Bakış... Gönülden gönüle akış Bakış... Güzelliğe alkış Bakış... Eder sözlerle yarış Bakış... Aradaki buzları eritmek için ateş yakış Bakış... Limandan kalkış, enginlere dalış Bakış... Yerine göre bahar ya da kara kış Bakış... Yakaya karanfil, gül takış Bakış... İlişkilere çivi çakış Bakış... Dostlarla barış, düşmanlara taş atış!
İçine düşmüşse geçen zaman Hasretini yaşıyorsan doğduğun toprağın Yüreğin de büyümüşse bir de acılar Ve Diline dolanmışsa çocukluğun gençliğin dostluğu Dökülüyorsa kaleme hatıralar Uzaklaşırsın yavaş yavaş dünyadan
Hızla mezarlıktan çıktı ve arabasına yöneldi, durdu derin derin nefesler aldı, hızla çarpan kalbine teskinler vermeye uğraştı.
Önce duyduğu sesler, sonra musluktan akan kan iyice aklını almıştı başından. Bir müddet öylece donup kaldı, uzun uzun soluklandı. Oysa ki yapacağı masum bir mezarlık ziyaretiydi.
İki yıl önce uğurlama şansı dahi olmayan sevdiği bir insanı kaybetmiş ve uzaklarda haftalar sonra öğrenmişti. İki yıl mezarını ziyaret etme cesareti gösterememiş olacak ki hiç uğramadı. Hep içinde büyüttü var olan yakınlığını, kimi zaman yaşanılan günlerin güzelliğini andı sevindi güldü, kimi zaman kötü günlere bir sebep arayıp hayıflandı kendi kendine ve her şeyi içine gömdü. Yüreği bir sine mezarlığıydı.
"...kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı. burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm…ama olmadı, dönemedim. sonra, bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi." kader(2006)- zeki demirkubuz
•Nerede gösteriş varsa,oradan uzak durun. ! •Hayatı hızlı yaşayan insan, kazandığı her şeyi hızlı kaybeder. •Her şeyini göstere göstere yaşayan, göz göre göre aldanır. •Özelini herkese anlatanın özeli yoktur. Çünkü,herkese anlatılan şey ne özeldir ne gizlidir.
Halbuki kısa net bir kaç kelime Ve samimiyet kokan bir susuş Anlaşılmak için algılara yeterliydi. Cümle mühendisliğine soyunmak, Ifadeyi bellekte kıyıp öldürmekten Başkaca hiç bir şey de değildi.
İnsan, konuşarak, tartışarak, ikna etmeye çalışarak, retorik, diyalektik, demagoji ile anlayacağını, üstün geleceğini zannetti… Oysa insan, ancak susarak, içine çekilerek, yaşayarak duyabilirdi… Ağlayarak anlayabilirdi…
BAKIŞLAR NELER SÖYLER...
Bakış...
Gönülden gönüle akış
Bakış...
Güzelliğe alkış
Bakış...
Eder sözlerle yarış
Bakış...
Aradaki buzları eritmek için ateş yakış
Bakış...
Limandan kalkış, enginlere dalış
Bakış...
Yerine göre bahar ya da kara kış
Bakış...
Yakaya karanfil, gül takış
Bakış...
İlişkilere çivi çakış
Bakış...
Dostlarla barış, düşmanlara taş atış!
eşit doğduk
eşit öleceğiz
bir metre toprak altı, bir kaç metre bez
ikimizi de saracak olan
gerisi boş hikaye, izin yoksa şu toprakta
Sen hüzünlüsün diye dünya durup sana yol vermeyecek..
En kötü günün, en şık olacağın gün
Ehline düşmeyen sevda ne acı
Altın gibi kalbi ne bilsin hurdacı
Bana balık vermeyeceksen, balık tutmayı da öğretme...
Kimsenin kötülüğünü istememeli
Herkese kucak açmalı
Elinde yoksa dahi vermeye çalışmalı
Elinde yoksa dahi istememeli
Müstağni yaşamalı…
Senin anormalliğin niye benim normalim olsun ki ? Sistemin çarpıklığı bana ayak uydursun! Ya düzeltsin kendini ya da yıkılsın !
Nedendir acaba ?
hep yangınlar Ege ve Akdeniz de yoğun şekilde yaşanıyor. üstelik sahil ve çok ta değerli alanlar.
???
