Kültür Sanat Edebiyat Şiir

aşk sizce ne demek, aşk size neyi çağrıştırıyor?

aşk terimi Cengiz Ekrem Teymur tarafından tarihinde eklendi

  • Öz Can
    Öz Can

    Aşkı tarif edenin aşkı bildiğinden şüphe ederim

  • Bülent Yücetürk
    Bülent Yücetürk

    İftarı olmayan bir oruca niyet etmekti seni sevmek aslında...

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Kendini aşka adamış bir kadın her zaman tehlikelidir.

    - Lev Nikolayevic Tolstoy

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Söyleyin ona; nasılsın diye bir mesaj atsın, iyiyim diye bir kitap yazmazsam yuh olsun bana!

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Aşkı güçlendiren şey sarımsak mıydı, sarılmak mıydı, karıştırdı...Karıştırınca da sarımsağı fazla kaçırdı. Sarımsak fazla kaçınca elin kızı durur mu, durmaz... Durmadı nitekim, kaçtı.

    Gereği düşünüldü:
    Yananı Allah görür!

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…

    - Can Yücel

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Seni kaybetmekten yana en küçük bir korkum bile yok; çünkü hiç gelmedin ki gidesin...


  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    ne kadar saklasak nafile,
    bir şey var aramızda;
    senin gözlerinde ışıldıyor,
    benim dilimin ucunda...

    - Birisi, Nahit Ulvi Akgün

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    bir baksan gözlerime
    dağda yakılmış ateşler göreceksin.
    aç kapıyı kim geldi bak
    bak nasıl havalandı güvercin.
    açmam diyemezsin artık,
    aç!

    - Aç Kapıyı Ben Geldim, Nizameddin Berin Taşan

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    İhanet yar'dan gelince, uğradığın yıkıma yanamazsın, yar'e yandığın kadar...

    - Anonim

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Erkekler var, adam gibi... kadınına iliklerine kadar aşık, onu ölümüne seven, baş tacı eden, sarılan, onu özleyen, bekleyen, en küçük ayrılıklarda bile yolunu gözleyen...

    Ve bir de kadınlar var, böyle erkeklere yüzü kızarmadan ihanet eden!

    - Cemal Süreya'dan ilham...

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Kaderimin Oyunu, Melis Dilan

    ?si=YaiEfpgts_JqDmHS

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Ayrılık saatlerinde perişan
    Öpüşmelerde uzattığımız alabildiğine
    Yaşlı gözlerden kalbin derinliğine
    Bakışlarındı bir ışık halinde uzanan

    Tapardım o saatlerde güzelliğine
    Sevgiden, mestolmuş, özlemli, hayran
    Bütün yüreğinle işte o zaman
    Bir daha inanırdım sevildiğine

    Son köşeyi dönmek istemezdi ayakların
    O an bir hüzün çemberiyle sarılırdı
    Saçların, gözlerin, dudakların

    Büyürdü gitgide gölgesi uzakların
    İçimde bir tel kopar, bir ayna kırılırdı
    Ve bana bir ölüm gibi sessizliğin kalırdı

    - Ayrılık Saatleri, Ümit Yaşar Oğuzcan

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Evlilik, aşkın mezarıdır.
    - Henri Stendhal

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    İhanet, çiftlerden birinin, bir başkasıyla, fiziksel, cinsel, duygusal temas kurmasıdır. İhanet eden kişinin sözlükteki karşılığı “HAİN”dir. Bunları biliyoruz.

    Bu dünyada ihanet denilince akla genellikle erkekler geliyor ancak iki cinsiyet de hiç acımadan aldatıyor.

    Türkiye'de de ihanet özellikle kadınlar arasında son yıllarda epey yaygınlaştı diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü kadın ihanetleri de sadece son yıllarda yaygınlaşmadı, hep vardı ve hep yaygındı. Ama eskiden iletişim yetersizliği nedeniyle az duyuluyordu. Şimdi ise oldukça gelişen iletişim ağları sayesinde anında duyuluyor.

    Bunun en büyük kanıtı, geceleri YouTube'da tekrarı verilen kadın programları...Tüm o programları izlerseniz göreceksiniz ki, konuların neredeyse %95'i ihanet ve ihanetlerin neredeyse %95'i kadın ihanetleri...Üstelik açık kadın, kapalı kadın farketmeden!

