"...çocukluğumu kalbimde tuttum kaynayan suda yumurta gibi bilgi erleri aldı uzağımı yakınımı ok attık tarihe bir kılı yardı tarihi gizli elle yönetilerek dolaştı durdu dolaştı durdu ruhum bezm-i ezelden başlayarak günlerimi bir soru ona ilk yönelen cevap olacak da bir soruydu..."
"Süleyman peygamberin duasını kurak bedenimle taşıyıp durdum içimde ne yalnız ölümün ne yalnız dirimin geçidi kanadım uysallaştı rüzgâr eğildi bildiğim ne can bir ana çivilenir ne ölüm bak bir ölümledir yürüdüğüm"
''Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.'' (Nisâ, 4/36)
Bugün kendin için ne yaptın? Ben "gülümsedim." Aynaya bak ve kendine gülümse. "Hiç çalmadım," de mesala. "Hiç bir canlıyı öldürmedim." "Hiç yalan söylemedim." "Hiç kimseyi ardından vurmadım." "Hiç haksızı, dolandırıcıyı, yalancıyı savunmadım." "Insanca yaşadım." Hadi gülümse...
"Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al." (Âl-i İmrân, 3/193)
"Kimileri karşı karşıya kaldığı şeyden nefret ettiği için mücadele eder, hayatını enine boyuna tartmış başkalarıysa varlıklarına anlam vermek arzusuyla."
"Başkalarının kırılganlığını azaltmak üzere emek vermek, herkesin kendi kırılganlığını tecrübe etmesine ve kendi özelliklerini derinlemesine düşünmesine izin verir."
G.D' Alisa, M. Deriu ve F. Demaria, Küçülme içinde
"...Onun sesi 'iyilik'in, 'güzellik'in sesidir, Elindeki meş’ale 'hak'kın meş’alesidir! Yollarında durduramaz onu ne taş, ne diken, Rüyada gibi koşar... Koşar yaz kış demeden..."
''Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.''
"...olacaktım, toz olacaktım, zerre sabah ayazında düşecektim adsız bir çiçeğin üstüne, şehirdeki uzak ada olacaktım, adadaki palmiye sırtımı dönüp dünyaya denize bakacaktım, dağa bakacaktım göğe..."
"O kadar istedi ki bir şeyi bugün içim Dedim, kendi kendime: Bari, çocuk olaydım Bana bir camdan yine seyrettirseydi dadım Yağmurun yağdığını bahçede sicim sicim.
Üşümezdi bu yağmur gününde böyle içim Kulağıma öpüşle fısıldansaydı adım - Artık dönebilseydim geriye adım adım, Benim işte kalmamış önümde bir sevincim.
Dünler, evvelki günler, geçen aylar ve yıllar Beni götürseydiler doğduğum eve kadar O evin taşlığında sevinçten ağlasaydım.
Son günümde olaydım ufak, o kadar ufak Ki yavaşça en tatlı bir masala dalarak, Ve bir anne dizinde büsbütün uyusaydım."
''Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.'' ( Ra'd, 13/22)
"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!" (Fussilet, 41/34.)
"... Rabbim nasıl da cömertsin
ruhum yoğun yaşadı
muhakkak benden önce
bezm-i ezelden beri bu tenden önce
ruhum yoğun yaşadı..."
Ebubekir Eroğlu
"...çocukluğumu kalbimde tuttum
kaynayan suda yumurta gibi
bilgi erleri aldı uzağımı yakınımı
ok attık tarihe bir kılı yardı
tarihi gizli elle yönetilerek
dolaştı durdu dolaştı durdu ruhum
bezm-i ezelden başlayarak günlerimi
bir soru ona ilk yönelen
cevap olacak da bir soruydu..."
Ebubekir Eroğlu
"Süleyman peygamberin duasını
kurak bedenimle taşıyıp durdum
içimde ne yalnız ölümün
ne yalnız dirimin geçidi
kanadım uysallaştı rüzgâr eğildi
bildiğim
ne can bir ana çivilenir ne ölüm
bak bir ölümledir yürüdüğüm"
Ebubekir Eroğlu
''Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.'' (Nisâ, 4/36)
"Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur."
Aliya İzzetbegoviç
"...Sesine renk veren türlü bitkiler
Cennet oluyordur, sanki öyledir
Cennet diyorum, bu da bir şeydir
Önce çocuklar! Değil mi dünya..."
İbrahim Tenekeci
Bugün kendin için ne yaptın?
Ben "gülümsedim."
Aynaya bak ve kendine gülümse.
"Hiç çalmadım," de mesala.
"Hiç bir canlıyı öldürmedim."
"Hiç yalan söylemedim."
"Hiç kimseyi ardından vurmadım."
"Hiç haksızı, dolandırıcıyı, yalancıyı savunmadım."
"Insanca yaşadım."
Hadi gülümse...
"Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al." (Âl-i İmrân, 3/193)
'' Ve insan en çok göğe vurgun. Sonra zifiriliğe, şiire ve hep Allah'a.''
Cahit Zarifoğlu
''...Bizim ihtiyacımız sensin, özlediğimiz sen;
ve kendini biraz daha vermekle bize,
her şeyi vermiş oluyorsun hepimize"
Halil Cibran
"Kimileri karşı karşıya kaldığı şeyden nefret ettiği için mücadele eder, hayatını enine boyuna tartmış başkalarıysa varlıklarına anlam vermek arzusuyla."
John Berger, Manzaralar
"Başkalarının kırılganlığını azaltmak üzere emek vermek, herkesin kendi kırılganlığını tecrübe etmesine ve kendi özelliklerini derinlemesine düşünmesine izin verir."
G.D' Alisa, M. Deriu ve F. Demaria, Küçülme içinde
"...Onun sesi 'iyilik'in, 'güzellik'in sesidir,
Elindeki meş’ale 'hak'kın meş’alesidir!
Yollarında durduramaz onu ne taş, ne diken,
Rüyada gibi koşar... Koşar yaz kış demeden..."
Halide Nusret Zorlutuna
''Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.''
Mevlânâ
"Büyümez miyim artık Nazım amca,
Dokuz mu kaldı şimdi yaşım?
Bembeyaz bir bulutun üstündeyim,
Yanımda Hiroşimalı arkadaşım.
Barış şiirleri okumuştuk bayramda
"Çocuklar öldürülmesin" diye,
Renk renk balonlar bırakmıştık umutla,
Nicedir yüzü gülmeyen göğe.
Geçen gün resim çizmiştik defterimize;
-Ah üzgünüm, boyamam kaldı yarım -
Dünyanın çevresinde el ele çocuklar
Çok uzağındaydılar bombaların.
Büyümez miyim artık Nazım amca?
Savaşın siyah gülü ne zaman solar?
Hangi masaldan kovuldular da
Aramıza karıştı hain avcılar?
Ankası uçup gidince, karası kaldı bir şehrin
Kokum, annemde kalsın
Adım, ezberinde susmayan yüreklerin."
Özlem Tezcan Dertsiz
"...olacaktım,
toz olacaktım, zerre
sabah ayazında düşecektim
adsız bir çiçeğin üstüne,
şehirdeki uzak ada olacaktım, adadaki palmiye
sırtımı dönüp dünyaya
denize bakacaktım, dağa bakacaktım göğe..."
Özlem Tezcan Dertsiz
"O kadar istedi ki bir şeyi bugün içim
Dedim, kendi kendime: Bari, çocuk olaydım
Bana bir camdan yine seyrettirseydi dadım
Yağmurun yağdığını bahçede sicim sicim.
Üşümezdi bu yağmur gününde böyle içim
Kulağıma öpüşle fısıldansaydı adım
- Artık dönebilseydim geriye adım adım,
Benim işte kalmamış önümde bir sevincim.
Dünler, evvelki günler, geçen aylar ve yıllar
Beni götürseydiler doğduğum eve kadar
O evin taşlığında sevinçten ağlasaydım.
Son günümde olaydım ufak, o kadar ufak
Ki yavaşça en tatlı bir masala dalarak,
Ve bir anne dizinde büsbütün uyusaydım."
Ziya Osman Saba
"Sanat hayata daima 'Ama yine de!' der."
Georg Lukács, Roman Kuramı
"Kimin nasıl bir anısı haline geleceğimizi hiçbirimiz bilemeyiz."
Bilge Karasu, Narla İncire Gazel
"Kendinize kafamın içinde ne var diye değil, kafam neyin içinde diye sorun."
W.M.Mace, akt.J.Hari, Kaybolan Bağlar
Mutlak bir iyilik ve kötülük olmadığı gibi iyiliğin rengi de yoktur.
"İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlik bilir."
''Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.'' ( Ra'd, 13/22)
"Allah Resulü şöyle buyurur: Hediyeleşin. Çünkü hediye gönülden kini ve düşmanca duyguları söküp atar." (Tirmizî, Velâ, 6.)
"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; yoksa şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır." (İsrâ, 17/53.)
"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!"
(Fussilet, 41/34.)
"Ekili alanlar, tatlı su kaynakları
Şiirdir bunlar, anladınız mı?
Şiirdir, bir çocuğun bilmesi,
Koşsaydım yetişirdim; koşmadım
Şiirdir bu... İnce gör, demişti...
Evli kadınlar, bekâr erkekler
Bilmezler bunu, şunu:
Düşman geliyor, kadim olan her şeye
Dine, disipline ve şiire...
Durmak olur mu?
Şiirdir;
Korugan kılar kırılgan kamışları
Taze tutar, ekmeği ve bayrağı
Can verir, ölüme bile
Nasıl bir şey, anladınız mı?"
(İbrahim Tenekeci, Ağır Misafir, s.41-42)
“Ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi.”
(Ahmet Murat, Bir Şair Bisikletle, s.46)
''Işık görünmeden renk görünmez, her şey zıddıyla anlaşılır ve zıddıyla kaimdir...''
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
''Hikmet düşürür dillere
sözcüklerimiz
Duyduklarımız
ille de
gördüklerimiz
Her türlü güzel söz sadakaymış madem
Çiğdem gibi açmasın mı
sözcüklerimiz''
Tacettin Şimşek