Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
En ünlü sanatkarlar ve düşünürler neden öldükten sonra değerlenir sorusunun cevabı o kadar açık ki,” artık ortada kıskanılacak, haset edilecek
“Ayşe, Fatma, Ali,” kalmamıştır çünkü. Sadece eserleri kalmıştır ve artık onları inkar edecek sebepler ortadan kalkmıştır. İnsan bedeni diğer insanların akıllarına ağır gelir çünkü herkes kendisinin en olduğunu düşünür. Oysa gerçek ve objektif bakış açısına sahip olan kişiler her şeyi kendilerine hak görmezler. Bilirler ki “akıl akıldan üstündür” ne yazık ki bu insanlar azınlıktadır. İşte dünyanın çöplüğe dönmesinin asıl sebebi de buradan kaynaklanıyor. Tıpkı bugün dünyanın en zeki en adil adamına (Atatürk) bile saygısızca tavır alabilen çoğunluk gibi. Artık insanların ben davası çığrından çıktı, sonuçlar ise dünyayı yok ediyor. İnsanın, insana olan haksız davası, ülkenin, ülkeye olan haksız davasına dönüştü. Ardında yatan gerçek yine insan değil mi?
Yine ağaçlar çiçeğe durdu,
kumrular sevişiyor kiraz dalında
?si=yC_PVWiRQ_SN-lFn
Bakın vezir bey, konuşmaya çalıştığınız kişiler hakkında kendinizce ön intiba yaratıyorsunuz.,ben yazdığım yazıları bilinçsiz yazmıyorum herhalde! Ne yazdığımı da ne için yazdığımı da çok farkındayım. Evet tereciye tere satmak niyetindesiniz ve yazılarınızda benden edepsiz diye imalarda bunuyorsunuz. Yapmayın, ne edepsizliliği yaptım? İnsanlardan tek beklentim herkes gibi saygı sadece. Bakın eylemleriniz size doğru geliyor olabilir. Bugün benim yazdıklarımı sayfama yazıp, bir de bana ait olduğundan bile haberim olmadığını vurgulamanız ne kadar saygısızca. Ben kimseden iltifat beklemiyorum. Böylesi beğenilme kaygım da yok. Yeter ki şahsıma ve yazdıklarıma saygısızlık olmasın. Allah aşkınıza beni sorgulama hakkını kendinizde nasıl buldunuz? Yazdıklarım bilinçlidir. Okuduğumu değil sadece insanın kirpik hareketlerini ve bedensel hareketlerini inceleyerek konuşmadan ne düşündüğünü bilirim ona göre konuşmayı bilen birisiyim. Lütfen sizden ricam hakkımda fikir yürütmekten vazgeçiniz. Benim kurnaZlık diye tabir edilen davranışlara hiç tahammülüm yoktur. Beni lütfen zorlamayın. Teşekkür ederim yine de.
Aşağıdaki yazıda sadece Edison hikayesi alıntıdır kalan tamamı kendi düşüncelerim ve tespitlerimdir. Ayrıca; (“Ne kadar bilsek de mutlaka kaçırdığımız bir ayrıntı vardır.”) cümle bu şekilde neden imla hatasıyla tekrar ettiniz anlamadım? Ya; “ne kadar bisek de.” Ya da; “ne kadar da bilsek” olmalı.
Yani yaşamak sadece çiçek toplamak değildir. Yaşamak bazen de kum çimento harç karıştırmaktır.
Aslı Birer
belirlediğimiz dışarıya dönük doğru engellemelerle aslında aklımızın bize koyduğu engelleri aşabiliriz.
Aslı Birer
Hayat boyu öğrencilik farkındalıklarımızı artırır.
Ne güzel anlatılmış aşağıdaki sözde aslında sınırı kendimize yine biz koyarız. Oysa bilgi güncellenmeden olduğu yerde kalırsa, elimizde bir çekiç bir çividen başka bir şey kalmaz.
Hatta şiir türleriyle bunu örnekleyelim.
Geleneksel şiir tekniklerinin dışında serbest nazım şekliyle benimsenmeyen hala daha yazarlarını da şiirlerini de kabul etmeyen takılı kalmış zihinleri verebilirim.
“Sahip olduğunuz tek şey bir çekiçse, her şeyi bir çivi olarak görmeye başlarsınız.” Abraham Maslow
Ve çok insan elmadaki kurdu fark edemez ancak ısırdığında görür, çünkü dışı kıpkırmızı ve pürüzsüzdür. Ancak farkındalığı yüksek insanlar fark eder elmanın kurtlu olduğunu mutlaka bir nokta şeklinde de olsa emaresi görünür o pürüzsüz kıpkırmızı yüzünde.
