"Aşk diye bir şey yoktur, güzellik vardır. Güzellik de kimsenin malı değildir. Ona sadece belirli bir süre sahip olabilirsin, sonra uçar gider...
O ne sana, ne de bana, o kendine aittir. Tıpkı Kız Kulesi gibi, tıpkı Da Vinci'nin Mona Lisa tablosu gibi, tıpkı Orhan Veli'nin şiirleri, Yaşar Kemal'in romanları, Sait faik'in hikâyeleri gibi...
"zemheriler kıskansın ay düşende kızıl saçlarından sonbaharı sen kokarken kopartılan bütün çiçekler kan yağdırıyor gözlerinden avuçlarıma /yaprak yaprak nasıl anlatacak bu gidişin /benim nasıl geldiğimi..."
* Adını Koyamadığım / rumuz: dxixkmen23 (Kadınlar Kulübü)
"Ben gidince hüzünler bırakırım Bu senin yaşadığındır Bir ev sıkılır kadınlardaki Bir adam sıkılır kadınlardaki Seni sevmek bu kadar mı O benim yaşadığımdır.
Bazan da bir yerde kuşlar vardır Ne uçmak, ne görünmek için Bir karanfil pencereyi deler Bir kapı kendiliğinden kapanır İstesek sevişirdik, ama olmadı Biz değil yaşayan acılardır.
Gitsem de her yerde biraz vardır Hatırda zamansız bir plak Bir otel kapısı, biraz istasyon Vardır o seninle birlikte olmak Buluşur çok uzaktan ellerimiz Ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak."
Her ne kadar aşk genç kalplerin işi olsa da, aşkı yaşamak tecrübeyle kazanılmış donanım ister; gençken kolay sahip olunamayacak bir donanım... Nasıl yaman bir çelişki değil mi?
Aşk mektubu; kimse yazmıyor artık, ölü bir tür oldu. Ya aşk romanı? Süpermarket raflarında dizili deterjan kutuları gibi cici cici duranları kastetmiyorum... Sahiden aşk romanı yazılıyor mu artık, sayfalarının sularında çalkalanacağımız romanlar?
- Alo Ayten, merhaba :)) - Merhaba Cemal :)) - Cemal de kim lan?! :(( - Ay Rıfkı, pardon, sen miydin :(( - Ne Rıfkısı allahsız?! Sen öldün laann! - Recep?.. Şaban?.. Ramazan??? - Dan dan dan!
ve yürek, imgelerin en ulaşılmaz doruğunda. ey herşey bitti diyenler korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. ne kırlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler henüz elveda demediler. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman benim şiir kitaplarından sızan aydınlık elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman pancurların çarpıldığı lodos geceleri rüzgârın değil benim/pencerendeki ıslık her akşam koridordaki ayak sesleri yanlış çaldığını zannetiğin telefon zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
Abartılı duygulan seviyoruz. “Yağmasa da gürlemek” diye bir tabir vardır dilimizde, bilirsiniz. İlk bakışta kulağa hoş gibi gelir. Ama biraz düşününce pek de öyle gözükmüyor. Sevgimizi gösterirken örneğin; “senin için ölürüm” diyoruz. Bu "gürlemek"tir işte.
“Senin için çay demlerim, senin için hiç üşenmeden sokaklarda kestaneci arayabilirim, senin için peçeteden çiçek yapanm, senin için bütün gece uykusuz kalabilirim, seni beş dakika görebilmek için bir saat yol giderim, senin için sevdiğin kitapları arar bulurum, senin için tatlı yaparım, sana bir şiir yazarım” diyebilsek gerçekten "yağmış" oluruz.
Sabahtan akşama kadar müzik dinliyor, kitap okuyordum. Meksika'da geçen bir aşk romanı vardı elimde. Meksika ve aşk...Ne kadar uzaktılar bana, çok çok uzaktılar. ...Yanılıyormuşum!
"Aşk var dostum, aşk var...
Ve her şeyi iyi ediyor aşk, dünyayı güzelleştiriyor. İnsan ruhu ancak aşkla şahikasına kavuşuyor!.."
* Mektup Aşkları, Leyla Erbil
"İhtirasında intihar vardır aşkın,
Kavuşmalar bir menzilde hülya,
Düşler aleminden bir yalan birliktelik..."
* Mutluluk Giymiş Hüzün
/ Melek Derin Er
"Aşk diye bir şey yoktur, güzellik vardır.
Güzellik de kimsenin malı değildir. Ona sadece belirli bir süre sahip olabilirsin, sonra uçar gider...
O ne sana, ne de bana, o kendine aittir.
Tıpkı Kız Kulesi gibi, tıpkı Da Vinci'nin Mona Lisa tablosu gibi, tıpkı Orhan Veli'nin şiirleri, Yaşar Kemal'in romanları, Sait faik'in hikâyeleri gibi...
Bize sadece onu paylaşmak düşer."
* Aşkımız Eski Bir Roman
/ Ahmet Ümit
"Bakışlarından bu yana, iki kişilik uykusuzum her gece..."
(Uyarlama)
"Aşk, gülü dikeniyle avuçlamak; ama kanayan ellerin hesabını gülden sormamaktır..."
* Gül Şiirleri, İskender Pala
"Aşk, ayrılıktan sonra da işler."
* Eteğimdeki Taşlar
/ Murathan Mungan
"Aşk en fazla bir yaz yağmuru kadar kalıcıdır; gözünüzün önündeyken içinize işler, lakin gözünüzü kırpınca bir bakarsınız yok olmuş."
