Günaydın.
Daha kış gitmeden üç beş gün güneş açarsa çiçeğe dururmuş erik ağaçları.Kanarmış hemen.Çünkü ağaçlar arasında güneşe en tutkunu ,en çabucak kananıymış da ondan.
Her ayazda da dökermiş çiçeklerini.Gelecek her yalancı baharda kanmaktan geri durmazmış.
Pandemi olarak tanımlanan Korona Virüsü ile başa çıkmaya çalışıyor ülkeler.Baharın gelmesine bir türlü izin vermeden kasıp kavuruyor ortalığı.Yaşlı-genç,varsıl-yoksul demiyor,türlü yönlerden ayrımcığa yönelmeden öldürmek için didişiyor insanlarla.
Her gün sanki borsayı izler gibi izliyoruz ikiye üçe katlayan sayıları.Ülkemizde daha on gün önce bu beladan bir olan yaşamı yitiren dün akşam itibariyle yüz ikiye ulaştı.Bugünün rakamları bakalım ne olacak.
Gün ne güzel
Hele de bahar
Bulutları süt mavisi
Bağlar bahçeler yeşil.
Olsa olsa
yakıştırmadır
Bu sözlerin tümü,
denileceği yok
Damgalanmadan geçmezse kağıtların hiç biri
Gri mürekkebin suçu nedir üstüne alınır
bambaşka bir geçmiş zamandan kalma bahçe ve bir köşesindeki çeşme gibi duruyorsun şimdi karşımda
kapıdan geçip yaklaşıyorum ellerimi uzatmak için.
kupkuru duruyor parmaklarım ; oysa seni yönüm bildiğimden dolayı gelmiştim.
kurumuş bir dereden ayrıksı değil yüzüm
kederim de hüznüm de orada ölü hücre
solgun mat ve kırılgan
bu eyleyişler bu yabancılaşmalar bu densizlikler
‘’ durmadan düşünüyorum,
ne çok öldük yaşamak için ‘’
(Onat Kutlar)
Güç zamanlardan geçiyorduk;yetmezmiş gibi büyük yitiklerin yol açtığı, yeri doldurulamayacak boşluklar apansız kapladı içimizi.
1960’dan günümüze değin oluşan depremleri çok iyi anımsıyorum. Bir önceki depremin yaraları sarılmaya başlanırken ülkemizin bir başka yöresinde patlak veriyor deprem.Bu kez de merkez üssü Kahramanmaraş olmak üzere on ilimiz…Dokuz saat arayla gerçekleşen 7.7 ile 7.6 şiddetindeki iki depremle Adana,Adıyaman,Diyarbakır,Gaziantep,Hatay,Kilis,Malatya,Osmaniye ve Şanlıurfa’da deyim yerindeyse taş taş üstünde kalmadı.
aşk,dedim / sana yöneldim
ruhunu ele geçirmek için söyledim.bil
kaybedemeyeceğim şeylerin
acısını ne göster ne de onlarla yaşat
koklamak varken
karakışın ayazını
söylemek istediğim onca tümceyi
kaybederek kaçmasaydım keşke
Anlatılamaz olanı anlamak için çok tehlikeli bir okyanusa dalmayı göze alıyorum.
Yaşama bakmakla özdeş bir eylem benimkisi.
Nietzsche'nin benimkinden daha başka bir yeğleyiş için söylediği ''sen uçuruma bakarsın uçurum da sana bakar'' sözünü anımsıyorum.
Haklı da... Biraz da bakmayla ilintili bir şey bu.
Ya şiir ?
Dalmayı göze aldığım o okyanustan ya da insana ve yaşama bakan o uçurumdan ayrıksı olmadığına inanıyorum şiirin.
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti