“İnsanın Ağzında güneşlerle uyandığı Sabahlar bitti Ah ey büyümek denen uzun kış Ölümün erken cümlesi Şimdi hepimiz ışığı sönmüş evlerde Geceden ve kederden yapılmış gözlerle Pencerelerde kaybolmuş Çocuğu arıyoruz. ~ Bir yalnızlık ki gölgesiz anısız Bütün seslerin dışında Bütün zamanlarla yaralı Taşa dönmüş bir iç çekiş Annesiz babasız lambasız Bir gözyaşı akşamı Yarasaların avlusunda İçimize bağırıyoruz : ‘Ölüm ile ayrılığı tartmışlar.., ( Karacaoğlan) ~ Kapılarımız menevişli zamanlara Açılmıyor artık.”
Gözlerindeki kederi öperim Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi Öyle yıkık durma ne olur Akşama düşen gün gibi. (.....) Seni bana getirdikçe güzel Götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk Adımlarını öperim çocuk Öyle uzak durma ne olur.
2 Temmuz 1993 31.Yıl ~ “Otuz üç insana otuz üç hayat borcumuz var. Çağdaş bir ülke borcumuz var.Yazılmamış onca şiir,söylenmemiş onca türkü borcumuz var.Düşüncelerini,emeklerini,rüyalarını uzak geleceklere taşıma borcumuz var. ‘Bu aşkı,bu kavgayı,bu kederi ,bize bırakan kardeşimize yaşama sevinci borcumuz var.’Ben bu dünyada bir pıtrağım,diyen ağabeyimize al yeşil bir borcumuz var.Kendimize haysiyetli bir hayat borcumuz var.O günlerde söylemiştim.Acıyla bir daha söyleyeyim: ‘Uçamıyor ateşe konan kuşlar /Uçanlarsa konacak yer bulamıyor.”
~Şükrü Erbaş
~ İnsanın i n s a n l ı ğ a.İ n s a n l ı k borcu var.! Ruhları şâd olsun. Sevgiyle…
“Şiir dünde mi kalır ? Bugün kadar,yarında da var Gibi s e v g i Gibi ç o c u k Gibi u m u t Gibi b a r ı ş Gibi h a s r e t İ s y a n Gibi GönlündeKalır.(…)”
“Bazen en güzel şeyler görülemez. Hatta duyulamaz bile Hatta onlara dokunulamaz bile Bazen en güzel şeyler sadece yürekten hissedilebilir. ~ En güzel şeyler Sadece cömert bir dikkat ve nezaketle algılayabildiğimiz şeylerdir çoğu zaman. ~ Gerçek sevgi Cömert bir nezaket ve dikkatle almayı ummadan vermek üzerine kuruludur. Hesapsız,kendiliğinden.”
“Ruhsal cesaret en dipteki korkularımızla,yalanlarımızla,bağımlılıklarımızla yüzleşebilme cesaretidir. Onlara doğrudan çıplak gözle bakabilme cesareti.Korku bizi körleştirir ve azaltır.Hayatın dizginlerini yeniden elimize almak cesaretle mümkün. ~ Sesin titrese,yüreğin çarpsada kendi kelimelerini söyle.Duyulması umulanı değil.”
İhtiyacımız olan duyarlı bir bilincin derinliği olduğunu düşünüyorum.Bilmenin ve anlamanın yetmediği hâller var yaşadığımız zamanlar bu zamanlar maalesef.(…)
Anlam,kavranılmaya muhtaç.Ne çok şey yitirdik ve yitirmeye de devam ediyoruz…
Kalbi teşekkürlerimle,değerli katkınız ve düşünceleriniz için…
o halde; asıyorum kalbimi ben de zamansız, a/mor/a çalan dallarına ve erguvan tebessümüne, mavinin izindeki sesine senin…, sevgili kocaman çiçek; ki kısa, çabuk ve hareketli, aceleci, sabrı kıt, fakat görkemli ve heybetli, ve ahir zaman baharı gibi, hemen geçmek üzre bilirsin erguvan zamanı…, ah;
“Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor,örselenebiliyor,bitebiliyor.Bitmeyen tek aşkın,gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.”