* Jodi Picoult'dan uyarlama
"Ey soğumuş güzellik, senden başka nedir ki aşk?"
* Şükrü Erbaş
"Anamın bıraktığı yerden sarıl bana..."
* Sarıl Bana, Metin Altıok
"zemheriler kıskansın ay düşende
kızıl saçlarından sonbaharı
sen kokarken kopartılan bütün çiçekler
kan yağdırıyor gözlerinden avuçlarıma
/yaprak yaprak
nasıl anlatacak bu gidişin
/benim nasıl geldiğimi..."
* Adını Koyamadığım
/ rumuz: dxixkmen23 (Kadınlar Kulübü)
"sen bende
neleri öpüyorsun biliyor musun,
herkesin simsiyah kesildiği bir akşam
yıldızlarla yedi renk gökyüzünü öpüyorsun...
sen bende, gözlerinin anne ışığıyla
bir solgunluktan doğan
kocaman bir çocuğu öpüyorsun."
* Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun
/ Şükrü Erbaş
"Bir gülüşündür gençliğimi döndürdü yolundan..."
* Serenad, Cahit Sıtkı Tatancı
"aşkı anılar besliyor düşler kadar
bu yüzden diyorum ki
aşk eskidikçe aşktır."
* Sevda Sözleri, Cemal Süreya
"Kar ve hüzün bir aşkın
seyir defteridir; yolculuklar ve ayrılıklarla anlatılabilir ancak..."
* Çocuksun Sen, Ahmet Telli
"Sevmek adamlık ister, sevişmek ise yetenek..."
* Bir Orga.zm Masalı, J.D.Salinger
Neden hep böyle olur ki;
bize bakmayan gözlere bağlanırız, Özdemir Asaf'in dediği gibi...
Veya başkasına yönelmiş kalpler için ağlarız.
"Ben gidince
hüzünler bırakırım
Bu senin yaşadığındır
Bir ev sıkılır kadınlardaki
Bir adam sıkılır kadınlardaki
Seni sevmek bu kadar mı
O benim yaşadığımdır.
Bazan da
bir yerde kuşlar vardır
Ne uçmak, ne görünmek için
Bir karanfil pencereyi deler
Bir kapı kendiliğinden kapanır
İstesek sevişirdik, ama olmadı
Biz değil yaşayan acılardır.
Gitsem de
her yerde biraz vardır
Hatırda zamansız bir plak
Bir otel kapısı, biraz istasyon
Vardır o seninle birlikte olmak
Buluşur çok uzaktan ellerimiz
Ve nasıl göz gözeyiz
ansızın bir infilak."
* İnfilâk, Edip Cansever
"Mazereti yoktur aşkın, başına vurduğunda..." * Alıntı
Her ne kadar aşk genç kalplerin işi olsa da, aşkı yaşamak tecrübeyle kazanılmış donanım ister; gençken kolay sahip olunamayacak bir donanım... Nasıl yaman bir çelişki değil mi?
* Şairin Romanı, Murathan Mungan
Aşk mektubu; kimse yazmıyor artık, ölü bir tür oldu. Ya aşk romanı? Süpermarket raflarında dizili deterjan kutuları gibi cici cici duranları kastetmiyorum... Sahiden aşk romanı yazılıyor mu artık, sayfalarının sularında çalkalanacağımız romanlar?
* Aşkın Cep Defteri
/ Murathan Mungan
Aşkın köprü kurmak olduğunu kavrayamayanlar, köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar.
* Isaac Newton
Aşk bir kelime değil ki deftere not alasın...
Ya BeniMSin Ya...
- Alo Ayten, merhaba :))
- Merhaba Cemal :))
- Cemal de kim lan?! :((
- Ay Rıfkı, pardon, sen miydin :((
- Ne Rıfkısı allahsız?! Sen öldün laann!
- Recep?.. Şaban?.. Ramazan???
- Dan dan dan!
Aşk, yürek işidir.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
* Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek,
Adnan Yücel
geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman
benim şiir kitaplarından sızan aydınlık
elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman
pancurların çarpıldığı lodos geceleri
rüzgârın değil benim/pencerendeki ıslık
her akşam koridordaki ayak sesleri
yanlış çaldığını zannetiğin telefon
zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
* Zeynep Beni Bekle,
Attila İlhan
Abartılı duygulan seviyoruz. “Yağmasa da gürlemek” diye bir tabir vardır dilimizde, bilirsiniz. İlk bakışta kulağa hoş gibi gelir. Ama biraz düşününce pek de öyle gözükmüyor. Sevgimizi gösterirken örneğin; “senin için ölürüm” diyoruz. Bu "gürlemek"tir işte.
“Senin için çay demlerim, senin için hiç üşenmeden sokaklarda kestaneci arayabilirim, senin için peçeteden çiçek yapanm, senin için bütün gece uykusuz kalabilirim, seni beş dakika görebilmek için bir saat yol giderim, senin için sevdiğin kitapları arar bulurum, senin için tatlı yaparım, sana bir şiir yazarım” diyebilsek gerçekten "yağmış" oluruz.
* Ev Yapımı Sihirli Değnek
Şermin Yaşar
Yalnız bir kalp tek başına atamaz.
* Afrika Atasözü
Eğer aşka bir sınır koyulmuşsa, bunu Tanrı değil, insanoğlu yapmıştır.
Sabahtan akşama kadar müzik dinliyor, kitap okuyordum. Meksika'da geçen bir aşk romanı vardı elimde. Meksika ve aşk...Ne kadar uzaktılar bana, çok çok uzaktılar.
...Yanılıyormuşum!
* Füreya, Ayşe Kulin