    Gece nöbetlerimde boş zamanım çok olduğu için YouTube'da sık izleme fırsatı bulduğum bu yüz buruşturucu programlar sözün tam anlamıyla kadın ihanetlerini hiç çekinmeden ÖZENDİRİYOR.

    Şöyle ki, kocasının başvurusu üzerine davet edilen ihanet suçlusu ahlaksız kadınlar, sunucular tarafından adeta kucaklaşarak karşılanıyor, neredeyse pamuklara sarılarak ağırlanıyor, ellerinden tutulup saçları okşanıyor, karşılıklı şakalar gülüşmeler kahkahalar peşpeşe patlıyor. Sunucu bu arada, ihanet eden kadının seçimine, yani ihanetine SAYGI duyduğunu vurgulamaktan da geri kalmıyor. Evet, SAYGI duyuyormuş!

    İhanet namussuzluğunu becerdiğil için utanıp yüzü kızarması ve başını yerden kaldıramamasi gereken kadın da damardan pompalanan bu irinli özgüven sonucu etrafa gülücükler dağıtmaya başlayarak nasıl ihanet ettiğini ballandıra ballandıra anlatıyor da anlatıyor... Tam karşısında oturan kocası hık edecek olursa şirretleşip saldırganlaşıyor, "oh ettim iyi ettim" türü edepsiz çığlıkları havada uçuşuyor.

    Neyse, midem bulandı, keseyim :(((((

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ***Evlilik kurumunda her türlü aksaklıkların ve aldatmaların başlıca nedenlerden
    biride, yaşadığı toplumun siyasi, sosyal ve kültürel gelişmişliğin yetersiz, sağlıksız
    ve dengesiz oluşudur.
    ----Eğer ki, bir Ülke'de Anayasal haklar, hiyerarşik sistem içerisinde Memleket sathına
    eşit ve adil bir şekilde yayılmıyorsa, aldatma, şiddet ve boşanmalar kaçınılmazdır.
    Bu tür meselelerin Din-iman ve ya her hangi bir Mezheple hiç bir ilişkisi yoktur...

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Aşkta İhanet Bir Hastalıktır
    Karşı cinsten iki kişi arasındaki içgüdüsel yakınlaşmadır aşk... Ne var ki, bu yakınlaşma, ruhsal sorunları olan erkek veya kadın bazı tiplerde asla tam olarak doyum sağlamaz.

    Bu nedenle bu hastalıklı kişiler sürekli bir partner değişikliği özlemi yaşarlar ve arayış içindedirler, aranırlar. Aşkta ihanetin başlangıcı, bu duygulardır işte...

    - Korhan Ufuk derledi.

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Aşk, direnmekti onursuzca; ve aşk neredeyse, ihanet oradaydı.

    - Alıntı

  • Hüseyin Pelit
    Hüseyin Pelit

    Aç susuz yatak döşek hasta yalnızlık güzellik kalp ve gözüm
    Bunların bütünü görüneni AŞK : soylemicektim ama artık bilinsin... insanlığa hizmetimiz olsun...

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün...

    - İlhan Berk

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    ıslak bir sokakta bulursun kendini
    yüreğin taş, dudakların yok
    yaşadığını zannedip yürümek istersin
    ellerin titrer, gözlerin dolar
    yüreğinde ne varsa
    yaş olup akar gözlerinden
    üşüdüğünü zannedersin; ölmektesindir...
    sıkı dur bebeğim buna AYRILIK derler.

    - Ayrılık, Ceyhun Yılmaz

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Senin için ölürüm dedi. Benim için zaten öldün dedim. Cesedini alıp çıktı.