Her şey yolundayken,alınması gereken bir risk yokken,bir yol ayrımında değilken,güçlükle sınanmamışken,bir çıkar çatışması yaşanmazken,bir fedakârlık gerekmiyorken çoğu insan;iyi,adil,anlayışlı,ilkeli,dürüsttür.Sonra bir imtihan gelir ve indirir tüm yüzlerden maskeleri.
Herkes çok şair artık eskiden yani en eskisinden yazanlar öldü yani dünyanın göğsünde kara bir delik açtılar.ne yazsam düşüp duruyorum bütün sözcüklerimle beraber.bir yaş alma hüznü mü depresyon kıyafetimi bilmiyorum şiirleri okuyamıyor şarkıları dinleyemiyorum Nerede o şairler?
Öyle korkma, düşersen düş. Düşerken aç ki gözlerini, ne için düştüğünü gör. Nasıl dibe çektiğini bil,kimin ittiğini bil, acıyı bil, dengeyi bil. O anın bir mola olduğunu,bir sınav olduğunu bil. Bir an gelir ki, kalkar insan yerden.
Bana dağları geri getirdiğini söyledin Düşündüğün,sezdiğin dağları Orada tam şu anda Yürümekte olanları anlattın Onlarla arandaki bağı Acıma mı ? Değil. Ama çocukluk gibi Seninle büyüyen Senden uzaklaşmayan. Orada On binlerin yürüyüşü Vadilerin derinliğinde Yürek gibi açılmış bir dağ. Gün doğuyor Gece iniyor Ve biz biliyoruz zamanı Gün doğuyor Gece iniyor Ve biz sessiz yolcuları yeryüzünün Duyuyoruz acıyı. Ölüm dünyaya bırakılmış bir işaret Ve dallar karanlıkta anlatıyor aşkı Ağlayışla. Ben kuytulardan gelen meczup adamları Hatırlıyorum İnanmış olanları Ve ağlıyorum. ~ Senin omzuna yaslanmak Bir dağın tamamlanması Senin omzuna yaslanmak Akmak bir vadiden. ~ Evet en baştan başlayalım Adımlarımızın sessizliğinden Yüreğin toprağı duyuşundan ve de. Korku nedir? Bizim sevincimiz karşısında Korku nedir? Bizim dağları açıklayan inadımız yanında. ~ Şimdi zaman açılıyor önümde Günü ve geceyi eşitlemiş Bir kavim Geleceğe akıyor. Yıldız oluyor bir kavim. Şimdi kavuşmayı beklerken Gözyaşları içinde Geçmişten gelen karanlığın bizde açılması Ve ışığın kalp demek oluşu. ~ Sen dağları anlatırken Kalbimde eşitlenen Işığa ve karanlığa baktım. Umut Nar ağaçlarının hevesi Ve yankısı kuyuların. Bizim hikâyemiz midir ? Başlangıçtan sona Bizim olacak olan.
Mecbur hissetmeden yanında olmak,takdir edilesi yanları gibi tüm kırık dökük yanlarını da kabul edebilmek.Güçlü tarafları kadar zaaflarını da bilmek.Onu o olduğu için kucaklamak.Gölge taraflarını,yaralarını çekinmeden gösterebilmek, görebilmek.Zor zamanlarına eşlik edebildiği gibi başarına,mutluluğuna da eşlik edebilmek. ~ Bir gün işler değişirse olur ya yollar ayrı düşerse de aynı nezaketle incinmiş yanlarını kollayacağından emin olduğun birinin olması,çok da açıklama yapmadan,savunmalara girmeden bilir o beni diyebilmek ne güzel. ~ Her söylediğini onaylamak zorunda olmadan hatta çatışmalar da bile gülümseyebildiğimiz fakat dara düştüğümde bulur o beni dediğimiz kaç kişi var yaşamımızda .? ~ Aramadım ama bilir o beni,arar o beni diyebildiklerimize sıkıca sarılalım olur mu.?
