınlar olric, dağıtmasınlar. Bu kan, ruhumu da çekiştiriyor dışarı çıkarken. Beni sakın bırakma. Sırtım nasıl da ısındı. Hayat şimdi nasıl da başkalaştı. Bana şimdiden sonra ne derler? Ben kendimi bağışlıyorum olric. intikam mı alıyorlar olric? Neden vuruyorlar beni hala? Gazeteci öldü mü? Pişman olayım mı? Ben çocukken babam bir kere başımı okşamıştı.
Olric, ben en çok neyi sevdim? ! aklıma gelmiyor. Birazdan bir ışık görecek miyim? Birazdan bir ışık beni içine alabilecek mi?
Bitti mi herşey? Cennet bizi böyle görmesin. Cennet var mı, olric?
Yüzüme niye ateş ettiler olric? Yüz ilahi birşey olric. Niye ateş ettiler?
Bir nefes daha… olric… bir nefes… olric…”
+Elimde olmayan seyler var Olric..
-Nedir efendimiz?
+Elleri Olric elleri................
Öpebilir misin beni alfabe; saklayabilir misin içinde ey parantez? !
Adın Hasan'sa neden olmasın EFENDİM! ..
Ben…Aşk belki…diyerek çıktım yola….
Aşk belki…her bitenle başlayandı…
Başlayamadım olric..!
'güçlü olmak artık beni yoruyor olric.. herkese karşı dimdik olmak, arkasında durmak attığım her adımın; yoruyor.. ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı... uyan olric, doğrul; seni bekliyor.. düş değil gerçek! , seni bekliyor.. yanımdaymışsın yalanına kendimi kandırırken, derdin tam orta yerine düştüğümün farkında değildim elbet...'
'koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben, olric...'
- Keşke nedir Olric?
- Hatalarımız efendimiz.
- Çok mu hata yaptık?
- Keşke diyecek kadar efendimiz...