    - Küçük İskender

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Sevdanın karşısında ne önemi var hayatın?
    - Eşkıya, 1996

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi
    geceleri, koynuma almadım ihaneti
    ve say ki
    bütün şiirler gözlerini
    bütün şarkılar saçlarını söylemedi
    hele nihavent
    hele buselik hiç geçmedi fikrimden
    ve hiç gitmedi
    bir topak kan gibi adın
    içimin nehirlerinden
    evet yangın
    evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
    evet kaybetmenin o zehirli buğusu
    evet nisyan
    evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
    sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
    bu sevda biraz nadan
    biraz da hıçkırık tadı
    pencere önü menekşelerinde her akşam

    - İbrahim Sadri, Bir Adın Kalmalı

  • Ahmet Yavaş
    Ahmet Yavaş

    "1985 yıllarında İran'da yaşanmış gerçek bir yaşam öyküsü...
    Ziba ile Muhammed üniversite yıllarında tanışmış, uzun süren bir arkadaşlık döneminden sonra yeni evlenmiş bir çifttir...
    Muhammed, sığır ticaretiyle uğraşmakta,
    Ziba ise bir özel hastanede hemşirelik yapmaktadır.
    Bir aylık evli çift,
    balayına çıkma planları yapmaktadırlar...
    Muhammed, bütün formaliteleri yerine getirerek esine ve kendisine on beş günlük bir balayı programı hazırlar...
    Ve özel otomobilleriyle balaylarını geçirmek için Benderabbas şehrine
    hareket ederler...
    Ziba ile Muhammed yaklaşık 600 km lık bir yol katederler.
    İran devrim muhafızları Pasdar'lar kara yolu üzerinde araçları durdurarak
    kimlik kontrolü yapmaktadırlar.
    Ziba ile Muhammed'in araçlarını da
    durdururlar.
    Ziba'dan evlilik cüzdanı istenir. Ziba çantasını karıştırır, valizlerine bakınır ama evlilik cüzdanı yoktur.
    Cüzdanı evde unutmuştur.
    Muhammed yeni evli olduklarını ve balayına gittiklerini devrim muhafızlarına
    anlatmaya çalışır..
    Devrim kuralları kesindir.
    Evlilik cüzdanı olmayan kadın erkeğin yanında bulunuyor ise fahişedir. Cezalandırılmalıdır.
    Ziba ile Muhammed evli olduklarina dair yeminler eder...
    Yalvarırlar...
    Nafile, Ziba Karakola götürülüp fahişe suçundan seri mahkemeye çıkartılacaktır.
    Muhammed, "Evlerinin 600 km uzakta olduğunu müsade ederlerse karısıyla gidip evlilik cüzdanını getireceğini" söyler.
    Devrim muhafızları Ziba'yi bırakmaz.
    "Evlilik cüzdanını getir kadını götür.." denir..
    Muhammed Evlilik cüzdanlarını almak için geri döner...
    Şoke olmuştur.
    Biran evvel eve gitmeli cüzdanı getirip karısını kurtarmalıdır..
    Yollar uzadıkça
    uzar, viraja suratli giren Muhammed direksiyon hakimiyetini kaybederek
    yol kenarındaki uçuruma yuvarlanır..
    Kazadan üç-dört saat sonra,
    Muhammet ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılır..
    Muhammed yoğun bakımda ölüm ile yaşam arasında gidip gelmektedir...
    On beş gün şuursuzca yatar.
    Kendine geldiğinde ilk Ziba'yi sorar. Kabus bitmemiştir.
    Ziba canilerin elinde kalmıştır.
    "Cüzdanı götürüp karımı kurtarmalıyım..." der.
    Bu düşüncelerle hastaneden kaçar.
    Evine gider...
    Evlilik cüzdanlarını alır...
    Ziba'yı alıkoyan karakola
    gider...
    -"Ziba nerde?... Evlilik cüzdanımı getirdim. Karımı serbest bırakın."
    Buz gibi bir cevap alır....
    "-Seni bir hafta bekledik gelmeyince, kaçtığını düşündük, bu kadının fahişe olduğunu kabul ettik ve astık...."
    Ziba'nin morgdaki cesedini Muhammed'e verirler...
    (1985 yıllarında İran'da yaşanmış gerçek bir yaşam öyküsü )
    Alıntı.

  • Tamer Umut
    Tamer Umut

    Sen orada
    Ben burada
    Göçmen kuşlara mı öykündü
    Sevdamız

  • Gökhan Oflazoğlu
    Gökhan Oflazoğlu

    Onu sesinden bildim Aşk dı, ayak tıpırtılarını aynaya tuttum,
    belleğimi suya ve ateşe, gözleri nasıl da parlaktı, nasıl da siyah
    ve masum, onu sesinden bildim Aşk dı, sefih,aciz,ama yüce,
    kendini saklayamayacak kadar ketum, aşka benden daha muhtaçtı,
    ölmeye, ölesiye sevmeye.