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor.
- Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya, Şükrü Erbaş
“İnsanın
Ağzında güneşlerle uyandığı
Sabahlar bitti
Ah ey büyümek denen uzun kış
Ölümün erken cümlesi
Şimdi hepimiz ışığı sönmüş evlerde
Geceden ve kederden yapılmış gözlerle
Pencerelerde kaybolmuş
Çocuğu arıyoruz.
~
Bir yalnızlık ki gölgesiz anısız
Bütün seslerin dışında
Bütün zamanlarla yaralı
Taşa dönmüş bir iç çekiş
Annesiz babasız lambasız
Bir gözyaşı akşamı
Yarasaların avlusunda
İçimize bağırıyoruz :
‘Ölüm ile ayrılığı tartmışlar.., ( Karacaoğlan)
~
Kapılarımız menevişli zamanlara
Açılmıyor artık.”
~Şükrü Erbaş
“Kimse başka bir insanın derinliklerini onu sevmediği sürece kavrayamaz.”
~Viktor E.Frankl
Gözlerindeki kederi öperim
Alın kırışığında kanat çırpan sevgiyi
Öyle yıkık durma ne olur
Akşama düşen gün gibi.
(.....)
Seni bana getirdikçe güzel
Götürdükçe nasıl da acımasız ve soğuk
Adımlarını öperim çocuk
Öyle uzak durma ne olur.
- Yakarış, Şükrü Erbaş
“Eskiden manâyı,şairin karnında bile olsa arayanların yerine,manâyı hazır soyup verseniz
yiyecek,alacak kimselerin kalmadığı devirdeyiz.”
~Şule Gürbüz
“O kadar az biliyoruz ki,o kadar çok sanıyoruz ki
Öyle yavaş öğreniyoruz ki,sorular sorup ölüyoruz.”
~Pablo Neruda
Pertev nedir bilir misin nazım?
Doğar o kalbinden bir insanın
Ancak mavisinin göğsünde batan
Kıp kızıl bir güneştir...
Eksik olmayın,Sayın Umut…
Kalbi teşekkürlerimi bıraktım,değerli paylaşımınız için…
Şiir ile,saygı ile…
2 Temmuz 1993
31.Yıl
~
“Otuz üç insana otuz üç hayat borcumuz var.
Çağdaş bir ülke borcumuz var.Yazılmamış onca şiir,söylenmemiş onca türkü borcumuz var.Düşüncelerini,emeklerini,rüyalarını uzak geleceklere taşıma borcumuz var.
‘Bu aşkı,bu kavgayı,bu kederi ,bize bırakan kardeşimize yaşama sevinci borcumuz var.’Ben bu dünyada bir pıtrağım,diyen ağabeyimize al yeşil bir borcumuz var.Kendimize haysiyetli bir hayat borcumuz var.O günlerde söylemiştim.Acıyla bir daha söyleyeyim:
‘Uçamıyor ateşe konan kuşlar /Uçanlarsa konacak yer bulamıyor.”
~Şükrü Erbaş
~
İnsanın i n s a n l ı ğ a.İ n s a n l ı k borcu var.!
Ruhları şâd olsun.
Sevgiyle…
Her şey,herkesle konuşulmaz.Bir şey herkese anlatılmaz.
Hoş geldin,Sevgili Melek .))
Söylediklerinin sadece doğru olmasına değil, konuştuğun kimsenin bu doğruya katlanabilecek olmasına da dikkat et..
- Michel Foucault
“Şiir dünde mi kalır ?