İnsan içindekileri kendisi besler. Tıpkı elmanın kurdu besleyip fiziki varlığını yok etmesi gibi.
İnsan, her iyi durumdan kazanç yaratır ve bunun sonucunda kötüye evirilen sonuçları da yaratır.
Aslı Birer
Organ bağışıyla hayat kurtarır buluş yapıldı. Ama insan aklının kötü yüzü! Bunu organ mafyasıyla sağlam insanları öldürerek kazanca dönüştürdü.
Öğrenmekten vazgeçtiğin gün bütün duyguların körelir. Vicdan da buna dahil.
Aslı Birer
Hayatın neresindeyiz?
Hangi köşesinde, hangi karesindeyiz?
Neyi nasıl keşfedeceğiz?
Neyi nasıl yapacağımız sadece bizim elimizde.”ben bilirim” demeden önce düşünelim.
Ne kadar bilsek de mutlaka kaçırdığımız bir ayrıntı vardır. Mesela annesinden yemek yapmayı öğrenen bir çocuk aynısını yapıyor ama gözünden kaçırdığı ufacık bir ayrıntı yüzünden asla annesinin yaptığı yemek kadar lezzetli olmuyor. Bir de;
“ben bunları zaten biliyorum “ demek, maalesef hayat okulunda öyle de olsa böyle de olsa bu okulu bitireceğiz. Ama bu düşünce bizim hayatımızı sekteye uğratacak ve sınıfta kalmamıza sebep olacak. Etrafımızda her şeyi bilen her konuda bilgisi olan ne çok insan var değil mi?
Bakınız;
Edison çalışma odasında kedileri kapıyı tırmalayıp dışarı çıkmak isteyince ikide bir kalkıp kapıyı açmaktan rahatsız olup dikkatinin dağılması üzerine bir marangoz çağırıp kapıya iki delik açmasını ister biri büyük kedi diğeri yavrusu için. Marangoz; bir tane büyük delik ikisine de yeterli olur.
Deyince, Edison o an kendisinin de bazen düşünemediğini fark eder. Evet bizler ne kadar bilgi sahibi olsak da insanız ve öğrenmek ömür boyu olduğu gibi farkındalık da bazen dumura uğrayabilir.
Öğrenme isteği her daim baki kalsın ve öğrenme isteği bittiğinde kişilerde maalesef ki ruhsal ölüm gerçekleşir. Bunun sebebi de “her şeyi ben biliyorum” hastalığıdır. Kendimizi köreltmeyelim.
Dedim bugün de.
Aslı Birer
Tereciye tere satmak diye bir deyim de vardı sanki.
En güzeli susma hakkını kullanmak.
Bilemiyorum varsa farklı bir araştırma ya da bilgisi olan yazabilir buraya, biz de öğreniriz. Kesin konuşmak yersiz olur böyle bir durumda. Can Yücelin değildir de diyemeyiz, esinlenme olabileceği üzerinde daha çok duruyorum.
İyi olduğun için herkesin sana adil davranmasını beklemek; vejetaryen olduğun için, boğanın sana saldırmayacağını düşünmeye benzer.
Nietzsche
Eğer şiiri için de
Çok iddialarda bulunuldu Can Yücele ait olmadığı. Ben bu şiiri okuduğumda Can yücele ait olduğunu ve ondan izler taşıdığını. Düşünüyorum.
Zaten aksini ispatlayacak bir sahibi de çıkmamış anonim kabul edilmiş.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp,göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer…düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman
meydan savaşlarında korkular aşkı ağır yaralamasaydı eğer…
rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer…
uykusuzluklar yıkıp geçmezdi kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer…
gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden de onlar payını almasaydı eğer…
ıssızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer…sen gittikten sonra yalnız kalacağım
yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse? evet sevgili,
kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer…
Seni diğerlerinden farksız yapmaya
Bütün gücüyle, gece gündüz çalışan dünyada, kendin olarak kalabilmek, Dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladımı bir daha hiç bitmez.
E.E.Cummings
Elma, içindeki kurdu kendisi besler.
Aslı Birer
Sansima Tükürsem Rüzgar Vurur Döner Yine Bana Gelir,Kimlere Güvensem Beni Sirtimdan Vurur yine Benim Burnumdan Gelir!!!
Bu yazı değil mi?
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Bu yazıdan mı bahsediyorsunuz. Bunun sizlerle bir alakası yok hakikaten. Sitede biri var benimle hiçbir zaman iletişime geçmemiş ne beğenisi ne yorumu var ama sayfamı takip ediyor ve en güzel cümleleri çekip alıyor. Yazıp uyardıktan sonra bir daha görmedim.