    Hüseyin FERHAD, ŞAİR, 1954


    ÇÖKME,

    Diz çökmeden besmeleyle, nasıl anlatılır tufan,
    lal bir o kadar sağır, üstelik içimdeki ben, arkaya
    tara saçlarını, sonra ortadan ikiye ayır, mehil doldu,
    Yulug itili geriye çağır, hecin ve çakal sesiyle, uzun
    yağmurlar yağdı, Balasagunu sel aldı, bahadırlar
    kısrak yerine kendi kadınlarını sağdı, Türkistan, ama,
    eski, çekik ve kibirli gözleriyle, tarihteki yerine ağdı,
    Artık konuşma sırası ondadır, ceylan ve kurt sesiyle,
    arkaya tara saçlarını, sonra ortadan ikiye ayır.

    Hüseyin, FERHAD.

    Şirazı sor, balasagunu, yırtılışını tarihi coğrafyanın
    hadım edilmiş ruhunu, bencileyin bir ateşperestin,
    berberi değilim hayır, borcum yok arap diline,
    özenir imrenirim lakin, çöle kalam üşürenlere,
    kalbimin miadı doldu, çiçek açması yakındır,
    mavi lotus, semire, faslı baharı bile yanıltır.

    FERHAD, 54

  • Ebru Şencan
    Ebru Şencan

    Aklını
    Şüpheden
    Kudurtur

  • Tamer Umut
    Tamer Umut

    Siyah beyaz solgun bir resmi
    Çapraz bir fişeklik gibi
    Asar da göğsüne
    Öyle tutar
    Dağ yollarını aşk

  • Gökhan Oflazoğlu
    Gökhan Oflazoğlu

    Aşk ölümden doğar, fakat, doğumumuzla birlikte biz bu ölümü terk etmişizdir, bu ölmek ve yeniden doğmaktır,
    - Kadın - der Machado - varlığn öteki yüzüdür - saf şimdi olan varlık çıkar ve kendisini ona sunar, ve ona gömülür ve onda gizlenir, yani aşk aynı zamanda hem varlığın kendini ortaya sermesi de hiçliktir. Edilgen bir kendini ortaya seriş değil, gözümüzün önünde yapılan ve bozulan bir şey. Bizim de katıldığımız, kendimiz için bir şeyler yaptığımız bir tiyatro oyunu gibi, Aşk varlığın yaratılmasıdır, ve o varlık bizim varlığımızdır, biz varlığımızı yaratırken, onu tüketir ve tüketirken onu yaratırız.

    Octavio PAZ, ŞAİR, DAHİ, 1998, ve Nobel Ödülü, 1990

    Çev.. Ömer SARUHANLIOĞLU, - Çeviri de gayet iyi, belirtiyim, teşekkürler emeğine -

    Şimdİ çocuklar Dahi nasıl oluyor, fay kırığına benziyor mu, siz tabii, kırılmayın, ama, aşk o değil, kafanı gözünü
    kırsın diye var, öyle bir yetişme, yetiştirme dönemi o da sınavın bir parçası, ve kallavi, onun çevresinde de
    kendi kozanızı öreceksiniz, ama, her üstünüze gelende, iyisini yapma iradesini göstererek, anlaşıldı mı, o beyazlar giyinmiş Osmanlı Kadını, neden yeni olmüş eşinin üzerine kapanarak hıçkırarak ağlıyordu, işte o Türk Kalitesiydi. Bir de şuna bakalım, İbn Hazm nerdeyse bin yıl önce kayda değer, İslam Filozoflarından, Allahın
    sözlerinden başkasını tanımam diye ilk dile getirenleren, Endülüste, aşk üzerine de döktürüyor, ve herkes gibi
    sizlere ömür eşine haber veriyorlar - onun ölüsünü kitapları kaldırsın - diyor, sen o kadar cambazlık yap, hepsi
    anında çöp. Öyle Aşk deyip geçme, bakmışın içinden geçer, anladın mı Osmanlı Türkü neydi. Geçmiş olsun.