Bugün kadar,yarında da var
Gibi s e v g i
Gibi ç o c u k
Gibi u m u t
Gibi b a r ı ş
Gibi h a s r e t
İ s y a n Gibi
GönlündeKalır.(…)”
~nilüfer aksu
“Bazen en güzel şeyler görülemez.
Hatta duyulamaz bile
Hatta onlara dokunulamaz bile
Bazen en güzel şeyler sadece yürekten hissedilebilir.
~
En güzel şeyler
Sadece cömert bir dikkat ve nezaketle algılayabildiğimiz şeylerdir çoğu zaman.
~
Gerçek sevgi
Cömert bir nezaket ve dikkatle almayı ummadan vermek üzerine kuruludur.
Hesapsız,kendiliğinden.”
~Kemal Sayar
“Öyle esef dolu ki günler
ölü zamanlar içinde
bir bakış yetecekti oysa
ağlayanı görmeye…”
~nilüfer aksu / ÖyleBirGeçsekiZamanZaliminÇağındaDurmasa!
“Ve bir gün kalbine nezaketi öğreten her acıya teşekkür edeceksin.”
~Özgür Bacaksız
"Hayat üç buçukla dört arasındadır;
ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın" demiş Neyzen Tevfik.
Biraz avam koksada -ki, Usta'nın tarzıdır- bence korku ve cesarete dört dörtlük bir yaklaşım.
“Ruhsal cesaret en dipteki korkularımızla,yalanlarımızla,bağımlılıklarımızla yüzleşebilme cesaretidir.
Onlara doğrudan çıplak gözle bakabilme cesareti.Korku bizi körleştirir ve azaltır.Hayatın dizginlerini yeniden elimize almak cesaretle mümkün.
~
Sesin titrese,yüreğin çarpsada kendi kelimelerini söyle.Duyulması umulanı değil.”
~Kemal Sayar
İhtiyacımız olan duyarlı bir bilincin derinliği olduğunu düşünüyorum.Bilmenin ve anlamanın yetmediği hâller var yaşadığımız zamanlar bu zamanlar maalesef.(…)
Anlam,kavranılmaya muhtaç.Ne çok şey yitirdik ve yitirmeye de devam ediyoruz…
Kalbi teşekkürlerimle,değerli katkınız ve düşünceleriniz için…
Sağlıcakla,Sayın Umut
o halde;
asıyorum kalbimi
ben de zamansız,
a/mor/a çalan dallarına
ve erguvan tebessümüne,
mavinin izindeki sesine senin…,
sevgili kocaman çiçek;
ki kısa,
çabuk ve hareketli,
aceleci, sabrı kıt,
fakat görkemli ve heybetli,
ve ahir zaman baharı gibi,
hemen geçmek üzre
bilirsin erguvan zamanı…,
ah;
ne güzel, ne güzel... tay durmaya başlayan bir bebek kadar masum bir paylaşı... dandini dastana, danalar bostana... uyku saatin geçmesin evet :)
“Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor,örselenebiliyor,bitebiliyor.Bitmeyen tek aşkın,gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu
Edip Cansever öğretti bana.”
~Tomris Uyar
“Buluşurdu sessizliğimiz
okuduğumuz sayfaların derinliğinde.”
~Murathan Mungan
Her şey yolundayken,alınması gereken bir risk yokken,bir yol ayrımında değilken,güçlükle sınanmamışken,bir çıkar çatışması yaşanmazken,bir fedakârlık gerekmiyorken çoğu insan;iyi,adil,anlayışlı,ilkeli,dürüsttür.Sonra
bir imtihan gelir ve indirir tüm yüzlerden maskeleri.
~HayataVeİnsanaDair
“Kötü,iyiyi tanır ama iyi,kötüyü tanımaz.”