Şiirinize gelince yürekten dökülen sözlerdir ve her daim değerlidir bize de okumak düşer. Güzeldi teşekkür ederim.
Evet sözlerim keskindir ve beni anladığınız gibi bir o kadar da ilkem dürüstçe yasamaktır.
Size gösterdiğim tepkide de sizin payınız yok mu sayın pehlivan?
İnsanlar tartışır bu da iletişim şeklidir ön yargılarla itham edilmedikçe tartışmalardan çok doğru düşünceler çıkar. Burası da her sayfa gibi herkese açıktır fikirler de değerlidir katılırız ya da katılmayız. Burada bir çok arkadaşımız var hala cinsiyet ayrımıyla sayfaya yazmaya bile çekiniyorlar. Asıl özgürlük odur ki insanı, insan olarak okuyabilmek.
Sağlıkla kalınız…
Sayfama şiir yazmak istemiyorum artık. Sitede Zübük dolu, gerçekten iğreniyorum. Ya madem o kadar akıllısınız kendiniz üretin hazır işlenmiş mamülü herkes satar!
Aa bu kadar olur… şiiri görmeden yazdım yazıyı.
Kadının varlığına saygı göstermeyen onu hala meta olarak gören sadece dinci yobazlar değil ki! Çok entelektüel gözüken bir sürü dalkavuk züppe var ortalıkta kadınları sanki oyuncak gibi düşünen. Bir de buna kılıf bulmuşlar gelişmiş akıllarmış! Özgür yaşamakmış! Kendilerine oyuncak arıyorlar! Yok arkadaş özgürlük başka bir şey, özgürlük onurlu bir şey! Bunları o küflenmiş beyninize sokup çivileyeceğim oraya.
Kadına Körelsin Nazar Bakışlar
Gel Kardaş Kadının, Ahını Alma
Her insan Adem'le-Havva'dan olma
Yarıya Bölünmüş, Kutsal Bir Elma
Taç-Yaprak Gibi, Açmaz mı Kadın.
Dünya'ya Gelince, Başlar Çilesi
Otağ-ocağının, Mazbut Kölesi
Kavim-Kardeşine, Olmaz Hilesi
Eriyle Dağları, Aşmaz mı Kadın.
Tebessüm Dökülür, Lehçe-Dilinden
Yüreği Berraktır, Rahmet Selinden
Vuslatım Deyip te, Tutsan Elinden
Gel deyince peşine, düşmezmi kadın.
Sevdi mi Tanımaz, Engel Yokuşlar
Gönül Dergâhında, Aşk-ı Nakışlar
Kahrolsun Kadına, Nazar Bakışlar
Fendiyle çağlayıp, coşmaz mı kadın.
Feleğin Cevrinden, Bilmez Sefayı
Oğul-Uşağından, Çeker Cefayı
Yoldaşı Erinden, Görsün Vefayı
Gen-i denasıyla taşmaz mı kadın.
Kardeştir-Bacıdır, Anadır-Yardır
Gönülde sevgidir, damarda kandır
Haysiyet-zürriyet, hücrede gendir.
Sefkat'la gülünü, açmaz mı kadın.
Der Vezir, Eyy Yobaz Edebin Takın
Her Kadın Kutsaldır, Unutma Sakın
Gönüldaş'ın Yoksa, Annene Bakın
Hakikat Yolunda, Pişmez mi Kadın...
Haşlama ve de taşlama
gel de çık şimdi işim içinden. Şeş olma
Gökten iki elma düşürdüm biri saray sarması diğeri de dış kapının lambası.
On parmak on hüner kızıl ruhlu çingenenin aynası,
üç alacağı beş de vereceği yok… vur patlasın, çal oynasın.
Tasa mı sandın onun için, sokaktaki kedicik aç ve ya Kokmuş. Şalvarı geniş çingene, fütursuzca dönüyormuş raks’ı şahane… baksana endama üstü misk i amber ( kaval) altı batık (şeşhane)
Aslı Birer
Aşk dediğin nazenin papatya, öyle narin öyle kırılgan.
ve insan ulaşamadığı aklın taklitçisi olduğunu, onu aynı suçla itham ederek örtmeye çalışır.
Aslı Birer
Keşke, Neriman hanım…
Kibir, aynanın önündeki karanlık gölgedir.
Aslı Birer
Keske Ruhumuzdaki Yaralarida,
Merhem ile iyilestirebilsek......................