Bir kez daha kimler tarafından nasıl yönetilemediğimizi gördük
Buyurun
Cenaze Namazına
Ne güzel sevilirdin sen…
Sabah kalkınca
Öğlenin sıcağında
Gece olunca…
Avazım çıktığı kadar susmak istiyorum
Gökkubbede bir sükut bırakmak için
Ben şiir yazmıyorum
kimi yaşanmışlığımdan kesitler
kimi içi döküyorum
kimi öfkemi
kimi zamanı
şiir yazmıyorum, hayallere nokta.
Kötülerin türküleri yoktur
Türküleri güzel insanlar söylerler
Çünkü
Onlar Anadolu’yu yürekleri bilirler
"Her yerde olan, hiçbir yerde değildir !"
alkolün dışında hainlik karıştırılmayan hiç bir gıda kalmadı.
el çekiniyor raflara uzanırken.
Güneşi görünür kılan parlaklığı değil, ışığının ulaşabildiği nokta.
Son sahne
İçine düşmüşse geçen zaman
Hasretini yaşıyorsan doğduğun toprağın
Yüreğin de büyümüşse bir de acılar
Ve
Diline dolanmışsa
çocukluğun
gençliğin
dostluğu
Dökülüyorsa kaleme hatıralar
Uzaklaşırsın yavaş yavaş dünyadan
Ömür tamam
Film son sahnesindedir.
mtu
2 temmuz
haziran'da ölmek zor demiş usta
temmuz'da yanmak kolay mı ? onlar candı, öylede kaldılar. tarih onları güzel insanlar diye yazıyor ve yazacak.
onca cana kıyan caniler ve aynı fikirde olanları lanetliyorum. bu ülkeyi caniler hak etmiyor, güzel insanların ülkesi olacak. er yada geç.
Hızla mezarlıktan çıktı ve arabasına yöneldi, durdu derin derin nefesler aldı, hızla çarpan kalbine teskinler vermeye uğraştı.
Önce duyduğu sesler, sonra musluktan akan kan iyice aklını almıştı başından.
Bir müddet öylece donup kaldı, uzun uzun soluklandı. Oysa ki yapacağı masum bir mezarlık ziyaretiydi.
İki yıl önce uğurlama şansı dahi olmayan sevdiği bir insanı kaybetmiş ve uzaklarda haftalar sonra öğrenmişti. İki yıl mezarını ziyaret etme cesareti gösterememiş olacak ki hiç uğramadı. Hep içinde büyüttü var olan yakınlığını, kimi zaman yaşanılan günlerin güzelliğini andı sevindi güldü, kimi zaman kötü günlere bir sebep arayıp hayıflandı kendi kendine ve her şeyi içine gömdü. Yüreği bir sine mezarlığıydı.
"...kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı. burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm…ama olmadı, dönemedim. sonra, bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi."
kader(2006)- zeki demirkubuz
•Nerede gösteriş varsa,oradan uzak durun. !
•Hayatı hızlı yaşayan insan, kazandığı her şeyi hızlı kaybeder.
•Her şeyini göstere göstere yaşayan, göz göre göre aldanır.
•Özelini herkese anlatanın özeli yoktur. Çünkü,herkese anlatılan şey ne özeldir ne gizlidir.
"Düşlerimde ne bıçaklar fırlattım,
Hepsi de saplandı..."
Bir gün bir köylü kaleye doğru bağırarak “Bir gün kral olacağım!” demiş, kral hariç herkes gülmüş…
Vertigo oldum
Bizim reformlar yer çekimli azizim döne döne çekirdeğe varacağız.
Üzüntü veren bir günah, kibirli bir ibadetten daha hayırlıdır.
Bir kadına güven ver, o da sana aşkı öğretsin.
Vusulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir.
Halbuki kısa net bir kaç kelime
Ve samimiyet kokan bir susuş
Anlaşılmak için algılara yeterliydi.
Cümle mühendisliğine soyunmak,
Ifadeyi bellekte kıyıp öldürmekten
Başkaca hiç bir şey de değildi.
İnsan, konuşarak, tartışarak, ikna etmeye çalışarak, retorik, diyalektik, demagoji ile anlayacağını, üstün geleceğini zannetti… Oysa insan, ancak susarak, içine çekilerek, yaşayarak duyabilirdi… Ağlayarak anlayabilirdi…
Beklenti, insanı aldatır ve beklenti, insana yön verir