~Kafka
Çünkü,özümüzde neysek oyuz…
Herkes çok şair artık eskiden yani en eskisinden yazanlar öldü yani dünyanın göğsünde kara bir delik açtılar.ne yazsam düşüp duruyorum bütün sözcüklerimle beraber.bir yaş alma hüznü mü depresyon kıyafetimi bilmiyorum şiirleri okuyamıyor şarkıları dinleyemiyorum
Nerede o şairler?
“Şiirde kafiyeyi hiç dert etmem;
yan yana iki ağaç pek nadir aynı olur.”
~Pessoa
O kadar güzelsiniz ki yağmur başladı… .))
Öyle korkma, düşersen düş.
Düşerken aç ki gözlerini, ne için düştüğünü gör. Nasıl dibe çektiğini bil,kimin ittiğini bil, acıyı bil, dengeyi bil.
O anın bir mola olduğunu,bir sınav olduğunu bil.
Bir an gelir ki, kalkar insan yerden.
Ö. Bacaksız
Bana dağları geri getirdiğini söyledin
Düşündüğün,sezdiğin dağları
Orada tam şu anda
Yürümekte olanları anlattın
Onlarla arandaki bağı
Acıma mı ?
Değil.
Ama çocukluk gibi
Seninle büyüyen
Senden uzaklaşmayan.
Orada
On binlerin yürüyüşü
Vadilerin derinliğinde
Yürek gibi açılmış bir dağ.
Gün doğuyor
Gece iniyor
Ve biz biliyoruz zamanı
Gün doğuyor
Gece iniyor
Ve biz sessiz yolcuları yeryüzünün
Duyuyoruz acıyı.
Ölüm dünyaya bırakılmış bir işaret
Ve dallar karanlıkta anlatıyor aşkı
Ağlayışla.
Ben kuytulardan gelen meczup adamları
Hatırlıyorum
İnanmış olanları
Ve ağlıyorum.
~
Senin omzuna yaslanmak
Bir dağın tamamlanması
Senin omzuna yaslanmak
Akmak bir vadiden.
~
Evet en baştan başlayalım
Adımlarımızın sessizliğinden
Yüreğin toprağı duyuşundan ve de.
Korku nedir?
Bizim sevincimiz karşısında
Korku nedir?
Bizim dağları açıklayan inadımız yanında.
~
Şimdi zaman açılıyor önümde
Günü ve geceyi eşitlemiş
Bir kavim
Geleceğe akıyor.
Yıldız oluyor bir kavim.
Şimdi kavuşmayı beklerken
Gözyaşları içinde
Geçmişten gelen karanlığın bizde açılması
Ve ışığın kalp demek oluşu.
~
Sen dağları anlatırken
Kalbimde eşitlenen
Işığa ve karanlığa baktım.
Umut
Nar ağaçlarının hevesi
Ve yankısı kuyuların.
Bizim hikâyemiz midir ?
Başlangıçtan sona
Bizim olacak olan.
~Bejan Matur
Bilir o beni dediğimiz kaç kişi var sahi ?
Mecbur hissetmeden yanında olmak,takdir edilesi yanları gibi tüm kırık dökük yanlarını da kabul edebilmek.Güçlü tarafları kadar zaaflarını da bilmek.Onu o olduğu için kucaklamak.Gölge taraflarını,yaralarını çekinmeden gösterebilmek,
görebilmek.Zor zamanlarına eşlik edebildiği gibi
başarına,mutluluğuna da eşlik edebilmek.
~
Bir gün işler değişirse olur ya yollar ayrı düşerse de aynı nezaketle incinmiş yanlarını kollayacağından emin olduğun birinin olması,çok da açıklama yapmadan,savunmalara girmeden bilir o beni diyebilmek ne güzel.
~
Her söylediğini onaylamak zorunda olmadan hatta çatışmalar da bile gülümseyebildiğimiz fakat dara düştüğümde bulur o beni dediğimiz kaç kişi var yaşamımızda .?
~
Aramadım ama bilir o beni,arar o beni diyebildiklerimize sıkıca sarılalım olur mu.?
~M.Gürsel